Yavuz yazdı: Üreticinin isyanı!

OdaTv yazarlarından Yusuf Yavuz, Ziraat Mühendisi ve zirai ilaç bayii Hüseyin Zığır ile konuştu. Yavuz, domatesin kilosunun 30 kuruşa düştüğü Manisa’da üreticinin isyanını ele aldı.

İşte Yusuf Yavuz'un yazısı:

Türkiye’nin önemli tarımsal üretim merkezlerinden biri olan Manisa’dan gelen haberler üreticilerin son yılların en zor dönemlerinden birini geçirdiğine işaret ediyor. Sözleşmeli ekim yapan üreticilerin domatesleri tarlada kalıyor. Bu yüzden domatesin alım fiyatı 30-35 kuruşa kadar gerilemiş durumda. Çiftçilerin önemli üretim maliyetlerinden biri olan mazotun litresi bölgede ortalama 6,20 TL olduğu göz önüne alınırsa çiftçiler 1 litre mazot alabilmek için 20 kilogram domates satmak zorunda. 

BORÇ BATAĞINDAKİ ÜRETİCİ İNTİHAR EDER DURUMA GELDİ

Manisa’nın Saruhanlı ilçesinde Ziraat Mühendisi olarak görev yapan 35 yaşındaki Hüseyin Zığır, aynı zamanda zirai ilaç bayii. Bölgedeki üreticilerin ve tarımın sorunlarını yakından izleyen Zığır’la Manisa’da neler yaşandığını konuştuk. Saruhanlı’da bir üreticinin geçtiğimiz günlerde intihar ederek yaşamına son verdiğini dile getiren Ziraat Mühendisi Hüseyin Zığır’ın aktardıkları, “Tarımda Avrupa birincisiyiz” açıklamaları yapan yetkililerin aktardıklarıyla aynı manzarayı yansıtmıyor.

“İŞLERİ BOZULAN ÜRETİCİ TARLASINI, TRAKTÖRÜNÜ SATIYOR”

Kredi borçları, istikrarsız, plansız ve ithalatı özendiren tarım politikaları Türk tarımının yangın yerine döndüğünü gösteriyor. Çiftçilerin neden intihara sürüklendiği yönündeki sorumuzu yanıtlayan Hüseyin Zığır, şöyle yanıtlıyor: “İşleri bozulan üreticilerin kimisi tarlasını, kimisi de traktörünü satıyor ve kendini kurtarmaya çalışıyor. Kredi borçları, kredi çeken arkadaşlarına kefil olanlar da var. Borçlar ödenmeyince üreticiye dert oluyor. İntihar sadece bu sorunun görünen yüzü, kimi kalp krizinden ölüyor kimi de kahrından. Ben zirai ilaç bayisiyim. Örneğin benim birbirilerine kefil olarak ürün alan müşterilerim var. Bankalar da kredilerini bu şekilde kullandırıyor. Ödeyemeyince de tarlalarına haciz geliyor. Bu tür şeyler çok yaşanıyor. Benim yakınlarımın başına da geldi benzer durumlar. Yine Ziraat Mühendisi bir arkadaşım da borcunu ödeyemediği için intihar etti. İşlerini çeviremedi. İnsanlar çok borçlu.”

“BİR KİLO DOMATES 30 KURUŞA DÜŞTÜ, EN BÜYÜK MALİYET İŞÇİLİK”

Bölgedeki büyük ölçekli üreticilerin de büyük bir borç içinde olduğuna işaret eden Zığır, sözlerini şöyle sürdürdü: “Burada en büyük maliyet işçilik. İşçilik maliyeti, girdilerin üçte birini oluşturuyor. Yaklaşık 15-20 dekarlık ekim yapan küçük aile işletmeleri anne-baba, çoluk-çocuk kendi ürününü toplayabiliyor ancak büyük üreticiler için bu söz konusu değil. Bir kilo domatesin alım fiyatı 30-35 kuruşa düştü burada. Ancak bir kilo domatesin yalnızca toplama maliyeti 15 kuruş. Geriye 20 kuruş kalıyor. Bunun içinde Bunun içinde fidan, gübre, sulama, mazot, elektrik gibi maliyetler var.

‘SÖZLEŞMESİ OLSA DA ÜRETİCİ MALINI SATAMIYOR’

Domates tarlada olgunlaştıktan sonra en fazla 10 gün dayanıyor. Bu nedenle toplama sırasında zorluk çekilmesin diye domatesi kademeli olarak dikiyoruz. Nisan ayının başından, Mayıs’ın 20’sine kadar domates dikeriz. Şu an Mayıs’ın ilk döneminde ekilen domatesler hasat ediliyor bu bölgede. Onlar da para etmiyor. Sözleşmeli üretici 50 kuruşa sattığı domatesi şu anda fabrikalar kamyon ve tır göndermediği için tarladan kaldıramıyor. Bu nedenle 30-35 kuruşa tüccara vermeye çalışıyor. Sözleşmesi olsa da malını satamıyor üretici.”

“KOOPERATİFLEŞMEYİ İSTEMİYORLAR”

Bu sorunun önüne geçmenin en önemli yolunun kooperatifleşme olduğunu dile getiren Ziraat Mühendisi Hüseyin Zığır, mevcuttaki kooperatiflerin de siyasi çekişmeler yüzünden verimli çalıştırılamadığını savunuyor: “Kooperatif üreticiyle tüketiciyi buluşturuyor. İnsanlar ancak o zaman para kazanabilir. O zaman biberin kilosu 2, domatesin kilosu 1 liradan aşağıya satılmayacak diyebilirsiniz. Kooperatifler ürünün değeri neyse o şekilde satar ancak şu anda insanların gözlerini para hırsı bürümüş, dolardan başka bir şey görmüyorlar. Kooperatifleşmeyi istemiyorlar.

‘KREDİLER KESİLDİ, FİRMALAR KENDİNİ DÖNDÜREMİYOR’

Bizim burada üzüm işletmeleri var. Bu işler krediyle dönüyor. Büyük üreticiler, çiftçinin ürününü alan şirketler var. Çiftçiden aldıkları ürünü yurt dışına sattıktan sonra bankadan aldığı kredilerle borçlarını ödüyorlardı bu işletmeler. Sistem böyle çalışıyordu. Ancak şimdi duyuyoruz ki bu büyük işletmeler bankadan kredi alamıyor ve bu nedenle finansmanları zayıflıyor. Ellerinde dövizi olan da bozdurmak istemiyor. Dolayısıyla bizleri ve üreticileri mağdur ediyorlar. Firmalar da kendini döndüremiyor.”

SU AZALDI, SULAMA FİYATI İKİ KATIN ÜZERİNE ÇIKTI, VERİM DÜŞTÜ

Türkiye’nin tarımda kendi kendine yeten nadir ülkelerden biri olduğunun altını çizen Hüseyin Zığır, “Bu konuda dünyada 7-8 ülke olduğu söylenir ama o kadar yoktu inanın. Çünkü Türkiye’nin özellikleri başka bir yerde yok. Ben Manisa dışında Trakya’da çeltik, Nevşehir’de patates, Konya ve Çukurova’da domates üretimi yaptım. Türkiye’nin birçok yerinde tarımsal üretimin içinde bulundu. En büyük sorunumuz enerji maliyetleri. Bizim bölgemizde bir dekar arazinin sulaması geçen yıl 150 liraydı bu yıl gelen zamlarla birlikte 400 liraya çıktı. Ayrıca hem yüzey suları, hem de yeraltı suları da azalmış durumda. Şimdi hem daha pahalıya su tüketiyoruz, hem de ödediğimiz parayla daha az su alıyoruz. Bu bitkinin verim kaybı anlamına geliyor. Geçen yıl mısır ektiği arazide dekardan 1800 kg. ürün alan bir üretici bu sene 1300-1400 kg. mısır alabiliyor. Çünkü kanaldan su akmadı ve ürününü yeterince sulayamadı. DSİ, sadece 30 gün su verebildi. Yetkililer kuraklık olduğunu söylüyorlar” diye konuştu.

“ZİRAAT ODASI BAŞKANLARI SİYASİ PARTİ BAŞKANI GİBİ DAVRANIYOR”

Ziraat Odalarının siyasete bulaştığı eleştirisinde bulunan Zığır, ayrıca şu görüşleri dile getirdi: “Ziraat Odaları çiftçinin yanında olmalı. Çiftçiyle birlikte olmalı. Ancak Ziraat odalarının başkanları siyasi parti başkanları gibi davranıyor. AKP’lisi de CHP’lisi de, MHP’lisi de kendisine yakın olanı destekliyor ve o bölgede hangi siyasi parti güçlüyse Ziraat Odası başkanı o partiden seçiliyor. Kooperatifler de bu şekilde ele geçirilmiş durumda. Şimdi burada domates 35 kuruşa düşmüşse, Ziraat Odası başkanının çıkıp da ‘Ey hükümet, siz ne yapmaya çalışıyorsunuz? Bu çiftçi bana seneye de lazım” demesi gerekmez mi? Ama adamın umurunda değil. Bu insanlardan ne beklenir ki?

“SİZ BU ÜRETİMİ YAPAN İNSANLARA DÜŞMAN MISINIZ”

Geçen yıl biz bu ülkeye yaklaşık 700-800 milyon Avro para kazandırdık bu ülkeye. Üzüm, pamuk, incir ve domatesle bu ülke kazandı. Siz bu üretimi yapan insanlara düşman mısınız? Bu insanlar üretmezse size 700-800 milyon Avro’yu kim verecek? Üreticinin domatesin kilosundan kazanacağı 10 kuruşu elinden alıyorsunuz, üstüne kilo başına 10 kuruş da borçlandırıyorsunuz. Hem kışın geçineceği parayı elinden alıyor, hem de ‘yaşama, öl’ diyorsunuz. Bir de burada bir çiftçi kahvede haber izlerken televizyonu kıracaktı az kalsın. Bir televizyon kanalı ‘domates üreticisi fiyatlardan memnun, çiftçi domatesi 2,5 liradan satıyor’ diye haber yapmış. Domates tarlada 30 kuruş ve üretici barut fıçısı gibi, bu insanlar adeta dalga geçiyor.’”

MANİSA’DA ‘SALÇALIK DOMATES ÜRETİMİ’ TOPLANTISI

Öte yandan Manisa Tarım ve Orman İl Müdürlüğü’nce ‘Salçalık Domates Üretimi’ başlıklı bir toplantı düzenlenerek domates fiyatlarındaki düşüş değerlendirildi. Manisa Valisi Yaşar Karadeniz’in başkanlığında organize edilen toplantıya, Manisa İl Tarım ve Orman Müdürü Metin Öztürk, Tarım Kredi Kooperatifleri Bölge Müdürü Mehmet Aksoy, Manisa Ticaret İl Müdürü Muharrem Özel, Bitkisel Üretim ve Bitki Sağlığı Şube Müdürü Gökmen Kaya, Manisa Vergi Dairesi Başkanı Ramazan Yaşar, domates üretiminin yoğun olarak yapıldığı İlçelerin Tarım ve Orman İlçe Müdürleri, Ziraat Odası Başkanları, sektör temsilcileri, firmalar ve konuyla ilgili teknik personeller katıldı.

 

İlk yorum yazan siz olun
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.