İslam dini alkollü içecekleri bütünüyle yasaklıyor mu? Kuranda inananlara alkolden uzak durmaları öğütlense de, İslam dünyasında daha esnek yorumlar mevcut. Özellikle bazı Müslüman şairler ve teologların notlarında şarap, şeytan işi olmanın ötesinde olumlu dizelerle anılıyor.
İtalyan tarihçi Marco di Branconun ortaçağ kültürüne büyüteç tutan Medioevo dergisinin mart 2018sayısında yayımlanan araştırması, İslam dünyasında şarapla ilgili yorumları aktarıyor okura.
İslam öncesi Arap toplumlarında alkollü içeceklerin tüketimi bir hayli yaygındı. Arap nüfusun yaşadığı coğrafyaya İslam kültürü hakim olunca, alkollü içecek içmek, sosyal ve bireysel anlamda sapkınlık kaynağı ilan edildi. Arapça şarap anlamına gelen Khamr ile başörtüsü diye çevrilen khimar sözcükleri arasında bir paralellik kuruldu. İslam düşüncesine göre şarap, ruhu gizleyen örtüyü kaldırıyor ve mantıklı güderek yargıya ulaşılmasını engelliyordu.
Marco di Branco, İslam dünyasında alkollü içecek tüketimine getirilen yasağın, birden bire uygulanmadığına, aşamalı bir şekilde hayata geçirildiğine dikkat çekiyor. Araştırma, Hz. Muhammedin de şarabın cazibesine kayıtsız kalmadığını, Kuranda yazılı bir ayette Müslümanlara günde bir kadeh şarap önerildiğini aktarıyor.
Kuranın II: suresinde şarap ve kumarın insana yarardan çok zarar verdiği, V.surede ise şeytan işi olduğu vurgulanarak kesinlikle men ediliyor. Muhammed Şafinin (767-820) kurucusu olduğu Selefiler ve Medineli Malik İbni Anasın (709-715) önderliğindeki Sünni Müslümanlar, bütün alkollü içecekler bir yana mayalanmış hurma suyuna da yasak getiriyor. Ebu Hanifenin (767) izinden giden Hanefilik mezhebi ise, şarap konusunda yasakçı bir tutum gütmüyor. Hatta peygamberin şarabın İslam dinince yasak edilmesinden önce bayramlarda kendisine sunulan bir kadeh şarabı reddetmediği öne sürülüyor.
Sultanlar şarabı seviyordu
İslam dünyası tarihçileri, çeşitli dönemlerde halifeler ve emirlerce getirilen yasaklamalara karşın şarabın Müslüman dünyasında bütünüyle göz ardı edilmediğine dikkat çekiyor. Yezidi halifesi döneminde (642-683) sarayda müzik dinlendiği, düzenlenen şenliklerde şaraba da yer verildiği biliniyor. Birçok minyatür ve mozaik, İslam sultanlarının şaraptan hoşlandığını yansıtıyor.
Pers Ansiklopedisinin yazarı İbn Qutayba (828-889), IX. Yüzyılda kaleme aldığı İçecekler Kitabında şarabı savunanlara karşı tavır alanlara yer verdi. Kuranı rehber edinen Qutayba, kitabında yasağa karşı gelenlerin yasa gereği para ve kırbaç la cezalandırıldığını anlatıyordu. Halife Ömere (634-644) atfedilen yasa, alkol tükettiği saptanan kişileri 80 adet kırbaçla cezalandırıyordu. Bu cezada içki içenin itirafı ve iki tanığın suçlananı içki içerken gördüğüne dair ifadesi rol oynuyordu.
İslam inanışında cennete atfedilen, pınarlarında şarap akan bağ-bahçe, mistik ve kutsal bir çerçevede sunulsa da gerçek yaşamda Müslümanların şarapla kurduğu ilişki cennet için tanımlanandan çok uzaktı.
Bir kadeh şarap, her derde deva
Abbasi halifesi Harun Reşidin sarayında (XIII-IX yüzyıl arasında) yaşayan Arap şairi Ebu Nuvas (750-810) İslam kültürünün hakim olduğu bir ortamda şaraba ve kutsal yönüne adadığı şiirler kaleme aldı. Arap kökenli bir baba ve Pers asıllı bir annenin çocuğu olan şair, Bağdatta saray şairi oldu. Kadın-erkek eşitliğinden, aşktan söz eden şairin gündelik sorunlara çözüm olsun diye bir kadeh şarap önerdiği anımsatılıyor.
İtalyan tarihçi Marco di Branconun İslam kültüründe izini sürdüğü şarap, Pers şairi ve filozof Ömer Hayyamın dizelerinde şarap, yaşamın tadıyla eşanlamlı bir simgeye dönüşüyor. Hayyama göre Kuranda XLVII. Kitapta XV. surede yazıldığı gibi cennet, içinde su, süt, bal ve şarabın aktığı ırmaklarla çevriliydi. Şarap üzerine edebi bir kitap kaleme alan yazar Rakik el Qayrawani ise, su ve sütü dürüstlüğün, balı arılığın, şarabı kutsallığın simgesi diye gördü.
Nizariler ve Aleviler, sonraki yıllarda, dini törenlerde şaraba yer vermeye başladı. Bu ritüellerde kutsal bir anlam yüklenen şarap, Hıristiyan dininde olduğu gibi mistik bir nitelik kazandı. Pers ve Sufi inanışında Tanrıya giden yolda ona ulaşmak için aşılan süreçte şarap metafizik bir rol üstlendi. Şiraz okulundan gelen İranlı şair Hafız (1324-1391) bu felsefi çizgide şiirler yazdı.
Ömer Hayyamdan şaraba dair bir şiirle noktalayalım,
Çekmeyiz aşağılık dünyanın gamını
Özleriz gül rengi şarabın canını
Şarap dünyanın kanı dünya ise kanlımız
Niçin içmeyelim kanlımızın kanını
KURANDAN
İslam kültürünün şarapla kurduğu çelişkili ilişki Kurannın bazı surelerinde göze çarpıyor,
Sana şarap ve kumardan soruyorlar. De ki: İkisinde de büyük bir günah, bir de insanlar için bazı yararlar vardır; fakat günahları, yararlarından daha büyüktür.
(2/Bakara- 219)
İslam yasası alkollü içeceklerin tüketimini yasaklıyor,
Ey o bütün iman edenler! İçki, kumar, putlar, kısmet çekilen zarlar hep Şeytan işi murdar bir şeydir, onun için siz ondan kaçının ki yakayı kurtarasınız) / Oysa ki şeytan, şarap ve kumar ile aranıza düşmanlık ve kin sokmak ve sizi Allahı zikretmekten ve namaz kılmaktan alıkoymak ister. Siz artık (bunlara) son verdiniz mi?
(Maide -90-91)