Üniversite Konseyleri Derneği konuyla ilgili yaptığı açıklamada "AKP iktidarı, darbe girişiminin arkasına sığınarak ve OHAL’den faydalanarak, üniversiteleri yeniden yapılandırmanın adımlarını atıyor" denildi.
Resmi Gazete’de yayınlanan Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile 2 bin 346 akademisyen ihraç edildi. KHK ile cemaatçi isimlerin yanı sıra çok sayıda solcu, ilerici akademisyen için de ihraç kararı çıkarıldı. KHK'nın bir diğer önemli boyutu ise araştırma görevlilerinin iş güvencesini elinden alan 50/d düzenlemesi oldu.
Üniversite Konseyleri Derneği konuyla ilgili yaptığı açıklamada "AKP iktidarı, darbe girişiminin arkasına sığınarak ve OHAL’den faydalanarak, üniversiteleri yeniden yapılandırmanın adımlarını atıyor" denildi.
ÜKD tarafından yapılan açıklama şu şekilde:
Üniversiteler KHK’larla Yönetilemez!
AKP hükümeti 1 Eylül gecesi yayınlanan bir kanun hükmünde kararname ile 50 binden fazla kamu çalışanını, “Terör örgütleri veya devletin milli güvenliğine karşı faaliyette bulunduğu karar verilen'' yapılarla ilişkisi olduğu iddiasıyla, kamu görevinden ihraç etti. İhraç edilenler arasında 2346 akademisyen de bulunuyor.
15 Temmuz’da gerçekleşen darbe girişimden sonra, Fethullah Gülen Cemaati olarak adlandırılan dinci yapılanmanın temizlenmesi gereği öne sürülerek, birçok kararname çıkarılmıştır. AKP iktidarı boyunca devletin her türden kademesine yerleştirilmiş olan ve AKP iktidarı ile oldukça girift ilişkileri olan bu yapılanmanın üyelerinin belirlenmesi oldukça zorlu bir iştir; bunun başlıca nedeni, bu üyeleri belirleyecek olan AKP kadrolarının da bu yapılanma ile ilişkileri olmasıdır. Kamu görevinden ihraç edilecek kişilerin belirlenmesinde, şüpheye açık durumlar ortaya çıkmaktadır. Kamu emekçileri hakkında bilgiler ve raporlar toplanırken, bu raporları yazanların ve bilgileri verenlerin ne kadar "masum" olduklarından asla emin olunamamaktadır.
Ancak, daha önemlisi, kamu görevinden çıkarılacak kişiler arasına, solcu olduğu bilinen, sadece Fethullah Gülen Cemaati'ne karşı değil her türlü cemaate ve AKP'ye karşı olan laik ve aydınlanmacı kişilerin de sokulmuş olmasıdır. Üniversitelerde kamu görevinden ihraç edilenler arasında, “Barış İçin Akademisyenler'' metnini imzalamış akademisyenler de bulunmaktadır. Bu yanlıştan biran önce dönülmeli ve sorumlular hesap vermelidir.
AKP iktidarı, darbe girişiminin arkasına sığınarak ve OHAL’den faydalanarak, üniversiteleri yeniden yapılandırmanın adımlarını atıyor. Fethullah Gülen Cemaati'nin üyelerini temizlemek bahanesiyle, iktidarını kurmakta eksik kaldığı yerlerde etkisini güçlendirmek ve üniversitede kalanlara da gözdağı vermek istiyor. Bu fırsatçı yaklaşımla, ÖYP kapsamında atanmış olan araştırma görevlilerinin iş güvencesinin ortadan kaldırılması da emek düşmanlığının OHAL döneminin başlıca özelliklerinden biri olduğunu gösteriyor.
Üniversite Konseyleri Derneği olarak, kamu görevinden çıkarılan tüm ilerici ve laik akademisyenlerle dayanışmamızı ilan ediyoruz. AKP'nin yıllarca kol kola olduğu ve özellikle üniversitelerde yer açtığı Gülen Cemaati’nin temizlenmesi bahanesiyle üniversitelerin sesinin kısılmasına izin vermeyeceğimizi ilan ediyor ve tüm üniversite emekçilerini dayanışmaya ve mücadeleye davet ediyoruz.