Göğüs Hastalıkları Doktoru Prof. Dr. Kürşat Uzun'un verdiği bilgilere göre, üçlü salgın olarak adlandırılan durum, grip, COVID-19 ve RSV vakalarının toplumda aynı dönemde belirgin bir artış gösterdiği bir sağlık krizini ifade ediyor. Prof. Dr. Uzun, bu durumun önceden tahmin edilemeyeceğini ancak hazırlıklı toplumların bu salgınların etkilerini en aza indirebileceğini söylüyor. Üçlü salgının önlenemeyebileceğini belirten uzman, ancak alınacak önlemlerle hastalıkların yayılma hızını kontrol altına almanın, hastalıkların şiddetini azaltmanın ve ölümleri en aza indirmenin mümkün olduğunu vurguluyor.
Prof. Dr. Uzun, üçlü salgının başlıca etkenlerinden biri olan COVID-19'un, grip ve RSV ile benzer belirtilere neden olduğunu ve bu nedenle tanı koymak için test yapılmasının önemine işaret ediyor. Özellikle solunum yolu virüslerinin arttığı dönemlerde, hastalıklar arasındaki benzer belirtiler nedeniyle doğru tanının konulmasının zor olabileceğini belirtiyor.
Üçlü salgının riskli gruplar için daha büyük bir tehdit oluşturduğunu ifade eden Prof. Dr. Uzun, bu gruplara yönelik aşı programlarının etkili bir savunma stratejisi olduğunu söylüyor. Aşıların güncel ve etkili olması, özellikle kronik hastalıkları olan bireylerin, yaşlıların ve diğer riskli grupların sağlığını korumada kritik bir rol oynuyor.
Uzman, toplumun genelinde alınması gereken önlemler arasında maske kullanımı, sosyal mesafe, el hijyeni gibi temel kurallara sıkı sıkıya uyulmasının yanı sıra, toplumun aşılanma oranının artırılması ve riskli grupların öncelikli olarak aşılanması gerektiğini belirtiyor. Bu sayede üçlü salgının etkilerinin en aza indirilmesinin mümkün olabileceğini ifade ediyor. Ayrıca, mevsimsel değişimlerle birlikte solunum yolu enfeksiyonlarının azalması beklendiğinden, bu dönemde ekstra dikkat ve özenin sağlık kuruluşları, sağlık çalışanları ve bireyler arasında artırılmasının önemine vurgu yapıyor.