Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ) Arkeoloji Projesi, uzayda insan yaşamının izlerini incelemek amacıyla arkeolojik yöntemleri kullanarak, astronotların bu eşsiz ortamda nasıl adapte olduklarını ve zamanla değişen alan kullanımlarını araştırıyor. Bu yenilikçi çalışma, uzaydaki ilk arkeolojik araştırma olma özelliğini taşıyor.
Tarih boyunca arkeoloji uygulamaları genellikle karasal alanlara odaklanmışken, insanlığın uzaya doğru ilerlemesiyle bu durum değişmeye başladı. Yirmi yılı aşkın bir süredir, 270'den fazla astronotun misafir olduğu Uluslararası Uzay İstasyonu (UUİ), araştırmacılara arkeolojik yöntemler kullanarak inceleyebilecekleri ilk alanı sundu.
Araştırmacılar, insanların bu benzersiz ortama nasıl adapte olduğunu anlamak amacıyla Uluslararası Uzay İstasyonu Arkeoloji Projesi'ni hayata geçirdi. Bu proje, astronotların istasyondaki alanları nasıl kullandığını ve zaman içindeki değişimleri incelemeyi amaçlıyor.
Bilim insanları, arkeolojide yaygın olarak kullanılan ve "kürekle çukur açma testi" olarak bilinen bir tekniği uygulamakta. Bu yöntemde, bir kazı alanında belirli aralıklarla çukurlar açılarak tarihi eserlerin dağılımı belirleniyor. Daha sonra, daha fazla kalıntı barındırdığı düşünülen çukurlar üzerinde daha detaylı çalışmalar gerçekleştiriliyor.
Uzay istasyonunda "kazılacak" nesneler olmaması nedeniyle, ekip altı farklı yer belirledi ve astronotlardan 2022 yılında yaklaşık iki ay süresince bu alanların günlük fotoğraflarını çekmelerini istedi. Uzay aracındaki malzemeler de tarihi eser olarak değerlendirildi.
Araştırma ekibi, bir görsel analiz programı kullanarak artırılmış gerçeklik başlığı, yapışkanlı not kağıdı, kalem ve eldiven gibi toplam 5 bin 438 "tarihi eser" tespit etti. Daha sonra, bu nesneleri astronotların çektiği fotoğraflarla karşılaştırarak alanların kullanım biçimlerini belirlemeye çalıştılar.
Henüz başlangıç aşamasındaki bu çalışma, insanların tamamen yabancı bir ortama nasıl adapte olduklarını gösterirken, arkeolojik araştırmaların sadece yeryüzüyle sınırlı kalmadığını da ortaya koyuyor. Bu deney, Dünya dışında gerçekleştirilen ilk arkeolojik çalışma olma özelliğini taşımaktadır.