özcü yazarı Uğur Dündar, ekibinin "yenidoğan çetesi" ile ilgili yaptığı araştırmalar sonucunda, 2015 yılında İstanbul Valiliği'ne gönderilen bir ihbar belgesine ulaştığını duyurdu. Dündar, bu belgenin içerdiği iddiaların son derece ciddi olduğunu belirtti. İhbara göre, hastalar, devlet kurumlarında çalışanlar tarafından pazarlanıyor, hastaneler haraç gibi paralar topluyor ve bu durum devletin kurumuna gölge düşürüyor.
İHBARDAKİ ŞOK EDİCİ DETAYLAR
İhbar metninde, "Bebekler canına düşmüş, en çok parayı veren yere satılıyor" ifadesi dikkat çekiyor. İddialara göre, İstanbul Avrupa Yakası’nda 112’de çalışan kişiler hastaları hastanelere yönlendiriyor ve özel hastaneler, belirli bir ücret karşılığında yoğun bakımlarını dolduruyor. Özellikle yenidoğan bölümünde büyük paralar dönüyor ve bu durum, bebeklerin sağlığına zarar verme potansiyeli taşıyor.
YAPILAN SORUŞTURMALAR VE SONUÇLARI
Dündar, İstanbul Valiliği'nin ihbarı, İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü'ne ilettiğini ve burada yapılan soruşturma sonucunda, adı geçen bazı sağlık personeli hakkında 1/30 aylıktan kesme cezası önerildiğini aktardı. Ancak bazı kişiler hakkında hiçbir işlem yapılmadığı belirtiliyor.
2016 yılında Sağlık Baş Denetçisi Nihat Sabuncu tarafından hazırlanan raporda, özel hastanelerde yapılan denetimlerin sonuçları da şok edici. Rapor, yenidoğan yoğun bakım servislerine gereksiz yere yatırılan bebeklerin sağlıklarına zarar verildiğini ve SGK’ya yüksek faturalar çıkarıldığını ortaya koyuyor.
SUÇ DUYURUSU VE CEVAPSIZ KALAN İDDİALAR
Dündar, Sabuncu’nun raporunun ardından suç duyurusunda bulunduğunu, fakat bu başvurunun sonuçsuz kaldığını vurguladı. "Çete daha organize oluyor ve bebek canı üzerinden yürüttüğü bu kanlı ve korkunç ticareti günümüze kadar sürdürebiliyor" ifadesi, bu durumun vahametine dikkat çekiyor.
TOPLUMSAL BİLİNÇLENME GEREKİYOR
Uğur Dündar, bu tür durumların araştırılması ve toplumsal bilinçlenme için herkesin üzerine düşen görevler olduğunu belirtti. Eğitim kurumlarının ve sosyal çevrelerin bu konuda bilinç artırıcı programlar düzenlemesi gerektiğini vurguladı. Bu olay, sağlık sektöründeki denetim eksikliklerini ve toplumsal bilinçlenme gerekliliğini bir kez daha gözler önüne serdi.