Telefonla bir eve bağlanan İsveç radyosu spikeri, karı koca arasında en çok hangi konularda tartışma çıktığını soruyor. Kadın feryat ediyor; “Evin içindeki çöplerin nasıl ayrıştırılacağını öğretemedim gitti. Cam kavanozları yıkamadan çöpe atıyor. Plastikleri kağıtların bulunduğu yere bırakıyor.”
Adam, yaptıklarının yanlış olduğunu kabul ediyor, “Evde çöplerle dans eder hale geldim” diyerek isyanını da gizlemiyor. Erkek spiker, kadına hak veriyor, erkeği şaka yollu kınıyor... Radyoyu dinlerken gözlerim mutfak tezgâhının altındaki çöp ayrıştırma bölümüne gidiyor.
Yan yana dizilmiş altı plastik kova. Cam kavanozlar bir kovaya, metal kapakları onun yanındakine. Kağıt ve plastiklerin atılacağı kutular yan yana duruyor. Pil ve ampuller başka bir kutuya atılıyor. En önemlisi, yemek artıklarının atıldığı kutu.
Belediye, yemek artıklarının atılacağı kahverengi kağıt torbaları apartmanların arasındaki çöp toplama merkezlerine bedava bırakıyor. Çevrede oturanlar, gereksinme duydukça o torbaları alıp kullanıyorlar. Ara sıra boş bulunup bazı çöplerin yerlerini karıştırabiliriz, ancak biyogaz üretmek için doğrudan işleme alınan yemek artıklarının yerini karıştırmak, sistemi baltalayan büyük bir hata...
Para cezası var
İsveç’teki her beş-on apartmana veya on beş-yirmi villaya ait bir çöp toplama merkezi var. Yemek artıkları, kağıtlar, kartonlar, renkli ve renksiz cam kavanozlar, metaller, yumuşak ve sert plastikler, ampüller ve piller ayrı bidonlara konuyor. Bütün merkezlerin tavanında birer kamera var. Evde ayrıştırdığınız çöpleri, toplama merkezlerindeki yerlerine de doğru atmak zorundasınız. Yanlış ayrıştırdığınızda tepedeki kamera sizi ele verir ve en az 1500 Kron para cezası ödemek zorunda kalırsınız.
Yabancıların yoğun olarak yaşadıkları İsveç’in güney bölgeleri çöp ayrıştırmada en başarısız yerler. Belediye görevlileri ile ev sahipleri arasında zaman zaman yanlış yere atılan çöpler ve para cezaları yüzünden tartışma yaşanır. Bir süre önce, bir arkadaşım, çöpleri ayrıştırmadan çöp odasının kapısına bıraktığı için yüklü bir para cezası ödedi. Ev adresini çöp torbasına atılmış mektup zarflarını inceleyerek bulmuşlardı.
Birkaç haftadır, oturduğumuz sitede bir hareketlilik var. Site görevlileri evlere girip çıkıyor, mutfaklarımızın ölçüsünü alıyor. Plastik kovalar yetmiyormuş gibi, şimdi de mutfak tezgahlarının altına bazı yiyecek maddelerini öğüten makineler yerleştireceklermiş. İtiraz etme hakkımız yok. Bu gidişle hepimiz gönüllü çöpçüler haline geleceğiz. Uygulamayı hafife almak için görevlilerden birine, “Desenize, biyogazımızı artık evlerimizde üreteceğiz” diyecek oldum, kadın tepki ile yüzüme öyle bir baktı ki, ne yapacağımı şaşırdım. Bu işlerin şakası bile hoş karşılanmıyordu.
Evlerdeki eski mobilyaları, televizyon ve beyaz eşyaları çöpe atamazsınız. Gereksinimi olan birileri alsın diye kapı önüne de bırakamazsınız. Bunlar için özel bir araç kiralamak ve götürüp büyük çöp toplama merkezlerine bırakmanız gerekir. Kullandığınız otomobil, onarılamayacak ölçüde eskiyse, bedava da verseniz kimse almaz. Elden çıkarmak istediğinizde, götürüp bir hurdacıya bırakmanız yetmez, doğayı kirlettiğiniz için ayrıca 1500 Kron ödemeniz gerekir.
Geri dönüşüm ve plastik poşetler...
İsveç’te, satın alınan metal kutu veya plastik içindeki her meşrubat için en az 1 Kron geri gönüşüm ücreti alınır. Metal veya plastik kutular içindeki içeceklerin geri dönüşüm ücreti 1 veya 2 Kron’dur. Evde biriktirilen metal ve plastik meşrubat kutuları, gıda ürünleri satan marketlerdeki geri dönüşüm makinelerine atıldığında, yapılan ödeme hesaplanır, geri ödeme fişi verilir.
Plastik poşetlere gelince... Türkiye’deki poşet tartışmalarını herhangi bir İsveçliye anlatsanız, “Nasıl yani?” diyerek yüzünüze tuhaf tuhaf bakar. Alışveriş merkezlerinde bir plastik poşetin fiyatı 2 Krondur (yaklaşık 1.25 TL). Yeni yılla birlikte bazı alışveriş merkezlerinde fiyatı 2.50 Kron’a çıktı. Piyasada 50 Öre (kuruş) bulunmadığından, 2.50 Kron yerine 3 Kron bayılırsınız. Poşet fiyatları ne kadar yükselse İsveçliler o kadar sevinecek neredeyse.
Çünkü onlar için plastik ve poşet doğa kirlenmesi demektir. Alış verişlerden sonra yanınızda getirdiğiniz naylon çanta, bez torba veya eski poşetinizi kullanmanız, “görgüsüz” veya “cimri” oluğunuz anlamına gelmez. Aksine, doğanın kirlenmesine katkıda bulunmadığınız için size sempati ile ve “çevreye karşı duyarlı’’ gözüyle bakarlar....