Cumhuriyet Halk Partisi Genel Başkan Yardımcısı Veli Ağbaba, yangının 14 gündür sürdüğü Tunceli’de partisinin il başkanlığında basın toplantısı düzenledi.
Tunceli Valisi’ne çağrıda bulunan CHP’li Ağbaba, “Aracın, itfaiyen eksikse bunu tamamlamaya hazırız. Talepte bulun 4 saat sonra her şey burada” ifadesini kullandı.
Ağbaba, “Yangın duyulmasın diye ilin mülki idare amirleri ellerinden geleni yaptılar. Seçilmiş arkadaşlarımız bölgeye sokulmadı. Yangın nerede oldu, Hozat’ta. Hozat Belediye Başkanı’mız, il genel meclisi üyelerimiz yangına müdahale etmeyi bırakın, yangını izlemelerine ve görmelerine izin verilmedi. Herhalde saklanan bir şey vardı” dedi.
Ağbaba, “Bu yangının bir hava operasyonu sonrasında çıktığı söyleniyor. Bu yangın, ilk çıktığı andan itibaren hem belediye başkanımız; araçlarıyla müdahale etmek istiyor, izin verilmiyor. Oradaki köylüler müdahale etmek istiyor, izin verilmiyor. O bölgedeki insanların yangın söndürme deneyimleri var. Yangının söndürülmesine izin verilmiyor ve yangın yayılıyor. Bölgeye hiç kimse sokulmuyor, yaklaştırılmıyor. Yangın bölgesi değil, adeta Hozat ablukaya alınmış. Hozat’tan kimsenin çıkmasına izin verilmiyor” diye konuştu.
“BİLGİ KİRLİLİĞİ VARSA SEBEBİ VALİ”
Ağbaba, dün kendilerinin de yangın bölgesine gitmek istediklerinde Tunceli Valisi tarafından engellendiklerini dile getirerek, şunları söyledi:
“Yangın bölgesinde operasyon olabileceği, yangının söndürülmesinde olumsuz etkimiz olabileceği yönündeki sözler üzerine biz de ısrar etmeden, kaldık… Akşam canlı yayına katılmak için gittiğimizde güvenlik görevlisi arkadaşlarımız bizi bırakmak istemediler. ‘Hozat’tan çıkamazsınız’ dediler.
Niye çıkamayız, saklanan ve gizlenen ne? Biz de kendi milletvekili unvanımızı kullanarak, aracın birine Polat Şaroğlu, aracın birine Burhanettin Bulut binerek, o barikatı geçtik. Acaba neden rahatsız oluyorlar? Ne gizleniyor? Onu anlamak mümkün değil.
Sayın Vali, ‘sosyal medyada bilgi kirliliği var’ diyor, ‘abartılıyor’ diyor. Sosyal medyada bilgi kirliliği varsa sebebi sensin Sayın Vali. Sen milletvekillerinin girmesine izin vermezsen, biz orada gördüğümüz gerçeği kamuoyuyla paylaşacağız. Sen buna izin vermezsen, kapalı olarak yönetmeye kalkarsan insanların kafasında kuşku oluşur, bizim kafamızda kuşku oluştuğu gibi.
“BAKANLAR TUNCELİ’YE NİYE GELMEDİ?”
Bir yangın 13 gün boyunca nasıl söndürülemez? Her yere koşan bakanlar; 3’er, 4’er uçakla giden bakanlar Tunceli’ye niye gelmedi? İçişleri Bakanı niye gelmedi? Tarım Orman Bakanı, ormanların düşmanı Tarım Orman Bakanı niye gelmedi? İyi ki gelmedi, yangın daha artardı söyleyeyim. Her yere koşan Tarım Orman Bakanı, İçişleri Bakanı, Çevre ve Şehircilik Bakanı Tunceli iline niye gelmediler? Tunceli başka ülkenin ili mi? Bu sorunun cevabını bekliyoruz. Sizi en kısa sürede Tunceli’ye bekliyoruz.
“TUNCELİ USULÜ DİYE BİR ŞEY GELİŞTİ”
Tunceli usulü diye bir şey gelişti. Ne bu usul? Orman bitecek, ağaç bitecek. Yangın sönerse sönecek. Yeni yöntem bu. Kimseyi suçlamak için gelmedik buraya. Genel başkanımızın selamlarını getirdik. Genel başkanımız diyor ki; 251 belediyemiz var. CHP’ye ait. 251 belediyemizin araçları, insan gücü ihtiyaç buduyarlarsa Tunceli’nin yanında.”
TUNCELİ VALİSİ’NE ÇAĞRI: TALEP BULUN, 4 SAAT SONRA HER ŞEY BURADA
Tunceli Valisi’ne çağrıda bulunan Ağbaba, “Aracın, itfaiyen eksikse bunu tamamlamaya hazırız. Talepte bulun 4 saat sonra her şey burada” dedi.
30 AĞUSTOS MESAJI
30 Ağustos Zafer Bayramı’nın 99’uncu yıl dönümüne de değinen Ağbaba, “Bu topraklarda yaşayan herkesin önemsemesi ve zafer gibi kutlaması gereken gündür. Ancak ülkeyi yönetenler bu konuda da bölmeye çalışıyorlar. Bir tarafta 26 Ağustos’taki Malazgirt Zaferi’ni şatafatlı kutlayanlar 30 Ağustos’u yok sayıyorlar. Öncelikle bir cümle ile söylüyorum. 30 Ağustos da Malazgirt de bizim. Bunun üzerinden ülkeyi bölmeye çalışanlar da bölücüdür” diye konuştu.
DİYANET’E 30 AĞUSTOS TEPKİSİ
Diyanet İşleri Bakanlığı’nın, 30 Ağustos öncesindeki Cuma hutbesinde Mustafa Kemal Atatürk’ün isminin geçmemesine de tepki gösteren Ağbaba, “Bu Diyanet ‘Keşke Yunan kazansaydı’ diyen Fesli Kadir’i anan Diyanet’tir. Bu Diyanet ve bu anlayış Taliban’a yakın Anadolu topraklarındaki insanlara uzak bir anlayıştır. Sanki 30 Ağustos’ta savaşı kaybetmiş gibi davranıyorlar. 30 Ağustos, Mustafa Kemal Atatürk bu topraklardaki herkesin yaşamasını sağlayan, bayrağın dalgalanmasını sağlayan ismidir… Bu ülkeyi yönetenler ‘Keşke 30 Ağustos olmasaydı’ diyen Fesli Kadir’in çocuklarıdır” diye ifade etti.