Beşiktaş geçtiğimiz hafta Konya karşısında aldığı ağır yenilgiyi tamir etmek için dün öğleden sonra iki maçta 1 puanı olan ve henüz gol atamamış Gençlerbirliği karşısına çıktı..Bu arada belirtmem gerek, Beşiktaş iki hafta üst üste niye 16.00 maçları oynar?Ne alakası var demeyin, Cuma ve Pazartesi maçları gibi başlama saatlerinin dağılımı da adil olmalı..
Neyse, geçelim..
Sergen Hoca sahaya yine yanlış on bir sürdü, Mensah niye yedek, Vida gibi bir marka son maçta hatalar yapmasına rağmen takımın banko stopperlerinden biridir bana göre,yeni transfer Souza birkaç antrenmandan sonra Oğuzhan ve Ljajic i nasıl kesip sahaya çıkar, bu forma dağıtımı diğer oyuncularda ne gibi düşünceler yaratır?
Haydi bunu da geçelim.
8. dakikada Stancu'nun kafasından amatörce bir gol yiyorsun, önünde neredeyse 90 dakikaya yakın süre var, ama ne saha içinde , nede kenarda hiç tepki yok..Sergen Yalçın tam 95 dakika kenarda kollarını bağlamış, en ufak bir reaksiyon,uyarı, sözlü hamle yapmadan maçı bitirdi..Sahadaki oyuncular hocalarının vücut dilini iyi süzerler, mental açıdan olumlu olumsuz etkilenirler..
Dolayısıyla siyah-beyazlı futbolcular hiçbir ikili mücadeleye girmeden, rakibe baskı yapmadan , arzudan yoksun bir biçimde bitiş düdüğünü beklediler ve haklı bir yenilgi aldılar, hatta son dakikalarda Gençlerbirliği kontradan .girdiği pozisyonlarda laubalilik yapmasa skoru artırabilirdi..
Sahanın içine girip daha fazla teknik detaylara dalmak istemiyorum, çünkü inanın not tuttuğum kağıt bembeyaz boş , kayda değer hiçbir şey yok çünkü Beşiktaş adına..
Özellikle maç sonu Sergen Hocanın transferlerle ilgili bir soru üstüne " bu soruyu transferleri yapanlara soracaksınız şeklinde yanıtı çok düşündürücü..Olmadı Sergen Yalçın, Sergen Hoca, Sergen kardeş, Sergenciğim, böyle bir tavır takınmaya hiç mi hiç hakkın yok, haftalar önce yazdığım gibi Beşiktaş sana bir beden büyük geldi galiba..