Ülke ekonomisi çökmüş, millet ekmek kuyruklarına girmiş, Milli Eğitim mahvolmuş, kimin umurunda?

Şeriat propagandası yapmak Anayasa’ya göre suçtur. Hem de ağır bir suç! Fakat Anayasa’yı takan mı var? Yargı bile Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını dinlemez oldu. Nereye gidiyoruz böyle?

Kimse, kimseyi küçümseyecek kadar büyük değildir!

Fakat bu iktidar kendini çok büyük görüyor ve kendisine biat etmeyen, muhalif olan herkesi küçümsüyor.

Ülke ekonomisi çökmüş, millet ekmek kuyruklarına girmiş, Milli Eğitim mahvolmuş, kimin umurunda?

Ortalıkta "şeriat çığlıkları" atılıyor.

Laik bir devlet işleyişinin şeriatla hiçbir ilgisi olamaz.

Şeriat propagandası yapmak Anayasa’ya göre suçtur. Hem de ağır bir suç! Fakat Anayasa’yı takan mı var? Yargı bile Anayasa Mahkemesi’nin kararlarını dinlemez oldu. Nereye gidiyoruz böyle?

★★★

Açılan şeriat bayraklarını devlet sadece seyrediyor.

Nasıl seyretmesin ki? Devletin başı olan, her şeye karar veren Cumhurbaşkanı Erdoğan bile:

"Şeriata düşmanlık dinin bizatihi kendisine husumettir. Türk demek, aynı zamanda Müslüman demektir" diyor.

Kullanılan bu tür ifadeler şeriat isteyenlere cesaret veriyor.

Bugün laikliğin Türkiye Cumhuriyeti’nin Anayasa’sına girişinin 87’nci yıldönümü...

5 Şubat 1937 tarihinde Büyük Millet Meclisi’nde kabul edilen değişiklikle laiklik Anayasa’nın ikinci maddesine eklendi.

Bu ikinci madde, Anayasa’mızın değiştirilmesi teklif bile edilemez olan ilk dört maddesinden biridir.

Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin’in "Küçük dağları biz yarattık" dercesine şişinerek Meclis’te söylediği lâflar hâlâ belleklerimizde...

Laik Cumhuriyet’e sahip çıkan herkese meydan okuyan Bakan’ın milletvekillerini âdeta azarlayarak söylediği sözleri hatırlatmakta yarar var. Şöyle böbürlenmişti:

"O sizin yaşadığınız eski Türkiye bitti! Vedalaşın, uyanın! Türkiye artık bambaşka bir ülke! Sizin tarikat, cemaat dediğiniz, bizim Sivil Toplum Kuruluşları dediğimiz yapılarla 10 tane protokolümüz var ve onlarla protokol yapmaya devam edeceğiz!"

Yani, gerici eğitime devam!

Bu tür sözlerden sonra adliye koridorlarında, sokaklarda, meydanlarda "Şeriat isteriz" diye bağıranların artmasına şaşırmamak lâzım...

★★★

AKP ile birlikte ülkede tarikat ve cemaatlerin gücü de artmış bulunuyor.

Cumhuriyet devrimleri ve Anayasa’nın laiklik ilkesi yok edilmeye çalışılıyor.

Bu devlet, tekke, tarikat ve cemaatleri 1925 yılında 677 sayılı kanunla kapatmıştı. O yasa ne oldu?

Bu ülkenin çağımıza uygun olmayan eğitimle bir santim bile ilerlemesi mümkün değil!

BOYNUMUZ BÜKÜK!

Dünya klasmanında, insan haklarında, demokraside, hukukun üstünlüğünde, adalette, basın özgürlüğünde, eğitimde, hemen her alanda "en geri sıralarda" yer alıyoruz!

"Kara Para" aklayan ülke olarak suçlanıp "Gri Listeye" alındık!

Siyasal itibarımız o kadar yıprandı ki, Amerika ve Avrupa ülkeleri artık Türk vatandaşlarına vize vermemeye başladı. Vize başvurularının yarısından çoğu geri çevriliyor.

İngiltere ve Hollanda bankaları Türk vatandaşlarına hesap açmayı reddediyor. Açıkça aşağılanıyoruz!

Biz toplum olarak bunun üzüntü ve utancını duyarken, iktidarın önlem aldığı, Amerika ve Avrupa’ya "Siz ne hakla bizi gri listeye alıyorsunuz?" diye sorup onları protesto ettiği yok! Ne yazık ki, yurt dışında boynumuz bükük!

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.