16 yıldır ülkeyi keyiflerince yönetenlerin sözünü ettikleri “Muhteşem ekonomik gidişat” ülkede 5-6 milyon kişiyi içine alan borsa-faiz-döviz-inşaat- rant beşgeni “mutluluk zinciri” için elbette geçerliydi…
Her türlü melanetin başı olarak suçlanan “faiz lobisi” de, dolar lastik top gibi 6’ya, 7’ye vurup, vurup döndükçe “döviz lobisi”, kısaca üretmeden paradan para kazananların keyfi kıyaktı…
Tabii bir de bu “sürdürülebilir” olmayan bu düzenden ihale, taşeronluk, haksız kazanç, makam, iş, iane ile sebeplenen ve de bu durumu “sürdürülebilir” kılmak için gözleri her şeye kapalı milyonlar…
Bu süreçte;
*Mısırından samanına, pırlantasından biber gazına kadar sebeplenen ithalatçılar,
*Arazi, kent, yeşil alan yağmalarıyla beslenen rantiyeler,
*AVM, “Mega Projeler” ve gökdelenleri ile anlı, şanlı, imtiyazlı ve de “milletin anasına meraklı” inşaat yamyamları için ülke gerçekten bir “cennet-ül tayyip”ti.
Ammaaa…
*Üretim tabanı, teknolojisi zayıf, reeksporta, ara malları ithalatına bağımlı, gerileyen iç taleple karşı karşıya reel üretim-sanayi kesimi
* “Sıfır düşmanın, sırf düşmana dönüşmesi” inden kaynaklanan siyasi nedenlerle ciddi ölçüde zorlanan ihracat kesimi,
*“Ananı da al git” denilen tarım kesimi, can çekişen hayvancılık…
*Turizmin ilacı ise hazretin “komşunu da al gel” dediği düğün, dernek, sünnet davetleri…
*Her türlü manipülasyona rağmen %11 aşan işsizler ordusu, her dördünden biri işsiz olan gençler…
*Dünyanın en adaletsiz gelir dağılım düzeyi…
*Gözü dönmüş kar hırsının yol açtığı iş cinayetleri ile katledilen emekçiler ve emekliler için ise bir cehennem…
Sonuç: Bu gidişat sonucu geldiğimiz yer…
Enflasyon:Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) ekimde aylık bazda yüzde 2,67, Yurt İçi Üretici Fiyat Endeksi (Yİ-ÜFE) yüzde 0,91 artış gösterdi.
Yıllık enflasyon tüketici fiyatlarında yüzde 25,24'e yükselirken, yurt içi üretici fiyatlarında yüzde 45,01 oldu.
Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre, ekim ayı itibarıyla 12 aylık ortalamalar dikkate alındığında, tüketici fiyatları yüzde 14,9, yurt içi üretici fiyatları yüzde 23,73 arttı. Aylık bazda TÜFE yüzde 2,67, Yİ-ÜFE yüzde 0,91 artış gösterdi.
TÜFE, ekimde geçen yılın aralık ayına göre yüzde 22,56, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 25,24 yükseldi. Yİ-ÜFE ise Aralık 2017'ye göre yüzde 40,22, geçen yılın ekim ayına göre de yüzde 45,01 arttı.
Bu bir Mahfi Egilmez grafiğidir
*
Ve süratle eksiye inmekte…
Büyüme: OECD 2019 yılında Türkiye’nin yüzde 0,5 büyüceğini tahmin ederken, üye ülkeler içinde büyüme oranlarında en keskin düşüşü Türkiye’nin yaşayacağı öngörüsünde bulundu.
OECD’ye göre, Türkiye’nin 2018 yılı büyüme oranı ise yine mayıs ayındaki tahmine göre 1,9 puan geri çekildi ve yüzde 3,2 olacağı tahmin edildi.
İşsizlik:TÜİK verilerine göre Türkiye genelinde işsiz sayısı Ağustos'ta geçen yılın aynı dönemine göre 266 bin kişi artarak 3 milyon 670 bin kişi oldu. İşsizlik oranı 0,5 puanlık artış ile %11,1 seviyesinde gerçekleşti.
Aynı dönemde; tarım dışı işsizlik oranı 0,4 puanlık artış ile %13,2 olarak tahmin edildi. Genç nüfusta (15-24 yaş) işsizlik oranı 0,2 puanlık artış ile %20,8 olurken,
FBMG: Fert başına milli gelir dolar bazında orta gelir tuzağı dedikleri 10.000 doların altına düşüverdi… Kimilerine göre son gelişmelerden sonra manipüle edilmemiş FBMG: 7500 dolar…
Kısacası, önündeki yem torbası-uluslar arası piyasalarda yem bolken- tıka basa dolduruldukça yoluna devam eden atlar artık tık nefes hale gelmişlerdir…
Keşke o yemler yeni, genç, zinde atlar üretecek biçimde kullanılsaydı…
Ne diyelim? Financial Times bu konuda: “Kibirli tavrının yarattığı korku arttıkça, kendisine özgü yeni ekonomi kuramını Erdoğan’la tartışabilecek kişi sayısı süratle azalıyor…” diyor ama, bedeli çok ağır olacak olsa da ülke yönetimine talip olanlar ve de olacaklar bu yaşadıklarımızdan hiç olmazsa artık ders çıkartabilsinler…