Doğu Akdenizde esen savaş rüzgarlarında İtalya nasıl bir pozisyon üstlenecek. Çiznede iç politika bir hayli hareketli. Ülke gündeminde 4 mart seçimlerinin ardından hükümeti kimin kuracağı konusundaki son görüşmeler baş sırada. 5 Yıldız Hareketi ile Kuzey Liginin koalisyon ortaklığı ya da başka oluşumlar konusundaki kararı Cumhurbaşkanı Sergio Mattarella verecek.
Donald Trumpın Suriyede sözde kimyasal saldırıyı gerekçe göstererek akıllı füzelerle gerçekleştireceğini duyurduğu savaş konusu İtalyada da tartışılıyor. Trumpın açıklamasının ardından İtalyanın bu savaşın dışında kalması gerektiğini net ve cesur bir biçimde dile getiren tek siyasetçi Kuzey Liginin lideri Matteo Salvini oldu. Corriere della Sera, La Repubblica, La Stampa gibi merkezde yer alan gazeteler, savaş tartışmasıyla birlikte Beşar Esadı Dumadaki sözde kimyasal saldırının sorumlusu ilan etti. Demokrat partiye yakın çizgideki La Repubblica, Milano sayfalarında Esadın acımasız saldırısında yaralanan Suriyeli çocukların şehirdeki hastanelerde tedavi edilmek üzere getirildiğini yazdı..
Kaynakları neden kimse araştırmıyor?
Donald Trump, Macron ve Theresa Mayin başını çektiği üçlünün savaş tehdidi devam ederken deneyimli gazeteci Giulietta Chiesanın editörlüğünü üstlendiği Pandora TV*, BBC İskoçya radyosunun İngilterenin eski Şam büyükelçisi Peter Fordla yaptığı görüntülü söyleşiyi sayfasına taşıdı. Suriyedeki kaynaklarına dayanan Ford, Dumadaki kimyasal saldırının, büyük bir senaryonun ürünü olduğunu öne sürmekle kalmıyor, internet ortamında yayımlanan fotoğraf ve filmlerin kaynağını neden kimse araştırmıyor diye soruyor.
Peter Forda göre Suriye hükümeti büyük bir olasılıkla Dumada düzenlendiği iddia edilen kimyasal saldırının sorumlusu değil. Emekli elçinin aktardığına göre , Dumadaki sözde kimyasal saldırıyla ilgili suç duyurusunda bulunanlar, cihatçı militanlara yakın propaganda grupları.. Sözün kısası Peter Ford, kimyasal saldırının, bir tür yapay senaryo olduğu ve olasılıkla hiç kimsenin yaşamını yitirmediği görüşünde.
BBC İskoçyadan Gary Robertsonun emekli İngiliz büyükelçi Peter Fordla yaptığı söyleşi özetle şöyle:
-Garry Robertson- Bu durum bizi nereye sürükleyecek?
Peter Ford- Felaket boyutunda bir çatışmaya götüreceğini düşünüyorum. Korkunç bir olay patlak vermeden önce herkesin derin bir nefes almasını öneriyorum. Olası bir saldırıda Rus askerleri hiç şüphesiz kayıp verecek. Rusyanın böyle bir durumda tepki vermeyeceğine inananlar var ise bir kez daha düşünmelerini öneriyorum. İngilterenin Suriye topraklarında ordusu var, ama İngiliz hükümeti bu konuda konuşmaya yanaşmıyor.
-Robertson-Dumadan gelen fotoğraflar, bir tek Trumpı etkilemedi. Macron ve May de bu saldırıyı kınadılar. Senin vurguladığın gibi kimyasal bir saldırı söz konusu değil ama kanıtlanması durumunda nasıl bir tepki verilebilir?
Ford- Esadının soruşturma yapılması durumunda kimyasal silah kullandığı iddiasıyla suçlanmaktan kaygı duyduğunu sanmıyorum. Büyük bir olasılıkla bu konuda suçlu değil. Duygularımızla değil mantığımızla hareket edelim. Kanıt getirilmeyen bu videolara bakarak tepki vermeyelim. Bu videolar sürekli gösterildi, böylece inanılır kılındı. Oysa sormamız gereken soru şu olmalı, Dünyayı baş döndürücü bir hızla savaşa sürükleyen bu videoların kaynağı nedir? Medya organları, kaynakları araştırmak konusunda iflas etti
- Robertson- O halde her şey bir senaryodan ibaret, kimse can vermedi mi demek istiyorsun?
-Ford- Evet, evet. Büyük bir senaryoyla karşı karşıyayız. İnternet ortamında yayımlanan video görüntüleri üzerinde oynamanın ne kadar kolay olduğunu biliyoruz. İkinci kaynak ilk yardım götüren kuruluşlar. Kim bu ilk yardım ekipleri? Beyaz Miğferler?, Onlar da cihatçı İslami grupların yararına çalışan bir organizasyonun içinde yer alıyor..
Robertson- Her şey bir senaryonun ürünü ise bu kişilerin kazancı ne?
Ford- Bunu bir çocuk bile kavrayabilir. Hedef, ortak bir histeri yaratmak. Şu anda planlanan olası askeri operasyonlar hepimizin güvenliğini tehdit ediyor.