Brüksel merkezli 150 ülkeden 600 bin üyesi olan Uluslararası Gazeteciler Federasyonu (IFJ), 10 Aralık Dünya İnsan Hakları Günü dolayısıyla dünya genelinde gazetecilerin karşı karşıya kaldığı hak ihlallerine dikkat çeken bir rapor yayınladı. “Küresel Gazetecilik Üzerine Beyaz Kitap” adlı 62’i sayfalık raporda, 42’si 2020’de olmak üzere 1990 yılından bugüne toplamda 2 bin 658 gazetecinin mesleğini icra ederken katledildiği belirtildi. 1990-2020 tarihleri arasında en fazla gazetecinin katledildiği ülkeler sırasıyla Irak,175, Meksika 175, Filipin 159, Pakistan 138, Hindistan 116, Rusya 110, Cezayir 106, Suriye 96 ve Afganistan 93 oldu. 2020 yılında öldürülen 42 medya çalışanlarının ülkelere göre dağılımı ise şu şekilde: Meksika 13, Pakistan 5, Afganistan 3, Hindistan 3, Nijerya3 ve Irak 3.
EN FAZLA TUTUKLU GAZETECİ TÜRKİYE’DE
Dünya genelinde aktüel olarak toplamda 235 gazetecinin demir parmaklıklar arkasında olduğu bilgisinin yer aldığı raporda, en fazla tutuklu gazetecinin bulunduğu ülke ise Türkiye oldu. Türkiye’nin ifade özgürlüğü noktasında ve gazeteciler için bir cezaevine dönüştürüldüğünün altı çizilen raporda, en fazla tutuklu gazetecilerin ülkelere göre dağılımı şöyle oldu: Türkiye 67, Mısır 21, Çin 20, Eritre 16, Suudi Arabistan 14 ve Belerus 13.
‘HİÇBİR YASAL DAYANAKLARI YOK’
Cezaevindeki bütün gazetecilerin bağımsız bir şekilde mesleklerini icra etmesi nedeniyle tutuklandığı kaydedilen raporda, “Tutuklanan medya mensupları genellikle bağımsız gazeteciliği savunan insanlardan oluşuyor. Bu nedenle hedef haline getiriliyor. Bu gazetecilerin tutuklanmasının en büyük nedenlerinden birisi ise, özellikle siyasi karışıklık zamanlarında, hükümetlerin halkın güvenilir bilgiye erişimini engellemek istemesidir” denildi. Türkiye’de özellikle başarısız askeri darbe girişimin ardından medya mensuplarının hukuksuz bir şekilde hedef alındığı vurgulanan raporda, Kürt gazetecilere işaret edildi. Raporda Kürt gazetecilerin karşı karşıya kaldığı yargı tehdidine dair “Darbe girişiminden önce de Türkiye’de birçok gazeteci Kürt sorunu hakkında haber yaptıkları için gözaltına alındı veya tutuklandı. Yetkililer, hiçbir yasal dayanağı olmadığı halde kendilerini haklı çıkarmak için gazetecileri genellikle ‘terör’ örgütlerine üye olmakla suçladı” ifadeleri kullanıldı.