[caption id="" align="alignnone" width="690"]
Adanalı hemşehrim merhum yazar Demirtaş Ceyhun; aydın, ilerici bir yazardı. Türbanlı eşine el öptüren Avusturya Büyükelçisi Ozan Ceyhun da Demirtaş Ceyhun’un oğludur... Oğlunun sergilediği bu görüntü karşısında, Demirtaş ağabeyin kemikleri sızlamakla kalmamış, mezarında ters de dönmüştür...
Ozan Ceyhun, ’’ Bakara/ makaracı’’ muhabbetinden sonra Çek Cumhuriyeti Büyükelçiliği’ne atanan Egemen Bağış’la kankalar. Büyük olasılıkla Egemen Bağış’ın torpiliyle Viyana’ya Büyükelçi oldu. Yoksa, RT. Erdoğan Ozan Ceyhun’u tanımaz, bilmez..
12 Eylülden önce, Türkiye’deki grupların birinde militandı Ozan Ceyhun. Adı, İstanbul'da, bir ülkücünün öldürülmesine karıştı, yargılandı, beraat etti. 12 Eylül darbesinden sonra yurtdışına çıktı Almanya’da üniversite eğitiminden sonra, Yeşiller Partisi’nden ve Sosyal Demokrat Parti (SPD) ’den Avrupa Parlamentosu Milletvekili oldu. AB platformlarında Türkiye'yi sürekli eleştirdi.
Ancak, AKP’nin kurulmasından ve 2002’de iktidara gelmesinden sonra Ozan Ceyhun’da bir ’’eksen kayması’’ yaşanmaya başladı. SPD politikalarını terk ederek AKP’ye yaklaştı. Yazı yazdığı gazete ve dergilerde AKP politikalarını savundu.
Ozan Ceyhun’la yolumuz o günlerde, aynı gazetede kesişti. İkimiz de Londra merkezli Açık Gazete’de yazı yazıyorduk. Ben, diğer arkadaşlarım AKP politikalarını eleştirirken, o tek başına AKP’yi savunuyordu. İlk zamanlar biraz ürkekti. Çelişkili yazılarını ne biz anlayabiliyorduk, ne de kendisi... Zamanla açıldı, gelişti, AKP’yi daha açık ve net savunmaya başladı. Egemen Bağış’la kankalığından söz etti. Bütün bunların bir karşılığı olmalıydı elbette..
Az gitti, uz gitti, altı ay bir güz gitti; sanırım kankası Çek Cumhuriyeti Büyükelçisi Egemen Bağış'ın yardımıyla Avusturya (Viyana) Büyükelçiliği'ne atandı. Görevini sessiz, sakin bir şekilde sürdürürken, birden karşımıza ’’türbanlı bacımıza el öptüren erkek’’ olarak çıktı... El öptürerek kadını aşağılaması bir yana; eğer gerçekten saygı duyuyorsa, kadının başındaki türbana da saygısızlıktır bu. Böylece, ’’türbanlı eşine el öptüren Büyükelçi’’ olarak tarihteki yerini de aldı...
Merhum Demirtaş Ceyhun, bir gün Sirkeci’de, Yaşar Kemal’le Aşık Veysel’i kol kola dolaşırken görür... Bilindiği gibi, Yaşar Kemal'in bir gözü, Aşık Veysel'in de iki gözü görmüyordu. Ceyhun, karşılaştığı manzarayı arkadaşlarına, ''Bir kişinin tek gözle idare ettiğini biliyordum; iki kişinin tek gözle idare ettiğini ilk kez gördüm.'' diyerek anlatır.
Demirtaş ağabey, yaşasaydı, oğlunun bu marifeti karşısında, ''İki gözüm de kör olaydı da, bunu görmeyeydim...' derdi herhalde.