Dün akşam Beşiktaş'tan az gol yemiş, 12 beraberlikle yenilmesi zor bir takım olan, Gençler'e şans tanıyan Samet Aybaba'nın Bursa'sı ile öğleden sonra sahasında Erzurum'a 2 puan bırakan Başakşehir'in üst sıralara saçtığı umudu arkasına almış ama öte taraftan hocalarının Ulusal Takım ile anlaşmış olmasından dolayı kulüpte kalıp kalmayacağı belli olmama kafa karışıklığıyla sahaya çıkan siyah-beyazlı futbolcular... Bir de buna klasik Beşiktaş - Bursa rekabetini eklerseniz, sonucu merak edilen bir 90 dakika hepimizi bekliyordu..
Ayrıca, geçen haftanın son 10 dakikasının kahramanı Kagawa'nın yarattığı hava, ilk on birde olup olamayacağı, Burak'ın taraftarlarca kabul edilip edilmemesi açmazları maç öncesi söz konusu maçı daha da ilginç hale getirdi.
Beşiktaş açısından bu atmosferde başlayan maçın tamamı oyun kalitesi olarak zaman zaman ülke standartlarının üstünde geçti, buna Bursa takımının da anlayış olarak büyük katkısı oldu...
Mesela Beşiktaş'ın 1-0 sıfır öne geçtiği 24. dakika, Lens'in sağ ayak dışıyla sola attığı pasın, Burak tarafından önce göğüs istopu sonrasında ise temiz bir sol ayak vuruşuyla filelere gitmesi görsel açıdan çok hoştu... Bu golün yayıncı kuruluş anlatıcısının verdiği bilgiye göre Burak'ın en son 2007'de Trabzon deplasmanında attığı son golden tam 4.130 dakika sonra geldiğini öğrenmiş olduk...
Bursa bu bölümde oyunu çirkinleştirmeden futbol oynamaya gayret ediyordu ama karşısında öyle bir Vida, Atiba, Dorukhan, Adriano ve kaleci Karius vardı ki, tüm ofansif çabaları erimeye mahkum oldu...
İkinci devrede Beşiktaş baskısı devam etti, 50 ve 58 de Ljajic in gollük şutlarını Bursa kalecisi Muhammet kurtarırken ikinci gol geliyorum diyordu... Nitekim Burak, Bursa'nın ikinci bölgesinde yaptığı presle kazandığı topu sürdü ve kendi yarattığı pozisyonu kimseye gerek duymadan rakip ağlara ikinci Beşiktaş golü olarak bıraktı, maçıda bitirdi...
Dünya futbol basınından gelen misafirlerin beklentisi Kagawa'yı görmekti, seyircide bu yönde tezahürat yapınca Şenol hoca skoruda kurtarmanın güveniyle fiziki açıdan tam yeterli olmayan Japon'u kendi planının 10-15 dakika öncesi Lens'in yerine oyuna dahil etti... Kagawa oyunda kaldığı 20 dakikada faydalı işler yaptı... Benim görüşüm bu kaliteli oyuncu eğer sakatlanmaz ise bir kaç maç sonra Beşiktaş'ın oyununu yönlendiren kişi olur, tabi Ljajic ile birlikte...
Bir parantezde Güven'e açmak istiyorum, Almanya alt yapılı bu genç bir ropörtajında kendisini sol forvette daha iyi hissettiğini söylemişti, bunuda ortaya koyduğu performansla ispat etti...
Sonuç olarak Beşiktaş mükemmel bir top oynadı, yapılan 3 transfer takıma "cuk" oturmuş... İddiam şudur, bu takım ligin ikinci yarısının lideri olur ve ilk 17 maçta kaybettiği puanlara çok yanar...