Perinçek, Vatan Partisi’nin LGBTİ+'ların örgütlenmesine ceza yaptırımı öngören kanun önerisini basın açıklaması yaparak açıkladı. Öneri, önümüzdeki günlerde Vatan Partisi Öncü Kadın Genel Başkanı Meltem Ayvalı önderliğindeki bir heyet tarafından TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş’a sunulacak.
Perinçek'in açıklamaları şöyle:
"LGBT diye kısaltılan “lezbiyen, gey, biseksüel, transseksüel, cinsiyetsizlik, akışkan Cinsiyet” gibi doğal olmayan, kadın ile erkek kimliği ve ilişkisi dışındaki cinsel kimlik ve ilişkilerin propagandası ve örgütlenmesi; milletimiz, devletimiz ve insanımız için ciddî tehdit oluşturmakta ve yıkıcı sonuçlar doğurmaktadır.
Öncelikle insan, aile kurumu ve kadınıyla erkeğiyle bütün toplum hedeftedir. İnsanın cinsiyetine yabancılaştırılması, kendi bedeniyle kavgalı hale getirilmesi, bunalımları, intiharları, madde ve alkol bağımlılığını tetiklemekte, şiddet eğilimini kışkırtmaktadır. Dış dayatmalarla cinsiyet değiştirdiği için pişman olanların sayısı artmaktadır.
LGBT propagandasının masum ve bilinçsiz olan çocukları bile hedef alması, onları istismara açık hale getirmektedir. Dahası, çocukların cinsiyetine müdahale etmek ve onları LGBT hareketini meşrulaştırmak amacıyla kullanmak, toplumumuzun geleceğini karartmaktadır.
Yapılan araştırmalar, Türkiye’de ve dünyada sözde 'cinsiyet hoşnutsuzluğu' vakalarında kayda değer artışlar olduğunu ortaya koymaktadır. Bu artışın nedeni doğal değil, ideolojik ve kültüreldir. Gençlerin kimlik arayışı 'özgürlük, çağdaşlık, düzene başkaldırı' olarak sunulan LGBT propagandasıyla buluşturulmakta ve 'LGBT birey' kimliği yaygınlaştırılmaktadır.
"Eşcinsellik, tarih boyunca sınıfsal çelişkilerin ve kadının aşağılanmasının aşırı boyutlara vardığı toplumlarda, topluma yukardan aşağı dayatılmıştır. Günümüz dünyasında da LGBT propaganda ve örgütlenmesi, emperyalist devletlerin bütün insanlığa ve millî devletimize karşı yıkıcı faaliyeti kapsamındadır. Bu faaliyetle toplumumuzu ayakta tutan değerler yozlaştırılmakta ve çürütülmektedir.
Emperyalist batıdan gelen ideolojik baskılarla oluşturulan 'toplumsal cinsiyet' kavramı altında, cinsiyetsizlik ve benzeri doğal olmayan cinsel kimlikler topluma dayatılmakta, eşcinsellik ve transseksüellik yaygınlaştırılmaktadır.
Yabancı devlet parasıyla desteklenen LGBT propagandası ve örgütlenmesi, millî kültürümüzde ve ahlakımızda derinleşen yaralar açmaktadır.
İnsanı, toplumu, sağlığı, genel ahlâkı ve kamu güvenliğini korumak, devletimizin anayasal görevidir. 'Doğal Olmayan Cinsel Kimlik ve İlişkilerin Propaganda ve Örgütlenmenin Suç Oluşturduğuna İlişkin Kanun'un amacı, LGBT propaganda ve örgütlenmesini ceza yaptırımına bağlayarak, devletimizi, toplumumuzu, aileyi ve insanımızı korumaktır.
Kanun Önerisinde tanımlanan amaçla
-Propaganda,
-Toplantı ve gösteri yasağına aykırı eylemler
-Örgütlenme
-Yabancı devlet ve kurumlardan yardım alma suçları
tek tek tanımlanmış ve caza yaptırımına bağlanmıştır.
'Doğal olmayan cinsel kimlik ve ilişkilerin propagandasından kasıt; özendirme ve telkin içeren kamuya açık eylemlerdir. Gazete, dergi, kitap, televizyon, sinema, radyo, internet gibi kitle iletişim araçlarıyla yapılan özendirici nitelikteki yayınlar ve aynı nitelikteki toplantı ve gösteriler propaganda kapsamındadır.
Kanunda cezalandırılan, kamuya açık propagandadır. Kişilerin özel hayatları ve kendi aralarında yaptıkları görüş alışverişleri, propaganda kapsamında değildir.
Cinsiyet, cinsellik ve doğal olmaya cinsel kimlikler konularında yapılan bilgilendirme, araştırma ve tartışmalar, elbette suç kapsamı içinde değildir.
Suçun oluşumunda kasıt unsurunun saptanması, belirleyici önemdedir.
Örgüt suçuna gelince, kanunda, doğal olmayan cinsel kimlik ve ilişkilerin propagandası amacıyla örgüt kurma veya örgüt yönetme eylemleri de cezalandırılmıştır.
Ayrıca tanımlanan amaçla kurulan örgütlerin kapatılması öngörülmüştür. Kapatma hükmünün verilmesi için iki şart aranmalıdır. Suç, ya o örgütü temsil eden organlar aracılığıyla işlenecektir ya da o örgütün faaliyetinin tanımlanan suça odak oluşturduğu saptanacaktır.
Suç oluşturan amaçla yabancı devletlerden, örgütlerden ve kurumlardan maddî yardım almak, cezayı ağırlaştırma nedeni olarak öngörülmektedir."