Uzmanlar uyarıyor: Sosyal medya kullananlar dikkat! Geri dönülemez hatalara sebep oluyor

Sosyal medyada fazla zaman geçirmek, milyonlarca insanın karşılaştığı bir sorun haline geldi ve uzmanlar konuyla ilgili sosyal medya kullanıcılarını ciddi uyarılarda bulunuyor. İşte bu konudaki detaylar...

''Dismorfofobi' veya diğer adıyla 'kusursuz güzellik hastalığı', sosyal medya kullanımının artmasıyla her geçen gün daha da ciddi boyutlara ulaşmaktadır. Estetik yaşının düşmesi, dismorfofobiye neden olan faktörlerden biri olarak öne çıkmaktadır. Prof. Dr. Ayşe Serap Karadağ, kişilerin fenomenlere değil bilime kulak vermeleri gerektiğine dikkat çekmektedir.

Prof. Dr. Ayşe Serap, "Cilt yapınızı tanımadan, yapısal özelliklerini bilmeden ürün kullanmak geri dönülemez sonuçlara yol açabilir. Bu noktada bilinçli tüketici olmak büyük önem taşıyor. Cildinizin algoritmasını bozmayın," yorumunu yaptı.

Sosyal medya platformlarında günlük ortalama 8 saatten fazla zaman harcanması, binlerce paylaşımın yapılması bir dizi sorunu da beraberinde getiriyor. Bu sorunlardan biri, sürekli efektler kullanılarak çekilen fotoğrafların paylaşılması sonucu kişinin gerçeklik algısından uzaklaşarak aynadaki görüntüsünde kusur arama eğilimi olarak bilinen dismorfofobi veya kusursuz güzellik hastalığıdır. Bu durum, özellikle genç kuşağı olumsuz etkileyebilir.

KULLANILAN YANLIŞ ÜRÜNLER CİLDİ BOZUYOR

Kusursuz güzellik algısının yanlış ürün kullanımına yönlendirdiğine özellikle parmak basan Prof. Dr. Ayşe Serap Karadağ, şu şekilde konuştu:

"Kişi, paylaştığı fotoğraftaki görsele ya da görmüş olduğu, güzel bulduğu fotoğrafa özeniyor. Aslında olmadığı özendiği kişi olmaya çalışıyor. Bu da beraberinde yanlış tercihlere neden oluyor. Kişiler hekime başvurmadan cildinde olan kusuru ya da hastalığı internetten daha kolay çözebileceklerini sanıyorlar. Fakat çok dikkat edilmesi gerekiyor.

Çünkü her insanın cilt yapısı farklı olduğu için özellikle fenomenler tarafınca pazarlanan ürünlerin kullanımı güzel olayım derken sizde deri hastalığına neden olabilir. Bir ürünle düzeltilemeyen cildi farklı bir ürünle düzeltmeye çabalamak derinin yapısında karmaşaya yol açarak var olan problemi daha da fazla büyütebilir. Bu süreçte hem hastalar maddi kayba uğrarken hem de özgüven kaybı ile birlikte psikolojik sorunlarla uğraşabiliyor."

"GÜZELLİK ARARKEN KOZMETİK AKNE OLMAYIN"

Yanlış ve çok ürün kullanımının hastalık getirebileceğine işaret eden Prof. Dr. Ayşe Serap Karadağ, şunları söyledi:

"Deri yapısını tanımadan içerikleri onaylı olmayan ürünlerin yoğun bir şekilde kullanımı ve sürülen kapatıcıların ile kozmetik ürünlerin tam temizlenmemesi kişilerin gözeneklerini tıkayarak çok sayıda komedon oluşumuna bu da kozmetik akne olarak adlandırdığımız duruma yol açıyor.

Bu durum hastalarda ya akne hiç yokken aniden ortaya çıkan akne olarak ya da mevcut aknenin şiddetlenip tedaviye cevap vermemesi şeklinde karşımıza çıkıyor. Maalesef günümüzde çok sayıda hastanın cildinde sorun yokken sırf kulaktan dolma veya sosyal medyadan gördükleri ürünleri alıp kullanarak benzer sorunlarla karşılaştıklarını görüyoruz. Dijitalleşmenin artması cilt ile ilgili ürünlere ve işlemlere olan talebin artmasına neden oldu.

Sosyal medyada dermatolog olmayan, hekim olmayan farklı kişilerin deri hastalıkları ile ilgili çok sayıda paylaşım yaptıklarını görmekteyiz. Yine çok sayıda güzellik merkezinde yetkinlikleri olmadığı halde deri hastalıklarının tedavisi yapılmaktadır. Bazı hastalarımız ne yazık ki bu tarz yerlere güvenerek ciddi mağduriyet yaşıyor. Bu nedenle Bizim dermatologlar olarak sloganımız, 'Derinizi dermatologlara emanet ediniz."

FİLTRELER YERİNE DOĞAL YOLLAR VAR

Prof. Dr. Ayşe Serap Karadağ, dijitalleşmenin artmasının, hastaların ciltleriyle ve kendileriyle daha fazla uğraşmalarına neden olduğunu vurgulayarak şunları söyledi:

"Bu durum bir sorun olarak görünse de bir yandan da bilinçli hastalar daha erken yaşlarda dermatoloğa başvurarak hem cilt bakım rutini oluşturuyor hem de antiaging ürünlerine daha erken yaşta başlıyorlar. Bu durum yaş alma sürecinin de yavaşlamasını sağlıyor. Böylelikle filtre ve kapatıcı kullanmaya gereksinim azalıyor. Deri kalitesini artıran mezoterapi, PRP, mikroiğneli radyofrekans ve lazer gibi sistemlere erken yaşta başlanması doğal yollarla cildin genç kalma sürecini de uzatıyor."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Yaşam Haberleri

Meteoroloji’den iki bölgeye sağanak uyarısı
Dolandırıcıların son yöntemi: Kız çocuklarının fotoğraflarını kullandılar
Bu yöntem kararan perdeleri ilk günkü haline getiriyor!
Tekkeyi bekleyen çorbayı içer atasözünün anlamı
Amerikalılar neden evinde çamaşır makinesi kullanmıyor hiç düşündünüz mü?