Ünlü senarist ve oyuncu Gülse Birsel, "Avrupa Yakası" dizisinde Kubilay karakterine hayat veren Vural Çelik’in vefatının ardından sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımla hayranlardan büyük tepki aldı. Birsel, paylaşımında Çelik ile sette yaşadıkları anılardan bahsetmişti. Ancak, uzun süredir küs oldukları bilinen ikili arasındaki gerilim, Birsel’in bu veda mesajında yer almıştı ve bu da hayranların tepkisini çekti.
PAYLAŞIMINI SİLDİ
Gelen tepkiler üzerine Birsel, paylaşımını kaldırmak zorunda kaldı. Vural Çelik hayranları, Birsel’in paylaşımını samimiyetsiz bulmuş ve sosyal medyada eleştiri oklarını ona yöneltmişti. Birsel, paylaşımında eğlenceli anılardan bahsederek "Keşke daha çok zaman geçirebilseydik" ifadesini kullanmıştı, ancak bu mesajın yalnızca ilk kısmının paylaşıldığını belirterek duruma açıklık getirdi.
BİRSEL'DEN YENİ AÇIKLAMA
Birsen Altuntaş’a konuşan Gülse Birsel, tepkilere isyan ederek şunları söyledi:
"Günlerdir benim yüzümden yaşamını kaybetti gibi davranılıyor. İşlerini engelledi, sahip çıkmadı gibi söylentiler var. 16 senedir neden küs olduğumuzu açıklamak zorunda hissettim. Ancak ben mümkün olduğunca güzel zamanlarımızı anlatmaya çalıştım. Maalesef bu anılardan sadece belli bölümler alınarak farklı anlamlar yüklenmiş."
SOSYAL MEDYA TEPKİSİ BÜYÜDÜ
Birsel, sosyal medyada yapılan yorumların çarpıtıldığını dile getirerek, paylaşımının amacının yanlış anlaşıldığını belirtti. Bu açıklama sonrasında da sosyal medyada tartışmalar devam ederken, Birsel’e destek verenler olduğu gibi, eleştiriler de sürüyor.
GÜLSE BİRSEL NE YAZMIŞTI?
"Vural'a vedam... Birkaç senedir cenazelere gidemiyorum. (Çözmem gereken bir anksiyete.) Cenazeler, dini tören bölümünü ayrı tutarsak vefat edeni yad etmek, veda etmek için vardır. Ben bunu yazarak yapacağım. Bir iş arkadaşımı çok erken kaybettim. Şaşkın ve üzgünüm. Vural Çelik Avrupa Yakası'nın ikinci sezonuna tek bölümlük Kubilay rolü için gelmişti. Çok tatlı bir performans gösterdi. O hafta yapımcıya "Mümkünse her bölüm yazmak istiyorum" dedim ve Vural ekibe katılmış oldu. Nevi şahsına münhasır biriydi. Setin çocuğu gibiydi. Herkese kendi kendine küser, nedenini bilmediğimiz konulara alınır, sonra barışmak için hediyeler isterdi. Bu armağan konusu setin şakası haline geldikçe "Bu hafta bana ne alıyorsun Gülse?" cümlesiyle girmeye başlamıştı stüdyoya. Beraber çok güldüğümüz, keyfi yerinde olsun diye hep kollamaya çalıştığımız bir çocuksu ruhtu."
"Özellikle bana ve Engin Günaydın'a çok nazı geçerdi. Sette biraz da bizi güldürmek için oynadığı bir "Mağdur persona"sı vardı. Şenay Gürler'le bir kahve içmeye mi çıkıyoruz, "Vaay tabii sosyete bizi davet etmez"! "Ya iki kız dedikodu yapacağız, sen niye geliyorsun?" "Yok ben garibanım zaten, bir kahve ısmarlamazsınız bu fakire, ben hangi parayla kahve içeceğim" filan derken bu sefer abarttığını fark edip onu gülme tutardı."
"Setin bu geleneksel şakasından, bu dinamikten "Zenginliğine rağmen hep mağdur hep ezik Gülenay"ı yazdım. Vural nefis oynadı. "Birinin bizi durduramadığı" günlerdi. Son sezona girerken, ayrılmak istediğini söylediğinde ben dahil birkaç oyuncu arkadaşım vazgeçirmeye çalıştık. Ücret, saatler, senaryodaki yeri gibi şikayetleri vardı. Yapımcılarla konuşup, bana alıngan tonlu bir mesajla ayrıldığını söyledi ve teşekkür etti. Belki ısrar etmemi, yapımcıyı arayıp onsuz olmaz dememi bekledi."
"Yanlış karardı bence. Keşke son sezonda da birlikte oynasaydık. Ve keşke birkaç ay sonra bir TV programında benimle ilgili mana verilemez, yakışıksız cümleler etmeseydi. (Tabii kimse iş arkadaşıyla tek sebepten 16 yıl iletişimi kesmez. Ama sonraki yıllardaki hataları, yanlışları burada anlatmaya gerek de yok, yakışık da almaz."
"Türkiye çok iyi bir oyuncusunu, bir komedyenini kaybetti. Cenazelerde helallik almak adettir. Hakkımı helal ediyorum, sonuna kadar helal olsun. İçimde kalan büyük üzüntü şudur. Son aylarda magazine verdiği bir röportaj karşıma çıktı; 'Bir Gülse Birsel işinde rol alır mısınız?' sorusuna; 'Ben ona hata yapmış olabilirim, o bana yapmış olabilir, başkası hata yapmış olabilir, 3 günlük dünya, zaten kaç komedyeniz ki' diyor. Sonuna kadar katıldım söylediklerine ve şu şekilde düşündüm 'Eh artık madem böyle, bir ara muhakkak bir galada filan karşılaşınca sarılır muhabbet ederiz. Bir ara nasıl olsa denk geliriz.' Bir ara bizim yaşlar için çok geniş, rahat bir zaman. Hep bir ara diyoruz. 'Bir ara buluşalım', 'Bir ara bir özlem giderelim.' Önümüzde uzun seneler var ya. Öyle değilmiş. Nereden bilebilirdik. Perde çok erken kapandı. Gittiği yerde de güldürdüğünü hayal ediyorum Allah, rahmet eylesin. Mekânı cennet olsun.