Vahdet yazarından utanç yazısı: Solun namusu var mı?

28 Şubat'ın yıldönümünde 'Zulüm hikayeleri' uydurma yarışına giren ancak uydurdukları 'zulüm hikayeleri' Kemalettin Tuğcu dramatizmini geçemeyen İslamcılar, döne dolaşa yıllardır sadece 'ikna odalarını' zulüm hikayesi...

28 Şubat'ın yıldönümünde 'Zulüm hikayeleri' uydurma yarışına giren ancak uydurdukları 'zulüm hikayeleri' Kemalettin Tuğcu dramatizmini geçemeyen İslamcılar, döne dolaşa yıllardır sadece 'ikna odalarını' zulüm hikayesi olarak anlatmaya devam ediyorlar.

Türkiye'de bütün darbelerde solun en ağır bedelini ödemesine rağmen, 'her devrim mazlumu' olmayı bir şekilde başaran siyasal islamcı kadro, toplumun ve solun üstünden silindir gibi geçen 12 Eylül darbesinde bile Tayyip Erdoğan'ın sadece bir gece gözaltında kalmasından bile 'kahramanlık hikayesi' çıkarmayı başardılar. Erdoğan'ın nezarethanede sabaha kadar bankta oturduğunu gözyaşları içinde anlatırken, binlerce solcunun işkenceden geçirilmesine, henüz 17 yaşındaki Erdal Eren'in yaşının büyütülerek idam edilmesine ve gözaltında onlarca kişinin kaybedilmesine rağmen 12 Eylül darbecilerine 'övgüler' düzdüler.

Tayyip Erdoğan'ın Pınarhisar Yarı Açık Cezaevinde, içinde buzdolabının bile olduğu özel odasında 30 bin ziyaretçiyi kabul ettiği 4 ayllık cezaevi hayatı daha sonra AKP'den Milletvekili de seçilen Hüseyin Besli tarafından 'Bir Liderin Doğuşu' kitabında sayfalarca anlatıldı.

Erdoğan'ın ve temsil ettiği siyasal islamcıığın önündeki tüm engelleri kaldıran askeri müdahalelerden kendilerinin mağdur olduğu yalanını ısrarla dile getiren siyasal islamcıların, son oplarak Can Dündar ve Erdem Gül'ün Anayasa Mahkemesi kararının ardından yazdıkları yazılarsa hem basın tarihine hem de siyasal tarihimize yeni utanç sayfaları olarak eklendi bile.

Ancak o yazılar arasında bir tanesi var ki, kalemin namusunun ne kadar kolay satılabileceğinin en tipik örneği.

Vahdet adlı İslamcı gazetede yazan Kerime Yıldız adlı türbanlı yazar, 'Solun Namusu Var mı?' başlığı ile kaleme aldığı yazıda, AKP'nin 'ileri demokrasi' diye yutturduğu bir dönemde iki gazetecinin tutuklanarak 92 gün cezaevinde kalması hakkında iğrenç ifadeler kullandı. 

"Hem hangi hapis? İşkence mi gördü, Pislik mi yedi? Tâciz mi edildi? Soğuk betonda mı yattı? Dayak mı yedi? Allahaşkına bunların hangisi oldu da üç aylık dinlenmeye ağıtlar yakılıyor? Hepi topu 3 ay kaldı ama ısrarla 92 gün diyenler var. Eh, 92, 3’ten büyük." diye yazan Vahdet'in gerici yazarı, siyasal islamcıların yıllardır anlattıkları 'Solun namusu var mı?' fıkrası ile bitirdiği yazısında, zulmü ve zalimleri savunarak İslamcılığın alçalma sınırını geçerek 'çukura' yuvarlandığını bir kez daha gösterdi.

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Otomotiv Haberleri

Yeni bir batarya teknolojisi, elektrikli araçların menzil sorununu çözecek!
Mercedes-Benz, Apple CarPlay desteğini sonlandırıyor
Tesla Cybertruck'ın Türkiye tarihi belli oldu!
İkinci el araba alacaklar elini çabuk tutsun: Zam dalgası geliyor!
Artık herkes Mercedes-BMW-Audi yerine bunu alacak!