Obez büyüme: Hakça değil Akça paylaşım

Dr.Noyan Umruk

Eveeet yılın üçüncü çeyreğinde %11lik bir büyüme oranını yaşıyoruz…

Aynı dönemde hızlı büyüme oranları ile ünlü ülkeler Çin, Hindistan %6,8, AB ortalama %2.5 büyürken gerçekten önemli bir oran bu…

Nasıl oldu bu iş?

*Temmuz, Ağustos, Eylül aylarında dayanıklı tüketim mallarında ve konut sektöründe dolaylı vergilerin sıfırlanması ya da oranlarının düşürülmesi ile ani bir artış gösteren özel tüketim harcamaları bu gelişmenin başat faktörü…

*Kredi garanti fonu uygulaması ile diğer bir faktör…

*Son yılların en büyük bütçe açığına yol açan kamu harcamaları…

*Ve nihayet alıp başını giden enflasyon…

Uzun lafın kısası söz konusu büyüme, üretimde hatırı sayılır artışlardan çol geçici olarak özendirilen harcamalardan kaynaklanıyor…

Nitekim 2017 yılının üçüncü çeyreğinde bir önceki yılın aynı çeyreğine göre tarım sektörü toplam katma değeri %2,8, sanayi sektöründe stokların eritilmesi ile %14,8 ve inşaat sektörü %18,7, ticaret, ulaştırma, konaklama ve yiyecek hizmeti faaliyetlerinin toplamından oluşan hizmetler sektörünün katma değeri ise %20,7 artış oranları da, söz konusu büyüme oranının, daha çok stoklarını eritme imkanına kavuşturulan dayanıklı tüketim malları ve inşaat sektöründen kaynaklandığını gösteriyor…

Tarım sektörü  ise ithalat vergilerinin sık sık sıfırlanması nedeniyle yine üvey evlat… Ossun ithalatçılar kazansın!

Gelelim asıl konumuza bu büyüme kimlere yarıyor???

Gelir dağılımında adaleti ölçmek için kullanılan araçlardan en önemlisi Gini katsayısı. Gini katsayısı bir ülkede yaratılan ekonomik değerin nüfusa ne derece adil paylaştırıldığını ölçmek için kullanılan bir ekonomik gösterge…

Sıfır ile bir arasında değişen katsayı, sıfıra yaklaştıkça gelir dağılımı eşitliği, bire yaklaştıkça gelir dağılımı eşitsizliği söz konusu. Dünyada yapılan gelir dağılımı araştırmaları Gini katsayısının gelişmiş ülkelerde, özellikle K.Avrupada (İngiltere, İsveç, Norveç gibi) 0.25-30larda seyrettiği, en iyi durumdaki Almanyada  0.28 olduğu, az gelişmiş ülkelerde ise uçurumun büyüklüğüne göre  0.50leri aştığını gösteriyor. Bu açıdan Türkiyenin durumu yıllar itibariyle daha da kötüye giden bir trend sonucu 0.402- 0, 404 düzeylerinde. (Mahfi Eğilmez, Gelir dağılımında düzelme yok!, Yazılarım Portalı)

Görülüyor ki; Türkiye  gelir dağılımında adaleti ifade eden %25 Gini oranından çok uzaklardayız.

Toplumun en üst %20lik gelir grubunun payına gayrisafi milli hasılanın %47-50sini, geriye kalan tüm çalışanlar(%80i) %49- 53ünü, en alt %20lik gelir grubunun %5-6sını aldığı bir ülkede fazla söze ne hacet…

 Nitekim İktisadi İşbirliği ve Kalkınma Teşkilatı da (OECD),  son raporunda tüm dünyada üye ülkeler arasında zengin ve fakir arasındaki uçurumun giderek arttığı, üye ülkelerin çoğunda son 30 yılın en büyük gelir dağılımı eşitsizliğinin yaşandığı vurgulanırken, gelir dağılımı eşitsizliği hesaplamalarında kullandığı Gini parametrelerine göre 21 ülke içinde gelir eşitsizliğinde Meksika zirvede yer alıyor; Türkiye ikinci, ABD üçüncü, Yunanistan ise dördüncü sırada.

Türkiye maalesef küresel ekonomik krizden ciddi şekilde etkilenmiş olan İtalya, İspanya,Yunanistan ve Portekiz gibi Avrupa ülkelerinden daha yüksek bir gelir dağılımı eşitsizliğine sahip.

Diğer taraftan, Türkiyeye ilişkin karşılaştırmalı göstergeler bununla da sınırlı değil. Türkiyede göreli yoksulluk oranı yüzde 20 aşarken OECD ortalaması % 11.

Ayrıca, gelir dağılım eşitsizliğinin en yüksek olduğu Meksikada, en zengin yüzde 10 geliri, en yoksul yüzde 10dan 27 ila 30 kat daha fazla(Tevekkeli değil Meksika başkanlık modelini pek sevdik…)  Bu oran, ABD, İsrail, Yunanistan ve Türkiye grubunda 13 ila 16 kat… Türkiye nüfusunun en zengin yüzde 10luk kesiminin sahip olduğu gelir, en yoksul yüzde 10luk kesimin elde ettiği gelirin 15 katına denk geliyor. Bu oranın ideali 8… OECDde ortalamasının ise 9.8 olduğu görülüyor…

Bütün bunlar yetmiyor…

*Bütçe gelirlerinin % 67inin son derece adaletsiz, yükü dahaçok düşük gelir gruplarının sırtına yükleyen dolaylı vergilerden oluşması…

*Son 15 yılda daha ziyade yüksek gelir gruplarını ilgilendiren 9 vergi affı…  

Gelir dağılımındaki adaletsizliğin üzerine tuz biber ekiyor…

Gelir eşitsizliği ekonomik büyümeye zarar verir mi?

Ülkelerin Gini katsayılarını karşılaştırmalı olarak inceleyen raporda bir önemli nokta da Gelir eşitsizliğinin ekonomik büyümeye de zarar verdiği sonucu... Kullanılan tablolar, son yıllarda Türkiyenin büyümesinin yüzde 4,6sını gelir adaletsizliği nedeniyle kaybettiğini gösteriyor. Aynı dönemde Meksikanın yüzde 10, Yeni Zelandanın ise yüzde 9luk büyüme kaybı yaşadığı vurgulanıyor.  Rapor büyüme-gelir eşitsizliği ilişkisi şöyle açıklıyor:

Gelir eşitsizliği dezavantajlı grupların eğitim fırsatlarını ve motivasyonlarını azaltıyor. Ayrıca, sınıf değiştirme sıklığını ve olasılığını da aşağı çekiyor. Bireyler yeteri kadar beceri geliştiremiyorlar.

Rapordan çıkan sonuç ise ülkelerin gelir eşitsizliğini azalttığı ölçüde daha fazla ve sağlıklı büyüyebilecekleri şeklinde.

Sonuç:

Tüm bu veriler göz önünde tutulduğunda,15 yıllık AKça paylaşım döneminden söz edilebilir. Kurumsallaşmış sosyal devlet yerine siyaset ve oy mekanizması ile doğrudan bağlantılı olarak, itaat eden herkese çapına göre yukarıdan aşağıya ihale, iş, para, makam, makarna, kömür, erzak, yeşil kart vb. dağıtılarak kendi dünya görüşlerine, cemaat sosyolojisine uygun düşen bir paylaşım sistemi…  

Pek tabii ki; çalışanlar söz konusu olunca akla gelen Kemer Sıkma Politikaları adı altında uygulanan ücret politikaları ile gelir dağılımındaki bu uçurumun küçültülmesi mümkün değil.

Ezcümle bizim Davazlının ifadeleriyle durum şu durum:

Böyüyoz be daayı , eyi de kimlee ne gadaa büyyo... Güççüklee eyice bi deri bi gemik galıkene böyyüklee eyice bi obezleşiyo be yaa…Davazlı aha bu böyümeden heç bi şee ağnemeyo gaari… Maademkine o gaden böyüveedik, esgeri ücreti insan gibisine yaşayıveecek gade attırıveesinlee, veegi meegide almayıveesinlee milyonlaaca(6.5-7milyon) ademi sevindiriveesinlee deyyon be daayı…

Keşke Davazlıyı bir nebze dinleseler…

Bir yanda işsizlik ve yoksulluk labirentinde günü kurtarma çabası ve hayat gailesi ile hemhal çaresiz emekçi ve emekli kesimler… Öte yandaKumarhane Kapitalizmini arsızca oynayanlar …(1)

İşte böyle… Tamam mı, devam mı? Karar hepimizin…

(1)Işıklı, Alpaslan, Kumarhane Kapitalizmi, Otopsi Yay.,2002