Köln Yüksek Spor Okulundan ülkeye döndükten sonra ilk görevim Üsküdar Anadolu da rahmetli Sabri Kiraz'ın yardımcılığıydı, .fakat o dönem Hoca ununu çoktan elemişti...Umut ettiğim eğitimi alamadım kendisinden...bana "takımı ısıt, iki onbir yap , çift kale oynat" demekten başka farklı bir antrenman yapamıyorduk..
Bir kaç ay sonra Beşiktaş'tan , Hamdi Serpil Tüzün den davet aldım ve Şeref Stadına ayak bastım, iyi ki de öyle olmuş, hala söylerim, Köln de okuduğum 4 yıldan fazlasını Serpil Hocadan öğrendim...
Ama , bir taraftan gözüm Karadeniz in çalkantılı denizinden yetişmiş Özkan Sümer isimli futbol adamındaydı, hep O nu izliyordum göz ucuyla, idolümdü adeta..
1983 İzmir de düzenlenen "Uluslararası Teknik Direktör Seminerine katıldığımla tanımıştım kendisiyle ilk kez..Ben 27 yaşında genç bir antrenör , O ise 40 lı yaşlarda bir teknik adamdı..Söz konusu seminerde aynı zamanda Udo Lattek'in tercümanıydım, O yıllarda ülke futbolunda başını Mustafa Denizli, Doğan Koloğlu ve Hıncal Uluç un çektiği " hücum futbolu" tartışması vardı..
Bir gece önce önce Özkan Hoca, ben ve Udo Lattek Efes Otelinde oturduk, bu konuyu tartıştık..Hoca ertesi günü antrenörler derneği başkanıydı galiba o dönem, "bu konuyu masaya yatıralım yarın, sen sor ben devam edeyim edeyim" dedi...
Aslında bir konuda birleşmiştik üçümüzde, tıpkı aklın yolu bir gibi.."Hücum futbolu diye saçma sapan bir şey yoktur, ..Johan Cruyff gibi, "top senin takımındaysa hep birlikte gol atmayı, top rakipteyken savunmayı düşüneceksin "..Bu kadar basitti konu...
Ertesi gün seminerin son saatleri, bizim dernek Can Bartu ve Hincal Uluç'u davet etmiş, soru yanıt bölümü...Bir gece önce planladığımız gibi konuyu açtım, soruyu yönelttim..Udo Lattek gerekli yanıtı verdi, salonda gerginlik oldu ve Mustafa Denizli dahil tepki oluştu..
Konuyu bırakmadım ve Bartu ile Uluç a hücum futbolu argümanlarını savunmalarını istedim...Ve bu iki beyefendi ,yani rahmetli Can Bartu ve halen hayatta olan 81 yaşındaki çok bilmiş Hıncal Uluç salonu terk ettiler..Terk ederken de beni Özkan Hocaya şikayet ettiler, "kim bu herif, atın bunun dernekten" diyerek üstelik..
Özkan Sümer in elinde misafirlere verilecek ödüller kalakalmıştı, çok ayıp olmuştu kendimce..
Toplantı dağıldıktan sonra yanına gitmiştim , "Hoca ayıpmı ettim acaba" diye..
Verdiği yanıt tam O'nun karakterine uygundu.."iyi yaptın boşver"...
Bir kaç hafta sonra Taksim Sanat Evinde karşılaşmıştık ..Galatasaray ı çalıştırıyordu , bir iki kadeh içmişliğimiz oldu, takım iyi gitmiyordu...İstanbul hayatına adapte olmaya çalışıyordu...Hatta bana "bu kravatı GS camiası taktırdı" demişliği vardır...
Sonuç olarak Türk Futbolu büyük bir değerini kaybetti,,
Yaşantısıyla, ülke futboluna verdiği değerlerle , Trabzon dan kopup gelen bir futbol emekçisi olarak 80 yaşında hayata elveda diyen Özkan Sümer e saygılarımı, minnetlerimi gönderiyorum...