Dr. Noyan UMRUK
Efendiiim, Erdoğan ailesinin torunlarından biri Montessori eğitim yöntemiyle faaliyetini sürdüren bir Amerikan eğitim kurumundan mezun olmuş… Aileyi kutlar, mutlu gencimize yaşamı boyunca başarılar dileriz…
Nasıl bir yöntem bu Montessori yöntemi?
Eller zekanın organlarıdır. Çocuğun eline koymadığınız şeyi aklına koyamazsınız.İnsan,çevresine elleriyle sahip olur. Maria Montessori
İtalyanın ilk kadın doktoru, pedagog ve antropoloji profesörü Maria Montessori (1870-1952) yüzyılın başlarında her çocuğun özel ve farklı oluşundan yola çıkan, çocuğun bireysel becerilerine ve ilgi alanlarına, bireysel öğrenme hızına ve karakter özelliklerine uygun, temelde çocukta sağlıklı kişilik ve donanım oluşumunu öngören bir pedagojik yöntem geliştirdi…
Çok basitçe ünlü Çin darbımeseli Bana balık verme; balık tutmayı öğret Bayan Montessori pedagogisindeKendim yapabilmem için bana yardım et… şeklinde ifadesini bulur. Yani kısaca çocuklar yaparak öğrenirken, öğretmenlerin sadece yardımcı olmaları öngörülür…
Bayan Montessori 1899da Romada zeka geriliği olan tüm çocukların yollandığı yeni orthophrenic-uncommun- sıra dışı okulunda yöneticilik yaparken zihinsel eksikliğin sıklıkla pedagojik bir problem olduğu sonucuna varır. Geliştirmekte olduğu yöntemle eğittiği bir grup engelli çocuk devlet yeterlilik sınavlarında normallere yakın bir başarı gösterir.
Bunun üzerine Maria Montessori 1907 yılında kurduğu ilk çocuk evi Casa dei Bambinide engelli olmayan çocuklarla çalışmalarındaki gözlemlerinde çocukların eğitim sürecinde nelerden hoşlandıklarını ve nelerden hoşlanmadıklarını şöyle saptar:
Çocuklar;
Ödüllerden,
Cezalardan,
Yetişkin tarafından programlanmış eğitimden,
Oyuncaklardan,
Şekerlemelerden,
Öğretmen masasından,
Toplu derslerden hoşlanmamakta,
Buna karşılık
Özgür seçimden,
Hatalarını kendilerinin denetiminden,
Hareket etmekten,
Sessizlikten,
Sosyal ilişkilerini kendileri tarafından kurulmasından,
Çevrenin düzenli ve temiz olmasından,
Özgür faaliyete dayalı bir disiplinden,
Kitapsız okuma ve yazma öğrenmekten hoşlanmaktadırlar.
Bayan Montessoriye göre:
Çocuk, özeldir, tektir. Kendine has bir varlıktır.
Çocuk etrafındaki maddesel dünyayı absorbe eder, geleceğe yönelik kişilik modelini kendi biçimlendirir.
Çocuk, insanlığın mimarıdır. Bu mimarlar farkında olmadan içlerindeki inşa planına uyarak kendi ritimleri doğrultusunda kendilerini geliştirmeye çalışırlar.
Bu gelişime yetişkinler etki edemezler çünkü onlar inşa planını bilmemektedirler. Bir yetişkinin zamansız müdahalesi ya bu inşa planını tahrip edebilir ya da yanlış bir yöne yönlendirebilir.
Montessori Eğitiminin temel taşları
Montessori Eğitiminin temel taşlarından birisi hazırlanmış çevredir. Çocuklar hazırlanmış çevredeki Montessori materyallerinden, bireysel ilgi ve eğilimine göre bağımsız olarak seçim yaparlar.
Montessori okullarında çocuklar, istedikleri materyalle, istedikleri zaman, istedikleri yerde calışırlar.
Çocuklara istedikleri kadar tekrar etme imkanı sunulur. Erken öğrenen yeni bir çalışmaya geçebilecektir, çünkü öğrenmede herkesin farklı bir ritmi vardır.
Materyallerdeki hata kontrolü çocuğun kendi hatasını bulmasıyla gerçekleşir. Başka birinden uyarıya, onaya ve düzeltmeye gerek kalmaz. Kendi kendisini düzeltmesine olanak sağlar. Böylece yetişkinden bağımsızlaşmak doğal olarak gerçekleşir.
Bu anlamda yöntem sadece akademik eğitimi değil çocuğun tüm gelişiminde etkin her unsuru ele alır. Çocuğun ihtiyacı olan gerçek bir özgüven, sağlıklı bir hayal gücü, öğrenme isteği, bağımsızlık, muhakeme gücü ve karar alma yeteneklerinin gelişmesidir. Böylece gerçek hayatı daha donanımlı karşılayacaktır.
Montessori Pedagojisi bireysel zekaya dayalı ve yaratıcı problem çözme becerisini teşvik ve talep eder.
Sınıf düzeni ile her çocuğa aynı seviyede eğitimden ziyade her çocuğun kapasitesinin ve ilgisinin şekillendirdiği eğitimi öngörmektedir. Konsantrasyonu yüksek olan çocukla, ilgisi dağınık çocuğa verilecek ortak eğitim ikisini de yoracağı gibi başarılı bir sonuç da getiremez.
Yetişkinlerin görevi çocuğun, güçlü bir karakterde oluşturması için gereksinim duyduğu fiziksel ve ruhsal bir hijyen ortamını sağlamaktır. Böylece çocuğun içindeki yetenek ve gizil gücü uyandırılmış olur.
Dünyada Montessori
Montessori Eğitim Metodu, 76 ülkede binlerce okulda uygulanmakta ve başarılı sonuçlar alınmakta. Bu okullardan yaygınlık durumu ise bazı ülkelerde şöyle:
Amerika – 1909
Kanada – 511
Almanya – 318
Hollanda – 228
Pakistan – 23
Ekvator – 15
Suudi Arabistan – 4
Etiyopya – 2.
Montessori Okullarından Mezun Bazı Ünlü Kişiler:
Katharine Graham, Washington Postun sahibi ve editörü
Jacqueline Bouvier Kennedy Onassis, first lady
Sean P.Diddy Combs, müzisyen, prodüktör ve işadamı
Gabriel Garcia Marquez, Nobel ödüllü edebiyatçı
Jeff Bezos, finansal analist, AMAZON.COMun kurucusu
Prince William and Prince Harry, İngiliz kraliyet ailesi
T. Berry Brazelton, ünlü pediatrist ve yazar
Julia Child, ünlü şef ve yazar
Melissa and Sarah Gilbert, aktörler
Montessori Yöntemi ve Türkiye
Düşünürsek ülkemizde bu yöntemi andıran, ama ülkenin o dönemdeki koşul ve gereksinmelerine anlamlı, gerçekçi ve de özgün biçimde yanıt veren daha büyük bir yaş grubunu hitap eden Köy Enstitülerini anımsamamak mümkün mü?
Ayrıca bu tür okullar ülkemizde de var… Anaokulu düzeyindeki bu okulların yıllık ücretleri 20.000 T.L.dan başlıyor…
Yaşamakta olduğumuz eğitim sefaletine son vermeye, okul öncesi dönemden başlamamız gerekmez mi?
Bu tarz ya da benzeri yöntemler, göreve getirilen her eğitim bakanının meşrebine göre içinden çıkılmaz bir keşmekeşe dönüştürdüğü, maalesef okuduğunu anlayamayan kuşaklar yetiştiren eğitim sistemimizin adam edilmesi için en azından tartışılması gereken yöntemler değil mi?
Her köşe başında mantar gibi biten, ancak maalesef dar gelirli ailelerden gelen öğrencileri yarışma sınavlarında nal toplatan İmam Hatip okularının durumu düşünülünce, özellikle günümüzde çok ihtiyaç duyulan nitelikli emek kuşaklarını yetiştirecek teknik-meslek okulları, ana okulları, ilk ve orta eğitimde bu tür ya da benzeri yöntemlerin sadece imkânları olan ailelerin çocukları için değil de, tüm çocuklarımız için yaygınlaştırılması, önümüzdeki 10 yıl içinde dünyanın en gelişmiş 10 ülkesi içine girme iddiasında olan bir ülke ve de anayasasıyla sosyal devlet olma zorunluluğunu benimsemiş bir devlet için daha tutarlı olmaz mı?