Üzerinden 40 yıl geçti: 16 Mart Beyazıt Katliamı

ABC/ Haber Merkezi16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi Merkez Binası’ndan toplu halde çıkan yurtsever/devrimci öğrencilerin üzerine atılan bomba ve ardından gerçekleşen silahlı saldırı sonucunda 7 öğrencinin ölümünün...

ABC/ Haber Merkezi
16 Mart 1978’de İstanbul Üniversitesi Merkez Binası’ndan toplu halde çıkan yurtsever/devrimci öğrencilerin üzerine atılan bomba ve ardından gerçekleşen silahlı saldırı sonucunda 7 öğrencinin ölümünün onlarcasının da yaralanmasının üzerinden 40 yıl geçti. Türkiye tarihine 16 Mart katliamı olarak geçen sadrının üzerineden 40 yıl geçmesine rağmen katliamın sorumluluları cezalandırılmadı.


 

'BOMBAYI ABDULLAH ÇATLI'DAN ALDIM'
16 Mart 1978 günü İstanbul Üniversitesi'nden öğle üzeri saat 13.20 sularında saldırı tehdidine karşı toplu çıkış yapan Hukuk ve İktisat Fakültesi öğrencilerinini üzerine Beyazıt yönünde koşan daha sonra adının Zülküf İsot olduğu öğrenilen kişi 'Kahrolsun komünistler' diye bağırarak bomba attı. Patlayan bombanın hemen ardından da öğrencilerin üzerine yaylım ateşi açıldı. O gün üniversite kapısında 5 yurtsever/devrimci öğrenci yaşamını yitirirken, daha sonraki günlerde 2 öğrencinin daha hayatını kaybetmesi üzerine ölü sayısı 7'ye çıktı. 

(Zülküf İsot, Ablasına 16 Mart katliamının kendi yaptığını itiraf etti, vicdan azabı çektiğini söyleyen İsot, bu eylemi gerçekleşmemesi halinde kendisinin öldüreceklerini söylemişti. Eylemi gerçekleştirdikten sonra, Ülkücü ocaklarına mensup olan Lütfü Akti, tarafından öldürüldü. Bu katliamla itiraf yıllar sonra Ali Yurtaslan'dan geldi: bombayı Abdullah Çatlı’dan aldıklarını söyledi. Abdullah Çatlı'nın adı ilk defa o zaman medya tarafından duyuldu.)

Yaşanan saldırıda Hatice Özen, Cemil Sönmez, Baki Ekiz, Turan Ören, Abdullah Şimşek, Hamit Akıl ve Murat Kurt isimli yurtsever/devrimci öğrenciler hayatını kaybederken, 41 öğrenci de yaralandı.


 

'FAŞİZME İHTAR'
Öğrencilerin üniversiteyi işgal etmesi üzerine İstanbul Üniversite Senatosu, okulu süresiz kapattı. Devrimci öğrencilere dönük saldırı geniş kesimlerin tepkisiyle karşılanırken, katliamda hayatını yitiren devrimcilerin cenazesi çok görkemli oldu, DİSK 2 gün süreyle 2 saat iş bırakarak "Faşizme İhtar" eylemleri düzenledi.

SADECE BİR KİŞİ TUTUKLANDI
Katliamın ardından 1978 yılında İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı olayla ilgili soruşturma başlattı. Başlatılan soruşturma kapsamında aralarında dönemin Ülkü Ocakları İstanbul İl Başkanı Orhan Çakıroğlu, dönemin Ülkü Ocakları’nda görevli olan Mehmet Gül, dönemin MHP İstanbul İl Başkanı Kazım Ayaydın gözaltına alındı. Sanıklardan Sıddık Polat ise Elazığ’da yakalandı. Yürütülen soruşturmada 17 kişi hakkında takipsizlik kararı verilirken, diğer sanıklar hakkında idam istemiyle İstanbul 1 No’lu Sıkıyönetim Mahkemesi’nde dava açıldı. 15 ay süren yargılama sonunda, Polat 11 yıl hapis cezasına mahkûm edilirken, diğer sanıklar “delil yetersizliğinden'' beraat ettirildi. Askeri Yargıtay’ın 5 Ekim 1982 tarihli kararından sonra Polat da beraat etti. Aralık ayında ise Maraş Katliamı gerçekleşti  daha sonra da sıkıyönetim ilan edildi. Dava Sıkıyönetim Mahkemesi’ne gitti. Sonra da 12 Eylül darbesi yapıldı. Dava faili meçhul dosyalar arasına girdi.16 Mart Katliamı duruşmasında dinlenen ülkücü Zülküf İsot'un ailesi, katliam sonrasında olaya karışan ülkücülerden biri tarafından öldürülen oğullarının katliam sırasında bazı polislerle işbirliği yaptığını açıkladı.

17 YIL SONRA DAVA YENİDEN AÇILDI
Katliamın 10. yıldönümünde, artık avukat olan katliamın tanığı öğrenciler, ortada örgütlü suç olmasına rağmen dosyanın kapatılmasına karşı girişimlere başladı. Başta Cem Alptekin ve Hilmi Hanta olmak üzere avukatlar, 16 Mart 1988’den itibaren basın ve kamuoyu aracılığıyla tanıklara çağrıda bulundu.17 yıl sonra 1995’de dava yeniden açıldı. Mustafa Doğan, Latif Aktı ve Özgün Koç “taammüden adam öldürmek ve yaralamak'' suçlarından sanık olarak yargılandı. Sıddık Polat hakkında ise daha önce kesinleşmiş yargı kararı olduğundan dava açılamadı. Dava sürecinde Polis ve asker mahkemenin sorularına cevap vermiyor, istedikleri belgeleri göndermiyordu.

ZAMAN AŞIMI KARARI
İstanbul 6. Ceza Mahkemesinin 20 Ekim 2008’de dava için aldığı zaman aşımı kararı, Mart 2010’da Yargıtay 1. Ceza Dairesi tarafından onandı. Böylece, yedi kişinin ölümü onlarca kişinin yaralanmasına yol açan, örgütlü ve planlı bir biçimde gerçekleştirildiğine dair çok sayıda kanıt bulunan 16 Mart katliamı tarihin tozlu raflarına terk edildi

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri

İzmir' in 6 ilçesine uyarı geldi: 19 Mayıs 2024 İzmir hava tahmini
19 Mayıs 2024 Ankara hava tahmini: Yarın Ankara'da hava nasıl?
Esnafın 'Kurnazlık' oyunu Bakanlık tarafından bozuldu! Cezalar ardı ardına geliyor!
Ankara Emniyeti'nde yeni dönem başlıyor! Ayhan Bora Kaplan soruşturmasında gözaltına alınmıştı!
Bakan Göktaş'tan başörtüsü ayrımcılığına tepki gecikmedi: "Bağnaz Zihniyet"