Gruplardan 7 puanla çıkıp 16'larda büyük adaylardan Arjantini devre dışı bırakan çeyrek finalde de Uruguay'ı geçerek yarı finale yükselen Fransa, oynadığı 5 maçın hepsini kazanırken 14 golle en fazla skora imza atan, tüm otoritelerin gizli favori gösterdiği Belçika ile St. Petersburg da 65 bin seyirci önünde karşı karşıya geldi...
Başlama düdüğü ile birlikte ilk üç dakika top Fransız'ların ayağındaydı, oyunu kendi yarı alanında kalarak kabul eden Belçika ilk kazandığı topla üstünlüğü ele aldı ve rakip kaleyi adeta kuşattı... Maçın 30. dakikasına kadar Hazard ile 2, Fellaini ve Alderweireld ile de tamnet 4 gol pozisyonu yakaladı, bunlardan 3'ünü bence sahanın yıldızı kaleci Lloris engelledi...
Bu dakikalar atlatıldıktan sonra Fransa oyunu dengeledi ve ilk tehlikeli pozisyonunu 31'de bir ölü top organizasyonunda Giroud'un kafasından buldu, takip eden dakikalarda Mbappe'nin ceza alanı içinde verdiği gol pasını Giroud auta gönderirken, Pavard'ın sağ çaprazdan gollük şutunu Courtois kornere çeldi... İlk yarının üstün olan tarafı açık Belçika idi, oyunun dümeni ayaklarındaydı, ama oyunun akışını değiştirecek golü bir türlü atamadılar... Fransa ise ataklarını Belçika'lı oyuncuların ikinci bölgede kaptırdıkları toplarla başlattılar, ki bu top kaptırma tablosunda Dembele ve Kompany başroldeydi.
İkinci 45 dakikaya takımlar aynı onbirlerle başladılar... Fransa'nın iki ön liberosu Pogba ve Kante'nin performansları düzelirken Mbappe daha çok topla buluşmaya, içeriyi zorlayan driplinglerine başladı... Buna karşın ilk yarıdaki Belçika'nın yerinde yeller esiyor, sahada varlığı olmayan Dembele'ye, Fellaini ve Lukaku da katılıyordu... 51. dakikada kornerden gelen hava topunu Umtiti kafayla filelere gönderdiğinde Belçika'nın silkineceğini düşündüm ama uzun bir süre yan pas yapmaktan, Hazard ve Debruyne'nin topla buluşmasını beklemekten başka bir şey yapamadılar.
Roberto Martinez 60'da nihayet Dembele'yi oyundan alıp yerine Mertens'i sağ kanata monte edince üstünlük tekrar Belçika'ya geçti. Skoru koruma psikolojisiyle Fransa savunmaya çekilince de 61 ve 65'inci dakikalarda Bruyne ve Fellaini ile beraberlik golüne yaklaştılar. Martinez 80'de oyundan iyice düşen Fellaini'yi de çıkarıp Carrasco'yu sol kanata koyunca maç tek kaleye döndü. Ancak iyice kapanan Fransız savunması pek gedik vermeye niyetli değildi.
Uzaktan şut atmaktan başka çare yoktu. 81'de Vitzel 20 metreden bunu denedi ancak Lloris'in yumruklarında eridi. Didier Deschamps son dakikalara girerken yorulan Giroud ile Matuidi'yi taze kuvvet Nzonzi ve Tolisso'yla değiştirirken çok akıllıca davrandı. Orta alanda Belçika takımına uyguladıkları baskı ile birkaç top çalıp atak başlattılar. Böylece zamanı da tüketmiş oluyorlardı, hatta 90+5'te Tolisso ile ikinci gole bile yaklaştılar.
Ve 6 dakika uzatma da bu tempoda geçince Urugay'lı hakem 2018 World Cup'ın ilk finalistinin Fransa olduğunu ilan etti.
Maçın hakkı oynanan oyun ve girilen pozisyonlar ölçü alındığında Belçika'nındı bana göre; en kötü beraberlik olabilirdi. Çok kaliteli bir jenerasyon yakalayan Belçika'ya yazık oldu, ama dünde yazdığım gibi yarı finale kalan 4 takımdan 3'üne zaten yazık olacaktı.
Büyüklerin arka arkaya elenmesinden sonra benim görüşüm Belçika ile Hırvatistan'ın final oynayacağı yönündeydi. Biri gitti, diğerine bakacağız...