Dört yıl oldu Chavez Venezuelasından ayrılalı...
Son günlerini yaşarken milyonlarca Venezuelalı haykırıyordu: Chavez no nos dejes- Chavez bizi bırakma…
Bir ülkenin yoksullarının birbirleri ile değil de, kendilerini yoksul kılan küresel düzenle hesaplaşmaları nasıl sağlanır?
Bir ülke halkı, kaderini değiştirebilecek güce sahip olduğuna nasıl inandırılıp, ikna edilebilir?
Dünyanın tüm yoksul ya da vicdan sahibi insanlarının oturup düşündüğü bu dili, L.Amerika halkları için bulan adamdır, Chavez ...
Kuşkusuz, bir ülkenin kurtuluşunun dilini ve bu dilin hayata geçirilmesini ancak o ülke halkı bilir...
Ama unutulmuş bu lügati, kangren edilmiş bir muhalif damarı öğrenmek ve hatırlatmak her namuslu aydının derdi olmalı...
İşte bu dili yeniden canlandıran Chavez tam bu nedenle daha yakından tanınmalı, hatırlanmalı...
Chavez Dönemi:
*Öncelikle, ülkesinin güneyinde kırsal Los Llanos Bölgesinde çamur, saman ve palmiye yapraklarından oluşan bir kulübede dünyaya gelen yerli, siyahi karışımı rambo karşıtı bir zambo idi Chavez...
* 1992 de ,Venezuela ekonomisinin çöküşü ile başlayan içinde bulunduğu halk ayaklanması başarısızlığa uğrayıp 100 subay arkadaşıyla birlikte tutuklandığında Bu yenilginin sorumlusu benim diyen askerdi, 45 yaşındaki yarbay Chavez...
* 1999da iktidara geldiğinde emperyalizmin korkunç bir eşitsiz bölüşüm çizmesiyle ezdiği, her ikisinden biri yoksulluk eşiğinin çok altında, her üçünden ikisi hayatında doktor görmemiş olan Venezuela halkını sağlıklı içme suyundan, basit tedavi gereçlerinden, alfabeden, kitaptan, defterden, temiz çamaşırdan ya da toptan ifade etmek gerekirse, dünyanın tuzu kuru yakasında yaşayanların gündelik yaşamında,sıcak yuvasında ne varsa ona kavuşturan karizmatik bir liderdi Chavez...
* Ülkesinde ısrarla kendisine saldıran, izleyicinin yüzde 90ına ulaşan kartel medyasına rağmen %74 ile referandumlar, %55-60 ile ard arda üç seçim kazanmış, bariolardan (varoş- bizim gecekondulara bunların yanında saray diyebilirsiniz) Caracas meydanlarına inen halkının direnişi ile küresel darbeleri savuşturan bir zambonun, ramboya meydan okuyuşunun evrensel öyküsüydü Chavez...
* Tümüyle kartellerin egemenliği altında olan dünyanın beşinci zenginlikteki ve en kaliteli petrol yataklarının getirisinin hiç olmazsa % 30unun ibresini halkına döndürmeyi, başta L. Amerika olmak üzere dünyanın yoksul kıtalarının çıkarları doğrultusunda kullanılmasını sağlayan halkçı, devrimci idolü idi Chavez...
* Henüz ekonomik ve politik alanlarda kat etmesi gereken uzun bir mesafe olmasına ve daha önemlisi yoğun, ciddi küresel tehditlere ve de nihayet hastalığına rağmen, iyice bedbinleşmiş yerküremize, Latin Amerika ve yoksul ülkeler halklarına ve önderlerine, onurlu bir yol olabileceğini gösteren, başka bir dünya ya da kaderin umut kapılarını aralayan bir öncüydü Chavez...
* Ülkesinin kurtarıcısı(Libertador) Simon Bolivarın tarihsel mirasına sahip çıkarak ve Latin Amerika yerlilerinden, Afrikalı göçmenlerden, istilacı Latin torunlardan kaderde ve kıvançta ortak bir ulus oluşturarak 21 yy. demokratik sosyalizminin başarısına yürüyen bir eylem adamıydı Chavez...
* Halkının engin desteğiyle tencere tava konserleri, neşeli kahkahalar, şarkılar, danslar, ateşli sloganlar eşliğinde USA damgalı provokasyonlar, kitlesel katliamlar, karanlık adamlar ve önü kesilen yağmacılığın sonucu ortaya çıkan hiddete göğsünü geren, bütün bunları yaparken hiç de zenginleşmeyen adam gibi bir adamdı Chavez ...
Atatürke duyduğu hisleri büyükelçiliğimizin de bulunduğu bölgeye Calle Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve geliştirilmekte olan sosyal fabrikalara Atatürk Modeli olarak niteleyerek ve de şehir merkezindeki güzel bir parkı Atatürk heykeliyle onurlandıran Venezuela şimdi %50.7 oyla seçtiği bir sendikacı, Maduro ile yola devam ediyor.
Aslında, Chavez göre daha sakin ve uzlaşmacı bir siyasetçi olarak tanınan Maduro, diğerleri gibi karıştırılmaya müsait bir tarla bulduğunu sanan U.S.A. patentli provakosyanlara 3ABD diplomatını persona non grata ilan ederek yanıt verince durum iyice kızıştı….
Nicholas Maduro (54). 2000 yılına kadar otobüs şoförlüğü yapan bir sendikacıydı; 2006da Venezuela dışişleri bakanı oldu: 2013te başkan olana kadar..
Hugo Chavezin 2013 yılında beklenmedik(!) ölümü ile birçok mazlum ülke deneyiminde olduğu gibi karizmatik önderin öncülüğündeki devrim, saldırılar karşısında yarım kalma tehdidi ile karşı karşıya kaldı…
Nicholas Maduro kuşkusuz karizmatik bir kişi değil.. Ancak %50.62 oyla, kılpayı seçilebildi. Chavezin isminin ve emperyalizm-karşıtı mirasının bu seçimdeki payını inkâr etmemek gerekiyor…
Sonuç:
*İzlenen küresel politikalar sonucu petrol fiyatlarındaki düşüş,
*Arap sonbaharları ile Ortadoğu ve Kuzey Afrikayı darmadağın eden küresel ittifakın patronunun, yeniden burnunun dibinde yaramazlıklar eden L. Amerikaya dönüşü,
*Maduronun bir Chavez olmayışı,
*Chavezin, mazlum ülkelere unutturulmuş olan planlı ekonomik kalkınmaya yönelik tüm gayretlerine(1) rağmen, tek ürünlü(petrol) bir ülkesi olmaktan henüz çıkamamış olması ve muhtelif ambargolar( Bizim kuşaklar bu filmi rahmetli Ecevit hükümetleri döneminde Kıbrıs Barış Harekatını izleyen yıllardan bilir.) Venezuelanın bugün yaşadığı ağır sorunların, kıtlıkla sınanan devrimin temel nedenleri…
Tıpkı ülkemizin kuruluş döneminde olduğu gibi, ağır tehdit ve saldırılara rağmen kendi devrimini sürdürmeye çalışan, demokrasinin gerektirdiği refah düzeyinin, asgari yaşam düzeyinin çok altındaki mazlum ülkeleri küreselci medyanın salt soyut demokrasi paradigmasıyla değerlendirmenin ne kadar doğru ve haklı olduğunu okurlarımın takdirlerine sunarım…
Kıssadan hisse: Algı operasyonları çağında gördüğünüzü sandığınız köyler, artık mutlaka tutarlı, deneyimli kılavuzlar aracılığı ile değerlendirilmelidir… Çünkü gerçek genellikle görünenin ardındadır…
(1)Bu gayretler, Chavez ve Venezuela hakkında daha geniş bilgi için bknz: Umruk Noyan; CHÁVEZ NO NOS DEJES!CHÁVEZ BİZİ BIRAKMA!, Destek Yayınları, İstanbul, Haziran 2012