Dünya genelinde birçok ülke, devlet okullarındaki tüm öğrencilere günlük olarak en az bir öğün ücretsiz yemek sağlamaktadır. Ancak Türkiye, bu uygulamayı henüz hayata geçirememiştir. Millî Eğitim Bakanlığı (MEB), Şubat 2023'te başlaması planlanan fakat depolama ve lojistik sorunları nedeniyle iptal edilen ücretsiz okul yemeği uygulaması hakkında yeni bir gelişme olmamıştır. Tuzluçayır Kadınları Dayanışma Derneği'nin MEB'e açtığı davada, bakanlık hukuk müşaviri, depolama sorunları ve gıda zehirlenmesi risklerine dikkat çekmiş, bazı "üst düzey" ailelerin bu durumdan rahatsız olduğunu belirtmiştir.
Uluslararası Okul Yemekleri Koalisyonu, dünya genelinde 418 milyon çocuğa sağlıklı öğünler sunmakta ve 2030 yılına kadar 724 milyon ilköğretim öğrencisini hedeflemektedir. Koalisyonun kurucuları arasında Finlandiya ve Fransa'nın yanı sıra 90'dan fazla ülke bulunmaktadır. Ekvador, Moğolistan, Peru ve Mısır gibi ülkeler, kendi bütçeleriyle öğrencilere günlük ücretsiz yemekler sağlamaktadır. Örneğin, Brezilya'da öğrencilerin yüzde 92'si, Güney Afrika'da yüzde 72'si, Şili'de yüzde 68'i ve Polonya'da yüzde 41'i okullarda ücretsiz beslenmektedir.
Türkiye'deki bu tür uygulamaların eksikliği, yüz binlerce çocuk için ciddi bir sorun oluşturmaktadır. Bu öğrenciler için sağlanan ücretsiz öğün, çoğu zaman gün içindeki tek yemek olabilmektedir. Cumhuriyet'ten Figen Atalay'ın haberine göre, Sulukule Gönüllüleri Derneği gibi sivil toplum kuruluşları, okul terkini önlemek amacıyla beslenme desteği sunarak bu boşluğu doldurmaya çalışmaktadır. Dernek, 2024-2025 öğretim yılında bir çocuğun aylık beslenme masrafının 2 bin TL olduğunu ve bu desteğin okul kantinleriyle iş birliği içinde sağlandığını ifade etmektedir.
TOKTUT Derneği de ilköğretim öğrencilerine yönelik beslenme kutusu kampanyası yürütmektedir. Bu kutular, her sabah kadın kooperatifleri tarafından hazırlanarak öğrencilere ulaştırılmaktadır. Ancak bu programların daha fazla çocuğa ulaşabilmesi için bağış desteği gerekmektedir.
Eğitimciler ve dernek gönüllüleri, yetersiz beslenmenin öğrencilerin derslere odaklanmalarını zorlaştırdığını, eğitim heveslerini kırdığını ve devamsızlık oranlarını artırdığını vurgulamaktadır. Ayrıca, büyüme çağındaki çocukların zihinsel, fiziksel ve sosyal gelişimlerinin akranlarına göre geri kalabileceği konusunda uyarılarda bulunmaktadırlar.