RS FM'de Atilla Güner'le Akşam Postası'na konuk olan İTÜ Meteoroloji Mühendisliği'nden Prof. Levent Şaylan, kuraklık konusundaki gelişmeleri değerlendirdi.
Kasım ayında Türkiye'ye ortalama metrekare başına 68 litre yağış düşmesi gerekirken 35 litre düştüğünü söyleyen Saylan, "Yapılan araştırmalar, sanayileşme ile iklimi yapay olarak değiştirdiğimizi gösteriyor" ifadelerini kullandı.
Prof. Şaylan'ın açıklamalarından satır başları şu şekilde: "Kasım ayında normalde Türkiye'ye ortalama yaklaşık 68 mm yani metrekareye 68 litre yağış düşmesi gerekiyor ama yaklaşık 35 mm yağış düşmüş. 1980'den 2020 yılına kadar ki süreçte ortalama 68 mm. Bu sene kasım ayında yağış az. Ekim ve kasım ayında yağışın az olması doğal olarak bizim su depolama yapılarımızı etkiler. Sadece barajlardaki su seviyesini değil, yeraltı su seviyelerini ve yerüstü su kaynaklarımızın da su seviyelerini azaltır. İstanbul'daki durumu zaten İSKİ'nin kayıtlarını incelediğiniz zaman barajların doluluk oranı yüzde 24.04. Yüzde 76 boş gözüküyor bugün itibariyle. Yaklaşık 208 milyon metreküp su var. Günde yaklaşık 3 milyon metreküp su veriyor İSKİ. Rakamı üçe böldüğünüz zaman çıkacak rakam kadar mıdır acaba önümüzdeki günlerde sağlayabileceği su onu bilmiyorum çünkü barajlarda ölü hacimler var.''
"KÖKLENME İÇİN NEMLİ TOPRAK LAZIM"
"Son yıllarda beklenmedik zamanlarda şiddetli yağışlar yaşıyoruz. Bizi kurtarabilecek faktörlerden bir tanesi önümüzdeki birkaç ay ve önümüzdeki nisan-mayıs aylarında düşecek olan şiddetli yağışlar yararlı olacaktır. Kış mevsiminde sebze faaliyetlerinin dışında daha çok tahıl ekiliyor. Ekim tarihleri 15 Eylül gibi başlar 15 Aralık'a kadar giden yerler olabilir. Ekim yapan üreticiler hiçbir zaman arazi kuruyken ekim yapmazlar, toprakta biraz nem olması lazım. Ekildikten sonra bitkinin su isteğinden ziyade sıcaklık isteği olur. Ekim ve kasım ayı sıcak geçtiği için sıcaklığı karşılamıştır ama birkaç hafta içinde yeterli yağış düşmezse yeteri kadar köklenemez, çimlenemez ve genelde buğday gibi bitkiler 3-4 yaprak olmadan kış ayına girmemesi gerekiyor, soğuklarla karşılaşmaması gerekiyor.''
"YAPAY OLARKA İKLİM DEĞİŞİYOR"
"Yapılan araştırmalar, sanayileşme ile iklimi yapay olarak değiştirdiğimizi gösteriyor. Havayı daha fazla ısıtacak olan sera gazlarını atmosfere daha erken veriyoruz. Uzun yıllar alacak olan bir periyot, kısa zamanda insan eliyle fosil yakıt dediğimiz yakıtların yakılması çok kısa sürede atmosfere zarar veriyoruz ve bu da ısınmaya neden oluyor. Türkiye'nin belirli bölgeleri için kuraklık risklerinin artması, yağışların azalması bekleniyor. Karadeniz dışındaki birçok bölgede yağışların azalacağı tahmin ediliyor. 2100 yılına kadar bunlarla ilgili gün ve gün simülasyonlar var. Trakya için şunu söyleyebiliriz; 2100 yılına kadarki süreçte buğday ve ay çiçeğinde azalma bekliyoruz."