Önce takımların seremoniye çıktığı dakikalara değineyim, Trabzonspor'un İstanbul dükalığına kafa tuttuğu yılların futbolcusu 72 yaşındaki Tuncay Mesçi'nin vefatı için yapılan saygı duruşuna ben de evimde katıldım, Tanrı rahmet eylesin. Ancak RTÜK'ün 25. yılı kutlu olsun pankartına pek bir anlam veremediğim gibi hiç saygı duymadım. O pankartı ellerinde taşıyan 8 Beşiktaşlı yabancı oyuncu acaba biliyorlar mıdır üzerindeki yazının ne manaya geldiğini?
Beşiktaş'ın dün akşamki Kasımpaşa maçının zor geçeceği belliydi, çünkü geçtiğimiz günlerde başarısız sonuçlardan sonra hocası Kemal Öndeş'in görevine bilmem kaçıncı kez son verilip Tayfur Havutçu'nun getirilmesi oyuncularda en azından mental bir hareketlenmeye yol açacaktı ve şiddetle puana ihtiyaçları vardı. Konuya değinmişken Kemal Hocaya bir kelamım olacak, sende biraz gurur varsa bir daha Kasımpaşa semtinin önünden geçmezsin hocam.
Maç bu atmosferde başlamışken 15. dakikada Atiba'yı gol pozisyonuna girdiğinde düşüren Hafez'in kırmızı kart görmesiyle 10 kişi kalan Paşa karşısında Beşiktaş "ben bu maçı rahat alırım" rehavetine girdi. Oysa rakibine kamçı etkisi yaptı, çünkü hem Arda Kardeşler 'in kararı biraz ağırdı, hem de Kasımpaşa'lı futbolcular artık iki misli koşmaları gerektiğinin farkındaydılar.
Nitekim 26'da eski takımına VAR kararıyla gol atan Mustafa Pektemek takımını öne geçirdi. Bu pozisyonda Riva'daki VAR ve AVAR yanlış yere takıldılar bana göre, pozisyonun ofsayt olmadığı çıplak gözle bile aleniydi çünkü gözden kaçan iki pozisyon öncesi Vida'ya yapılan fauldü, gündeme bile gelmedi.
Bu gol Beşiktaş'ın aklını başına biraz getirdi, işin ciddiyetini az çok anladılar. Gökhan'ın ortasına Caner'in sert şutu 39'da beraberlik golü olarak rakip filelere gitti. Ancak kalan sürenin uzunluğunda nasıl olsa bir tane daha atarız havası takıma yine hakim oldu ve Diaby'nin yokları oynaması, Burak'ın etkisizliği, Ljajic'in sonuçsuz çabası, hatta Atiba'nın bile geçtiğimiz haftaları aratan performansı hücum yollarında Beşiktaş'ın frenleriydi. Kaleci Karius ve savunma hattı atak oynayan cesur Kasımpaşa'ya karşı direniyordu.
İlk devre biterken manzara sanki bir eksik oynayan Beşiktaş gibiydi, Kasımpaşa 45 dakikanın mutlak hakimiydi çünkü...
İkinci yarıda aynı havada başladı, galibiyet arayan, pozisyon üretmeye çalışan Kasımpaşa idi ve bu çabalarda Quaresma ve Hajradinoviç baş roldeydiler.
56. dakikada gelişen organize karşı atakta Koita'nın ayağından 2-1 öne geçtiler.
Bu andan sonra Abdullah Avcı mecburi değişikliklere başvurdu, önce takımı eksik oynatan Diaby'i alıp yerine Umut'u aldı ve Caner'i sağ kanata attı. Bu hamle semeresini 71'de Umut'un beraberlik golüyle verdi, daha önemlisi Beşiktaş maçın direksiyonunu eline geçirdi. İlerleyen dakikalarda önce Rebocho Lens, ardından Elneni Güven takaslarını gördük, artık sahada galibiyet için bastıran Beşiktaş ve karşısında bir puan için direnen Kasımpaşa vardı ama sürede eriyordu..
90+5'de Umut'un takımı gelecek haftalar için "umutlandıran" galibiyet golü geldi(3-2)
Ancak şunu yazmalıyım, dün akşam Beşiktaş çıkışta olduğu son 6 haftanın en kötü futbolunu sergiledi. Avcı zorlu Malatya ve Fenerbahçe maçları öncesi çareler bulmalı. Kasımpaşa'yı ise puantajda bulundukları konum açısından zor günler bekliyor. Belki 25 . haftada Kemal Öndeş'i tekrar göreve çağırabilirler...