Uluslararası Basın Enstitüsü'nden konuya ilişkin olarak yapılan yazılı açıklamada (IPI), "Gazetecilik suç değildir ve bir gazetecinin meşru habercilik ve gazetecilik faaliyetleri nedeniyle parmaklıklar ardında geçirdiği her dakika ifade ve basın özgürlüğünün ihlalidir. Buna bir son verilmelidir" denildi.
Şardan, 31 Ekim tarihindeki “MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ‘yargı raporunda ne var?” başlıklı yazısında, Cumhurbaşkanlığı tarafınca MİT’e hazırlatıldığı iddia edilen yargıdaki yolsuzluklara ilişkin raporu ele aldığı gerekçesiyle 1 Kasım’da gözaltına alındı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi ayrıca 1 Kasım tarihinde paylaşım ile MİT raporunun varlığını yalanladı. 2 Kasım’da Şardan’ın yazısına erişim engeli getirildi.
18 örgütten yapılan ve imza atılan açıklama şu şekilde:
"Bağımsız T24 haber sitesi muhabiri Tolga Şardan, 31 Ekim tarihindeki 'MİT’in Cumhurbaşkanlığı’na sunduğu ‘yargı raporunda ne var?' başlıklı yazısında, Cumhurbaşkanlığı tarafınca MİT’e hazırlatıldığı iddia edilen yargıdaki yolsuzluklara ilişkin raporu ele aldığı gerekçesiyle 1 Kasım’da gözaltına alındı. Cumhurbaşkanlığı İletişim Başkanlığı’na bağlı Dezenformasyonla Mücadele Merkezi ayrıca 1 Kasım tarihinde paylaşım ile MİT raporunun varlığını yalanladı. 2 Kasım’da Şardan’ın yazısına erişim engeli getirildi.
Şardan’ın haberi, Türkiye’nin adalet sistemindeki yolsuzluk iddialarını içeren ve kamuoyunun meşru kaygıları çerçevesine giren bir dizi araştırma raporunun sonuncusuydu. Bu haberlerin tamamına mahkeme kararıyla erişim engellendi.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı tarafınca yapılan açıklamada, Şardan hakkında 5237 sayılı Kanunun 217/A maddesi uyarınca “kamuoyunu yanıltıcı bilgi yaymak” suçundan soruşturma yürütüldüğü açıklandı. Bu madde, Ekim 2022′de yürürlüğe giren ve 'dezenformasyon yasası' olarak adlandırılan yasa kapsamında düzenleniyor. Suçlu bulunanlar üç yıla kadar hapis cezasına çarptırılabiliyor.
Gözaltına alındıktan sonra Ankara Adliyesi’ne getirilen Şardan, burada savcıya ifade verdi. 'Altını çizerek söylüyorum sadece halkı bilgilendirmek çerçevesinde gazetecilik yaptım' diyen Şardan suçlamaları reddetti ve derhal serbest bırakılmayı talep etti. Şardan’ın avukatı, savcının müvekkilini tutuklamak yerine Şardan’ın yazısında yer alan iddialarla ilgili soruşturma başlatması gerektiğini de sözlerine ekledi.
İfadesinin peşinden savcı, Şardan’ı tutuklanması talebiyle nöbetçi mahkemeye sevk etti. Mahkeme Şardan’ı tutukladı ve gazeteciyi Ankara, Sincan Cezaevi’ne nakletti. Mahkeme, tutuklama kararına dayanak olarak, Şardan’ın işlediği iddia edilen suçun, şüphelinin derhal tutuklanmasını gerektiren suçların bir listesini içeren Türk Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 100/3 maddesinde belirtilen 'katalog suçlar' kategorisine girdiğini yanlış bir şekilde gösterdi. Ancak 5237 sayılı Kanun’un 217/A maddesi bu madde kapsamına girmemektedir.
Dezenformasyon Yasası, kabul edilmiş olduğu günden bu yana en az 12 kez gazetecileri yaptıkları haberler sebebiyle hedef almak için kullanıldı. Yasanın kabul edilmiş olduğu gün, iktidar partisi temsilcisi ve TBMM İnsan Haklarını İnceleme Komisyonu eski başkanı Hakan Çavuşoğlu, Türkiye’yi ziyaret eden uluslararası basın özgürlüğü heyetine, yasanın gazetecilere karşı kullanılmayacağını, yalnız kargaşa dönemlerinde ve akut afetler gibi acil durumlarda insanları yanlış bilgi paylaşmaktan caydırmak için çıkarıldığını söyledi. Bu senenin başlarında gazeteci Sinan Aygül, Dezenformasyon Yasası kapsamında mahkum edilen ilk gazeteci oldu. Şardan’ın tutuklanması, geçtiğimiz yıl Türkiye’de tespit edilen Dezenformasyon Yasası vakalarına ilişkin 13. Medya Özgürlüğü Haritalama veritabanı uyarısı oldu.
Bu nedenle Türkiye makamlarına Tolga Şardan’ı derhal tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakmaları ve hakkındaki tüm suçlamaları düşürmeleri çağrısında bulunuyoruz. Yetkililer, ülkedeki ifade hürriyeti ve medya özgürlüğü hakkı da dahil olmak üzere, Şardan’a ve diğer gazetecilere yönelik sistematik hukuki tacize son vermelidir. Türkiye’de keyfi olarak gözaltına alınan tüm gazetecilerle dayanışma içinde olduğumuzu yineliyoruz. Gazetecilik suç değildir ve bir gazetecinin meşru habercilik ve gazetecilik faaliyetleri sebebiyle parmaklıklar ardında geçirdiği her dakika ifade ve basın özgürlüğünün ihlalidir. Buna bir son verilmelidir."
İmzacı örgütler ise şunlar:
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI)
Article 19
Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi (ECPMF)
Avrupa Gazeteciler Federasyonu (EFJ)
Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD)
Freedom House
Gazeteciler Cemiyeti (GC)
Gazetecilikte Kadın Koalisyonu (CFWIJ)
Gazetecileri Koruma Komitesi (CPJ)
Güney Doğu Avrupa Medya Örgütü (SEEMO)
İnsan Hakları İzleme Örgütü
Medya ve Hukuk Çalışmaları Derneği (MLSA)
Osservatorio Balcani Caucaso Transeuropa (OBCT)
PEN Norveç
Punto24 Bağımsız Gazetecilik Derneği (P24)
Türk Alman Kültür Forumu
Uluslararası Af Örgütü
Yabancı Medya Derneği (FMA)