Man Adası sözünü duyunca, çoğumuz, acaba uzayda yeni bir gezegen mi keşfedildi şaşkınlığını yaşadık..
Oysa, Man Adası da, adını daha önce duymadığımız Guinea Bissau, Cayman,Virgin, Bahama, Haiti adaları gibi bir kumar, kara para aklama ve vergi kaçırma cennetidir. Aynı işleri yapan Malta Adasnın adını da, olsa olsa, pazarlardaki Malta eriği sözünden anımsarız.
Dersimizin konusu Man Adası da, bir zamanlar,Girit, Rodos ve Malta adaları gibi bir Osmanlı toprağıydı. Adını da Os-man-lı sözcüğünden aldı. Osmanlının, -tıpkı günümüzdeki 18 ada gibi- bir bir kaybetmesiyle elden gitti. Bu Osmanlı Adasının başındaki Os ile sonundaki lı ekleri düşerek geriye sadece Man kaldı; yani, OsMANlı gitti, adı kaldı yadigâr..
Balık bellekli olduğumuzdan, Man Adasıyla ilgili bilmediğimiz daha neler var, neler.
Çoğumuz, Man Adası ile aramızdaki kökleri yüz yıllara dayanan tarihsel ve kültürel bağlardan habersidir. Örneğin, hiçbirimiz, Anadoludaki adı camız olan mandaların ana yurdunun Man Adası olduğunu bilmez. MANda, anlaşılacağı gibi, Mandan gelme demektir.
MANolya çiçeğinin anavatanı Man Adasıdır; MANolya (Man yağı) demektir. Bu sözcükle çağrışım yapan MANYAK sözcüğü de Man Adası kökenlidir. Man Adasının kaybedilmesinden sonra, OsMANlı Padişahı II. OsMAN, çok öfkelenir; Adadaki Komutanına Manı yak! emrini verir. Bereket, Komutan akıllı biridir, güzelim Adayı, tıpkı Kartaca gibi yakıp kül haline getimez. Oradaki halkın bir bölümünü gemilere yükleyerek İstanbula getirir. Sulak yerlere alışmış bu insanlar, sudan uzak kalmasınlar düşüncesiyle MANavgat Şelalesinin çevresine ve Batı Anadoluya yerleştirilir. Manlılar, MANavgat Şelalenin çevresine kurdukları bu yeni kente MANavgat adını verirler. Avgat da zaten Man dilinde şelale demektir.Batı Anadolu bölgesine yerleştirilenlerin kurdukları kentlere de MANyas ve MANisa adı verilir. MANisa sözcüğü, Osmanlı tebaası bazı bozguncu gruplar tarafından İsaya inanan Manlıların kenti şeklinde yorumlanmaya çalışılmışsa da, halktan karşılık görmemiştir.
Çok duygulu ve musikisever olan Man halkının birlikte getirdiği müzik aletlerine de keMAN ve MANdolin adadları verilir. Müzik eşliğinde dans ederek kıvırmaların, dilimize MANevra sözcüğü ile yerleşmiş. Dans eden gençlerin, birbirlerinin kulaklarına fısıldartıkları aşk namelerine de MANi denmiş. Sevgililerin birbirlerine kavuşmalarına engel olunması da MANİ sözcüğüyle tanımlanmış...
İç Anadoluun bazı bölgelerinde iç çamaşırlarımızdan biri olan don yerine tuMAN sözcüğü kullanılır. Don sözcüğü buz anlamını da geldiği için dilde kargaşalık yaratmış Örneğin, iyi niyetle söylenmiş, Donsuz günler dilerim sözüne başka anlamlar yüklenmiş. Bu karmaşayı ortadan kaldırmak için, iç çamaşırı anlamnındaki donun yerine, Man dilinden alınan tuMAN sözcüğü kullanılmış..
Yeri gelmişken, değinmeden geçemeyeceğim. Zaman zaman türkü düşmanları tarafından dalga geçilen oynak ve güzel, MANda yuva yapmış söğüt dalına.. adlı bir türkümüz var. Bu, Manlıların Adadan topraklarımıza getirdikleri bir Man türküsüdür. Man Adasında, kuşun biri, söğüt dalına bir yuva yapmış; yavrularını yumurtadan çıkardıktan sonra büyütmüş, uçurmuş.. Bir gün, boş kalan yuvasında dertli dertli öterken, onu gören bir ozan, Man Adasında kuşun biri söğüt dalına yuva yapmış.. anlamına gelen bu türküyü yakmış. Türkü, daha sonra Man halkıyla birlikte topraklarımıza taşınmıştır.Yukarıda da belirttiğimiz gibi, manda da, Anadoluya geldikten sonra camız adını almıştır..
Bilindiği gibi, ağır yük taşıyıcısı olarak kullanılan damperli MAN kamyonları ve otobüsleri de Man Adasında üretilmektedir.
Bülbülü altın kafese koymuşlar, Ah vatanım, vah vatanım diye ötmeye başlamış. Man Adasının kaybedilmesinden sonra, İstanbula getirilerek Anadolunun çeşitli bölgelerine yerleştirilen Manlılar çok geçmeden bir cennetten farksız olan anavatanları Manı özlemeye başlamışlar; çok derin bir felsefi anlama sahip olan Dünyada Man, ahrette iMAN sözünü işte o zaman söylemişler. Kimi münafıklara göre, iMAN sözcüğü de MANdan türetilmiştir. Bu iMANsızların sözlerine itibar edilmeye..
Anadoluya yerleştikten sonra kültür ve geleneklerini koruyan Manlılar,çok değerli filozoflar yetiştirmiş, aynı topraklarda yaşayan diğer cahil toplulukların akıl hocası haline gelmişler. Toplumdaki doğru ve yanlış düşünceler, MANtıklı ve MANtıksız şeklinde sınıflandırılmış. Bu tık tıklara da bir anlam yüklemeyin; işin içinden çıkamayız sonra…
Bir de, geri zekâlı, aptal anlamına gelen MANkafa sözcüğü üzerinde durmadan geçemeyeceğiz. Manlı göçmenlerle birlikte Adadan gelen bu sözcük, Anadoluda eksen kaymasına, pardon, anlam kaymasına uğramış. MANkafa, Man dilinde, özellikle eşeklerde görülen bir hayvan hastalığı adıdır. Buna eşek nezlesi de denir. Ancak, bu birleşik sözcük, geldikten sonra anlam değişimine uğramış ve insanlara uyarlanmıştır..
Son olarak; bizim uyanık Kayserililerin MANtı diyerek adeta tiye alıp sahiplendikleri yoğurtlu, sarmısaklı MANtı da aslında yerli ve milli bir MAN Adası menüsüdür..
(ÖNEMLİ NOT: BU YAZI, TAMAMEN ASPARAGAS, YANİ HAYAL ÜRÜNÜDÜR. HİÇBİR NESNEL VE TARİHSEL GERÇEĞE DAYANMAMAKTADIR. YER İSİMLERİ DIŞINDAKİ BÜTÜN BİLGİLER UYDURMADIR. HOŞLUK OLMASI AMACIYLA YAZILMIŞTIR. SÜRÇ-İ LİSAN OLDUYSA AF OLA!)