Vatan Partisi'nden ihraç edilen isim Perinçek'e yanıt verdi

ABC Haber MerkeziVatan Partisi 10. Genel Kurultayı’nda söz alan Ergenekon tertibinin mağdurlarından Hikmet Çiçek, partinin gittikçe sağa kaydığı eleştirisinde bulunmuş, Doğu Perinçek liderliğindeki yönetimi "Aydınlıkçıların...

ABC Haber Merkezi

Vatan Partisi 10. Genel Kurultayı’nda söz alan Ergenekon tertibinin mağdurlarından Hikmet Çiçek, partinin gittikçe sağa kaydığı eleştirisinde bulunmuş, Doğu Perinçek liderliğindeki yönetimi "Aydınlıkçıların tarihindeki en sağcı yönetim" sözleriyle topa tutmuştu. Yönetimin eleştiriye açık olmadığını vurgulayan Çiçek, "Sadece partililerin tartıştığı bir tartışma bloğunda seçim sonuçlarını eleştirdiği için Sadık Usta partiden ihraç ediliyor" demişti. Perinçek ise, konuşmasında, Sadık Usta hakkında "feleğini şaşırmış" ve "mevzisini kaybetmiş" ifadelerini kullanmış ve "Bizim ihraç ettiğimiz Sadık Usta’nın bize yazdığı mektuptaki cümle şu: PKK kazandığı zaman ne yapacaksınız?" demişti. Bir de uyarı yapan Perinçek delegelere, "PKK’nın, FETÖ’nün üzerine yürürken Tayyip Erdoğan düşmanlığının sizleri sürükleyeceği bir tek yer vardır, işte o Sadık Usta’nın yanıdır!" diye seslenmişti.

Kurultay'da kendisi hakkında yürütülen tartışma hakkında görüşlerini sorduğumuz Kaynak Yayınları eski Genel Yayın Yönetmeni Sadık Usta, Perinçek’in kendisi hakkındaki iddialarını reddetti.

Usta, "Bunda bir buçuk yıl önce olup biten ve partiden ihracımla sonuçlanan tartışmaları yeniden alevlendirmek gibi bir amacım yok. Ancak parti kongresinde adımın anılması ve Sayın Perinçek’in de ismimi vererek, beni hedef alması, resmen yalan beyanda bulunarak, benim parti yönetimine, sosyal medyadan ilan ettiğim bir açık mektubu gönderdiğimi iddia etmesi kesinlikle doğru değildir. Sayın Perinçek’in bahsettiği yazıda ne Kemalist Devrim ne de PKK konusundaki iddialarını kanıtlayacak herhangi bir cümle mevcut değildir. Bu bir tahrifat de değil, açıktan yalandır" dedi.

'AKP'YLE İTTİFAKI CANI GÖNÜLDEN SAVUNUYORLAR'
İşçi Partisi’nin son yıllardaki politikalarına yönelik yaptığı eleştiriler nedeniyle partiden ihraç edildiğini belirten Usta, Perinçek’in atıfta bulunduğu mektup hakkında da şunları söyledi:

"Söz konusu olan 8 sayfalık 'mektup', 20 Ağustos 2015 tarihinde parti yönetimine gönderilmiştir. Mektubu okuyanlar Perinçek’in bahsettiği hiçbir ifadenin olmadığına tanıklık edeceklerdir. Ayrıca yazımın üzerinden bir buçuk yıl geçmiştir. Partiye yönelik eleştirilerimi okuyanlar benim zaman içinde haklı çıktığımı da göreceklerdir. O gün AKP’ye olan yakınlıklarını eleştirmiştim. Parti kamuoyuna yönelik açıklamalarda 'partiye iftira attığım' söylenmişti, ne var ki bugün bu ittifakı can-ı gönülden savunuyorlar."

'HULUSİ AKAR'A BEN KEFİL DEĞİLİM' DEMİŞTİ
Sadık Usta’nın "Saraya, İncirlik Mutabakatını İmzalayan AKP Hükümetine, Hulusi Akar’a Kefil Değilim!" başlığıyla kaleme aldığı yazısı şöyleydi:

"Genel Başkanın son açıklamaları (Tayyip Erdoğan’ı ve AKP’yi milli gören tutumlar ve açıklamalar, PKK’yi baş düşman gören açıklamalar, Amerika’yla yapılan İncirlik mutabakatını önemsizleştiren sessizlik, AKP Hükümetinin Suriye’de, muhalifleri (Fetih Ordusu) yerleştirmek ve oradan hareketle Suriye’nin meşru hükümetini yıkma ve ülkeyi parçalama planlarının harekat bölgesi olarak planlanan güvenlikli bölge politikalarına arka çıkma, Tayyip hükümetinin erken seçim manevralarına ve HDP’yi baraj altına itmek için yapılan operasyonlara destek çıkma, Tayyip Erdoğan’ın Başkanlık Sistemi’ne dair yeni açıklamalarına dair sessiz kalma ve geçiştirme vs.) Parti’nin geldiği aşama açısından çok vahimdir...

1. AKP ve Tayyip Erdoğan’a arka çıkan 'vatan savunması' görüşünü kesinlikle kabul etmiyorum. Bu açıklamalar, Vatan Partisi açısından bir gaflettir. Partimizin bu politikalarla bırakalım büyümeyi, bu politikalar nedeniyle gelecekte halk nezdinde büyük bir itibar kaybına da uğrayacaktır...

2. 'Saray Savaşı Değil Vatan Savunması' açıklaması hem yanlıştır hem de dolaylı yoldan Tayyip Erdoğan’a kefil olmaktır.

Erdoğan bu ülkeyi 13 yıldır yönetmektedir. Aslında her türden kötülüğün başı o ve partisidir. Türkiye’yi parçalanmanın eşiğine onun icraatları getirmiştir. Ülkeyi mezhep savaşının eşiğine o getirmiştir. Bütün güvenlik teşkilatı onun kontrolündedir. MİT, polis teşkilatı, medya ve basının büyük bir kısmı, sonsuz sayıda imam hatip okulu, üniversiteler, belediyelerin büyük çoğunluğu, devlet bütçesinin tamamı, sosyal medya, yurtdışı temsilcilikleri vs. hepsi Tayyip Erdoğan ve AKP’nin emrindedir ve onların politikaları doğrultusunda kullanılmaktadır...

Değerli arkadaşlar, bilmem siz de gördünüz mü? Güneydoğu’da sürdürülen savaşın bazı görüntüleri medyaya da yansıdı. Halka önem veren her savaş, eninde sonunda kazanılır, hele bir de bu savaş haklıysa. Ama halk kaybedilirse ne kadar teknik donanıma sahip olurlarsanız olun eninde sonunda o savaşı kaybedersiniz...

 Şimdi Güneydoğu’da bir savaş sürüyor. Benim bugüne kadar konuştuğum hiçbir emekli komutan, PKK’nin askeri açıdan yenilgiye uğratılacağını ileri süremiyor...

Kürt meselesi, Ermeni sorundaki gibi bir tehcir tedbiriyle çözülemeyecek kadar derindir, büyüktür ve eğer konu düzgün ele alınmazsa, akıllı politikalar uygulanmaz ve önerilmezse, sonucu ülkemiz açısından büyük bir felaket olur. Bu savaşın birkaç koldan yürütülmesi gerekir. Halkı kazanan politikalar, ekonomik tedbirler, şefkat ve birlik ruhu aşılayan tavır ve eylemler şarttır!!! Vatan Partisi ateşe benzinle gitmektedir ve sonuçları hem ülke hem de Parti açısından ağır olacaktır!

(...) Bu savaşı, Vatan Partisi’nin kazanmayacağı daha bugünden görülmektedir. Kanaatim, bu yöntemle, PKK’nin 'belinin kırılmayacağıdır'. İkincisi, bu savaşta ortaya konan yöntemler de bu savaşın kazanılmasına olanak tanımıyor. Üçüncüsü ise 'vatanı savunanlar' bunu kendi ideolojilerine ve yöntemlerine göre yaptıkları için, kazandıklarında da Vatan Partisi’ni bu ülke için bir tehlike olarak görmeye devam edeceklerdir. Yok ama bu savaştan PKK, önemli bir başarı kazanarak çıkarsa, yani onlar yeni bir açılım yapılarak meşru konum edinirlerse, bu durumda gene hem biz hem de vatan kaybetmiş olacaktır...

Bu hataların temel nedeni, devlet ve ordu konusundaki kafa karışıklığıdır. Ne yazık ki yapılan açıklamalar, 200 yıllık devlet ve ordu teorilerinin gerisine düşmüştür. Bu açıklamalar, tarihsel gerçekleri bir kenara iterek devrimci güçleri teorisiz bırakmıştır."

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.

Gündem Haberleri

"Saadet Partisi'nde yeni bir dönem başlıyor"
Vergi kaçakçılığını ihbar edenlere ikramiye: 15 milyon TL ödendi
Baharla birlikte her yerdeler: Keneler vücutta en çok buralara yapışıyor!
Kuzey Kore, Uzun Süre Sonra İlk Kez Türklere Kapıları Açıyor: O Kişileri Ülkeye Kabul Edilecek!
Türkiye'nin İsrail'le Ticareti Durdurma Kararı Dünya Basınında Nasıl Yankılandı?