İngiltere, 24 yıl sonra yarı finalde

Ali Kaya Soysal

Tahminlerim tuttu ve Fransa-Belçika yarı final eşleşmesinden
sonra İngiltere İsveç i 2-0!la zorlanmadan geçerek gece
karşılaşmasında Rusya'yı penaltılarla alt eden Hırvatistan'ın rakibi
oldu, böylelikle Dünya Kupası Avrupa kıtasında kaldı.

Çok iyi bir takım olan İsviçre'yi 16'larda saf dışı bırakıp
çeyrek finale yükselen Andersson'un mavi-sarılılarının karşısında bu
kez doğru planlamayı yapıp tarihinin en genç kadrosuyla turnuvaya
gelen Southgate'in İngiltere'si vardı. 4/4/2'nin yılmaz bekçisi olan
adalılar son yıllarda uygulamaya başladıkları 3/5/2 sistemiyle sahaya
yayıldılar. İsveç buna karşılık kalabalık savunmayı tercih etti ilk
bölümde.

12'de Claesson , 19'da da Kane az farkla auta giden şutlarla
rakip kaleleri yoklarken atak üstünlüğü açısından İngilizler öndeydi
ve semeresi pek gecikmedi, 30. dakikada ölü top ustası İngiltere
kazandığı ilk kornerde Maguire nin kafasıyla 1-0 öne geçti. Devrenin
son çeyreğinde İsveç çabalarını gördük, ama pozisyon görmedik, tam
tersi 45'te savunma arkasına atılan bir topla buluşan Sterling kaleci
Olsen le karşı karşıya kaldı ve mutlak golü atamadı..

İkinci yarının hemen başında İsveç Berg'in kafa şutunun Pickford'un köşeden kurtarmasıyla bir golden oldu. Maçın genelinde rakibine
oyun üstünlüğünü kabul ettiren İngiltere skor garantisine 59'da
kavuştu, ceza sahası sağ köşesinden ölü top benzeri arka direk
ortasını Dele Alli kafayla tamamlayınca İngilizler maçı bir anlamda
koparmış oldular. Gerçi inatla oyuna asılan İsveç geçen sezon
Yunanistan liginde gol kralı olan Berg'in iki gol pozisyonu sahanın
yıldızlarından olan Pickford tarafından engellendi, ancak bunlardan
ikisi de gol olsa İngiltere maçı alacak güçteydi ve alnının akıyla 1994
den bu yana ilk kez Dünya Kupası'nda yarı finale kalıyordu.

Günün diğer çeyrek final eşleşmesinde Soçi'de ev sahibi Rusya
ile Hırvatistan zemine çıktıklarında Hırvatlar açık ara favori
gösteriliyordu. Ancak Ruslar bir maç önce İspanya'yı eledikleri
mucizevi taktikten vazgeçmiş görünüyorlardı, savunmasını 15-20 metre
öne çıkarmış, orta alan defansı yaparak kazanılan toplarda Dzyuba'yı
destekleyen ataklarla rakip kalede fırsatlar üretiyorlardı. Üstelik 31'de Çerishev'in 25 metreden füzesiyle öne geçince maç Hırvatlar
açısından zora girdi...

Ancak Modric ve Rakitic önderliğindeki Hırvatistan baskısı
hemen başladı ve 9 dakika sonra Kramaric ile boş kaldığı pozisyonda
altı pas içinden kolay bir gol buldu. İkinci 45 dakika bariz
Hırvatistan üstünlüğüyle geçti, ama gerek Rus kaleci Akınfeyev,
gerekse şans faktörü gol atmalarını önledi ve uzatmalara gidildi.

30 dakikalık bölümde 101'de kornerden gelen top Vida'nın
kafasından birazda tesadüfen Rusya filelerine gitti, ama dediğim gibi
sahada başka bir Rus takımı vardı, inatla maça asılan, çok koşan,
arzulu. Bu oyun anlayışının karşılığını Fernandez'in beraberlik
golüyle aldılar ve 2-2 lik skor penaltılara taşındı. Rusya bu kez
İspanya karşısında başardığını beceremedi ve 2 penaltı kaçırarak yarı
final kapısından döndü, ama Hırvatistan elenseydi eğer bugüne kadar
gösterdikleri performansa çok yazık olurdu.

 Aslında 3 maç sonra yarı finaldeki 4 takımdan üçüne yazık olacak...