TKH tarafından “Türkiye oyun alanınız değildir'' başlığı ile yayımlanan açıklamada şu ifadeler yer aldı;
“Ülkemiz, Rusya Federasyonu’nun Ankara Büyükelçisi Andrey Karlov’un korkak bir suikast sonucunda hayatını kaybetmesine tanıklık etti. Aylardır süren bombalı saldırılar sonucunda kaybedilen yüzlerce canın yanına dünya tarihinde eşine az rastlanan bir cinayet de eklenmiş oldu.
Saldırıda hayatını kaybeden Büyükelçi Karlov ailesine ve tüm Rusya halkına taziyelerimizi sunuyoruz.
Öte yandan, görevi başındaki bir çevik kuvvet polisinin, bizzat Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından terör örgütü olmadığı söylenen El Kaide ve Nusra Cephesi’ne ait bir marştan alıntı yapıp Büyükelçi’yi sırtından vurarak işlediği bu cinayet, ülkemizin AKP elinde geldiği noktayı tüm çıplaklığıyla ortaya sermektedir.
Bu suikastın tetikçisinin olağan şüpheli olan FETÖ üyesi olması ihtimalinin AKP’nin sorumluluğunu azaltacağı beklentisi yanlıştır.
On binlerce kişiyi memurluktan çıkartan AKP’nin “FETÖ ile mücadele ediyoruz'' diye her muhalif sesi susturmaya çalıştığı bir dönemde bir çevik kuvvet polisinin “gözden kaçması'' kabul edilemez.
Tersinden bu katilin FETÖ üyesi olmaması durumunda AKP’nin neredeyse kendisine bağlılık yemini ettireceği kolluk kuvvetlerine doluşturduklarının ne kadarının Nusra Cephesi sempatizanı olduğu, polis içerisinde Nusra Cephesi ve benzeri cihatçı çete hücrelerinin olup olmadığı sorularının cevabı verilmelidir.
İstihbarat ve terör örgütlerinin cirit attığı, katliamların ardından siyasi cinayetlerin başladığı, Suriye’de emperyalizm desteğinde savaşan cihatçı terör örgütlerinin Türkiye’deki uzantılarının devlet imkanlarından yararlandığı ve dilediğini yaptığı bu durum, kuşkusuz Erdoğan ve AKP’nin Emevi Camii’nde namaz düşleri ile başkanlık hevesinin ülkeyi getirdiği noktadır.
Bir kez daha ülkemizin emperyalizmin planları için bir oyun alanı ve emekçi halkımızın feda edilebilecek oyuncaklar olmadığını hatırlatmak istiyoruz. Türkiye sermaye sınıfının kar hırslarına, birilerinin halifelik düşlerine, cihatçı katillerin vahşetine ve bu ortamda emperyalizmle işbirliği içinde masada yer kapma peşinde olan fırsatçılara verecek tek bir canımız dahi kalmamıştır.
Türkiye işçi sınıfı ve emekçi halkımız ayağa kalkmalı ve ülkemize yönelik tüm provokasyonları boşa çıkartmalıdır. Bunun için en önemli adım başkanlık düşlerini tarihe gömülmesi olacaktır.