Bir okurumdan mektup aldım. Mektubu olduğu gibi yayınlasam hiçbir şey anlaşılmaz. Okurum başına gelenleri çok karışık anlatmış. Onun için mektubu özetleyerek siz okurlarımın bilgisine arz edeceğim. Efendim, bu zat, milletvekili olduğunu iddia ediyor. İddia ediyor diyorum, çünkü milletvekili olduğunu gösteren bir belge yok. Ama hemen akabinde gazeteci olduğunu da iddia ediyor. Hem gazeteci hem milletvekili nasıl olunur ya da nasıl olmuş derken, bir olaydan elli yıl hapis cezası alıyor. Bunun üstüne milletvekilliği düşüyor. Ancak akabinde seçimde aday oluyor, iddiası bu, yeniden milletvekili seçiliyor. Buna muntazır mahkeme, milletvekili seçildiği için hapis cezasını kaldırıyor. Böylece bu zat milletvekili oldum zannederken bir üst mahkeme yeniden yargılamayı başlatırken, daha üst bir mahkeme “ Bu zat milletvekilidir yargılayamazsın” diyor. Ama bir başka mahkeme, bunu kabul etmiyor ve tabi bu zatın iki yakası bir araya gelmiyor. Derken en üst mahkeme de ışıklar sönmüyor, ışıklar sönmeyince elektrik faturası gündeme geliyor ve şu soruluyor, Işıkları kim yaktı? Bu işin sorumlusu olarak milletvekili olduğunu iddia eden, aslında “Gazeteciyim diyen zat gösteriliyor. Ve fakat bu zat, “Ben hapisteyim bunu nasıl yapabilirim” diyor. Ama bir mahkeme bu zata hapis cezası verirken bir başka mahkeme tahliye kararı veriyor. Ve bu zat hapisle hapis arası bir yerde arafta duruyor. Ve buna muntazır halk ışık yakmaktan iftiradan korkuyor, kimse ışık yakmıyor. Ahalinin bu davranışı yüzünden ışık karanlığa gömülüyor. Buna mukabil elektriğe indirim geliyor ahali ışık yaksın diye... Bütün bunlar olurken bir kadın güzelleşmek için eşek sütü içince, eşekten düşmüş karpuza dönmüş. Ve aslında soruyor zat “ben milletvekili oldum mu?” Bunun kanaatine göre bu zat hem milletvekili hem değil. Bütün bunlardan sonra sağlık bakanlığının coronavirus verilerine bakılırsa kırk güne kadar hapse giriyor ya da hapisten çıkar.