Lâmı cimi yok! Fakirleşiyoruz!
Bu tek kelime adeta son yılların özeti gibi!
Kötü yönetimden yalnız asgari ücretliler ve emekliler değil, varlıklı kesim de derece derece etkilendi.
Ülkede sürekli kazananlar da var tabii ki... Bunlar "Bal tutup parmak yalayanlar!" Hepsinin keyfi gıcır!
Yoksullaşan ülkemizde en büyük çileyi emekliler ve asgari ücretliler çekiyor!
Ben onlara "En alttakiler" diyorum.
İktidar, zaten yapılacak olan yüzde 37.6 zam oranına, lütfedip yüzde 5 daha zam ekleyince en düşük emekli maaşı 10 bin liraya yükseldi.
Ülkede açlık sınırı 16 bin 483 lira iken, 10 bin lira ile yaşanır mı? Bu mümkün değil. O halde ne olacak?
En alttaki milyonlarca aile açlık sınırının altında yaşayacak!
21’inci Yüzyıl Türkiye’sine yakışmayan bir durum!
★★★
Hal böyleyken iktidar "2024’ü Emekliler Yılı" ilan etti.
Şaka mı, mizah mı, gırgır mı, nedir bu?
Şöyle diyor iktidar:
"2024’te emeklilerin haklarını genişletecek, hayat kalitesini yükseltecek yeni hizmetleri devreye almak hedefimizdir. Emekliler yılı hayırlı olsun."
En düşük emekli maaşı, asgari ücretin bile çok altında iken iktidarın emekliye müjdesi bu! İster inan, ister inanma!
Tüm Emekliler Sendikası Genel Başkanı Zeynel Abidin Erdem:
"İktidar yine ölümü gösterip bizi sıtmaya razı etmeye çalışıyor. Olmaz olsun sizin artışınız. Utanılacak bir durum! Hiç bu kadar rezil durum yaşanmamıştır. Asla kabul etmiyoruz. Emekliler olarak bunun hesabını 31 Mart Yerel Seçimleri’nde soracağız, emek düşmanlığına karşı demokratik direnme hakkımızı kullanacağız." diye sert tepki gösterdi.
★★★
Sevgili okurlar... Sendika Başkanı Erdem’in bu cümlelerini duyunca ister istemez tebessüm ettim, acı acı gülümsedim!
Emekliler 31 Mart seçimlerinde iktidardan hesap soracaklarmış!
Peki, yıllardır bu niye aklınıza gelmedi beyler? Çok mu rahat yaşıyordunuz?
Bugün ülkemizde 15 milyondan fazla emekli var. Bu büyük güç bir araya gelip parti kursa Türkiye’nin üçüncü büyük partisi olur, ülkenin kaderini değiştirir.
Şu da bir gerçek ki, emeklilerin çoğunluğu, tüm ezilmelerine, yana-yakıla feryat etmelerine rağmen hep iktidar partisine oy veriyor.
O zaman, kendi düşen ağlamamalı! Öyle değil mi?