Bir ülkede yargı bağımsız değilse, yukarılardan esen rüzgârlara göre maç oynanırken keyfi kararlar alabiliyorsa, sandık güvenliği kırılan boyunlar, kalaşnikoflu militanlarca sağlanıyorsa seçimin ne anlamı kalır?
Evet, bu referandumun en vahim sonucu seçmen iradesini anlamsız kılmış olmasıdır.
Değerli okurlarım, Hiç üşenmedim. Hafta sonunda yukarıdaki soruyu sosyal medyada her görüşten izleyenlerime sordum. Gelen onlarca yanıt noktasına, virgülüne dokunulmadan aşağıda:
Yanıtlardan da görüldüğü üzere genel eğilim bu şartlarda seçmen iradesinin anlamsız kaldığı yönünde…
Bu durumda en azından birliktelik yeterli nitel ve nicel güce ulaşana değin ve de sokağın provoke edilmesi, orantısız şiddetle söndürülmesi tehlikelerine karşı çare pasif direniştir.
GANDHİ AŞIRI ŞİDDET TEHDİDİ ALTINDAKİ KİTLELERLE BÖYLECE BAŞARIYA ULAŞMIŞTI.YARATICI ZEKA ZAMANI..
Peki, elimizde ne var?
*18 milyona ulaştığı söylenen nüfusu ile dünyanın birkaç mega kentinden biri İstanbul,
*Ankara, İzmir gibi metropoller,
*Adana, Diyarbakır, Antalya, Mersin, Eskişehir, Aydın, Denizli, Van, Hatay, Muğla Manisa, Edirne, Tekirdağ gibi büyükşehirler…
Bu kentler ülke gayrisafi milli hasılasının(GSMH)nın, entelektüel kapasitesinin, vasıflı işgücünün, reel üretimin, turizm ve hizmetler sektörünün, tasarruf ve özellikle tüketim gücünün %70-80ini oluşturuyor.
Yani büyük bölümünü orta sınıfın, beyaz ve mavi yakalı emekçilerin oluşturduğu ilave oyları çalınmış %48;6nın tüketimden doğan gücü…
O halde ülkede adalet, hukuk, yargı bağımsızlığı isteyenlerin şu anda elindeki en etkili araç: Mümkün olduğunca az tüketmek ve de tüketimde seçici davranmak…
Ne dersiniz
PASİF DİRENİŞ
Gandhi aşırı şiddet tehdidi altındaki kitlelerle böylece başarıya ulaşmıştı. Yaratıcı zeka zamanı..