“Yeni anayasayı çoğu zaman üniter yapıyla problemi olanlar istiyor” diyen Kocasakal, ortak noktalarının da “Cumhuriyet'e, onun kuruluş felsefesi ve mimarisine karşı ve düşman olmaları” olduğunu ifade etti.
Sözcü yazarı Ruhat Mengi’ye konuşan Kocasakal, Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eski Başdanışmanı Şükrü Karatepe’nin “Başlangıç hükmü kaldırılsın, değiştirilemez maddeler tartışılsın” demesi, aynı sırada Başdanışman Mehmet Uçum’un ise “üniter yapı, demokratik, laik sosyal hukuk devleti kalacak” demesindeki çelişkiyi şu şekilde değerlendirdi:
"Mehmet Uçum’un kırmızı çizgi olarak gördükleri arasında laiklikle ilgili 24'üncü madde yok"
Değiştirilemez maddeleri hatırlarsak kimin neyle problemi olduğunu da anlarız: Cumhuriyet, üniter yapı, dilin Türkçe, başkentin Ankara, bayrağın ayyıldızlı al bayrak olması. İstiklal Marşımız. Atatürk milliyetçiliği. Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti olma. Ama bu tarz şeyleri tamamlayan, hayatiyet veren başka maddeler de var. Bu çerçevede Mehmet Uçum’un kırmızı çizgi olarak gördükleri arasında mesela laiklikle ilgili 24'üncü madde yok. Türk vatandaşlığıyla ilgili 66'ncı madde yok. hepimizin bildiği devrim kanunlarını koruyan 174'üncü madde yok. Daha önemlisi en az ilk üç madde kadar önemli olan ve onların temelini oluşturan başlangıç kısmı yok!
Peki, başlangıç niye bu kadar önemli? Anayasa'nın başlangıç kısmını herhangi bir kitabın 'önsözü' gibi görmeyin. Nitekim Anayasamızın 176'ncı maddesi 'Anayasa'nın dayandığı temel görüş ve ilkeleri belirten başlangıç kısmı Anayasa’nın metnine dahildir' diyor. Bu ne demek, bu yalnız basit bir önsöz değil, değiştirilemez ilk 4 maddenin başlangıcında bulunan ve 'madde sıfır' olarak niteleyebileceğimiz bir başlangıç maddesi. Şimdi hukuktaki evleviyet ilkesine göre siz ilk 4 maddeyi değiştiremiyorsanız, bunların dayandığı temel ilkeleri belirten ve Anayasa metnine de dahil olarak kabul edilen başlangıcı da aynı şekilde değiştiremezsiniz. Şükrü Karatepe’nin başlangıca bu kadar saldırması boşuna mı ?
Elbette değil. Çünkü başlangıç kısmı; Devletin tapusunun kime ait olduğunu, sınırlarını, deyim yerindeyse ada, parsel, paftasının ne olduğunu söylüyor. Nasıl? Türk devletinin bölünmez bütünlüğünden, kurucusunun Atatürk olup O’nun milliyetçilik anlayışı ve devrimlerinin esas alınmasından, 'Egemenliğin kayıtsız şartsız Türk milletine ait olduğunu' belirterek. 'Türk vatanından', 'Türk devletinden', 'Atatürk ilkelerinden', Türk varlığından ve Türk vatandaşlığından bahsediyor. Bunlar, 'Yeni Anayasa' üstünden başlangıç kısmının da niçin kaldırılmak istendiğini yeterince anlatmıyor mu? O yüzden zihniyeti belli Şükrü Karatepe’ye göre başlangıç hiç olmamalıymış, olacaksa da demokrasi, insan hakları gibi küçük bir paragraf olmalıymış, değiştirilemez hükümler de olmamalıymış! Yeni Anayasa olursa, bir kere doğal olarak ilk üç maddenin yanı sıra başlangıç kısmı da ortadan kalkmış olacak! Yerine artık ne gelirse! 'Yeni anayasa' ifadesiyle arzulanan Cumhuriyet'in kuruluş kodlarının ortadan kaldırılması, sorun bu kadar basit. Onun için referansları 1921 Anayasası. O’nun için başlangıca ve değiştirilemez maddelere karşılar.
"Bir şeyde ‘yeni’ diyorsanız, eskiye ait her şeyi ortadan kaldırıyorsunuz demektir!"
Kocasakal, “Daha özünü söyleyeyim; Bir şeyde ‘yeni’ diyorsanız, öncelikle eskiye ait her şeyi ortadan kaldırıyorsunuz demektir, bu kadar basit. Kaldırdıktan sonra da geriye konulmasının da bir garantisi yok ki! Dolayısıyla, siz bakmayın bu ‘özgürlükçülük, kuşatıcılık, darbe anayasası’, ‘sivil’ soslar filan bunların hepsi işin hikayesidir, gerçek maksadı gizlemeye yöneliktir. Bu tür süslü sözler altında amaç başka, tekrar altını çiziyorum; birbirinden çok farklı görünen kimlerin yeni anayasa istediğini bir araya getirdiğinizde zaten yeni anayasa talebinin hangi amaca yönelik olduğunu açık görüyorsunuz. Bir bakıyorsunuz ki dini ticarete ve siyasete alet eden zihniyet ile etnik bölücülüğü esas alan zihniyet ‘yeni anayasada ve 1921 Anayasasında buluşuyor. Niye? Çünkü 1923 Cumhuriyeti'yle sorunları var” dedi.