Tek kutuplu bir dünyanın sürdürülmesi için, özellikle Bush yönetimi döneminde ivme kazandırılmış olan ve devam eden süreç, kısaca Amerikanın küresel sacayağı şu dört ayaktan oluşmakta:
*Teknoloji tekelini elinde tutan askeri güç,
*Kültürel alanda, tek dile-İngilizcenin yaygınlaştırılmasına dayanan küresel etki alanlarının genişletilmesi, Holivutun da etki alanındaki kültür emperyalizmi
*Sosyo-politik alanda, finans kapitalin büyük çoğunlukla müridi olduğu evangelist-siyonist dünya görüşü denetiminde, İslam aleminde ise Gülen hareketine ivme kazandırılan model üzerinden tek ya da "yakınlaştırılmış bir din"le insanlığın, küresel imparatorluğa uyumunun sağlanması,
*Ekonomik alanda, başta silah, ilaç, uzay ve iletişim endüstri ve teknolojileri desteğinde tek para birimine, rezerv para olarak dolara dayanan küresel hegemonya,
Diğerlerini bilmeyen kalmadı; biz gelelim paracıklara …
Bu bağlamda 1971 yılı çok önemli…
Başkan Nixon döneminde, sürekli finansal ve ticari açıkların ABD altın stoklarını eritmesi nedeniyle, Bretton Woods Anlaşmasının 1ons altın=35 dolar paritesi-ölçüdüne göre dolar basılabilmesi (emisyon) zorunluğunun 27 yıllık ömrü sona erdirildi. Dolar ve başlıca döviz fiyatları artık piyasa güçlerince belirlenecekti. Böylece ABD, doları karşılıksız basarak istediği gibi dünyaya dağıtmak imkanına kavuşurken, dolar dünya merkez bankalarının rezerv parası oluyordu.
Ancak, evdeki ya da ekonomik alandaki hesap çarşıya uymadı. Bakın, neler oldu: A.B.D. 2007 finans krizinden bu yana 12 Trilyon doları aşan kurtarma paketleri uygulayıp;
Gayri Safi Milli Hâsılasının sadece yüzde 13ünü üretirken
Dış ticaret açığı 650 milyar dolar cıvarında… Ne yapacaklarsa; sanki çok kullanacak adamları varmış gibi Trumpın Suudilere ve Katara tabiri caiz ise itelediği sırasıyla 130 milyar dolar, Katara 11-12milyar dolarlık silah bu açığı kapatır mı? Bilinmez…
Ulusal borcu 7,5 trilyon dolar…
Her gün 1 milyar dolar nakit paraya ihtiyaç var.
Sadece Çinden alınan borç 80 milyar doları aşmış durumda...(1)
Böylece, ABD.de başlayan, bir bölümü sanal ekonomide patlayan, kayıt dışı ya da yasa dışı etkinliklerle "şebeke suyuna lağım suyu da karıştıran" uluslar arası finansal yapı, dolar ekseninde öngörülen ekonomik hegemonyayı iyice tartışılma sürecine sokmakta….
Bakın neler oldu ya da oluyor?
*Film. Avrupa Birliğinin, ortak para birimi Euroya geçişi ile başlıyor….
*Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt, Katar, Umman ve Bahreynin 1 Ocak 2010dan itibaren El Halici adı verilen bir ortak para birimini hedefledikleri izleniyor.
* Latin Amerikanın Chavez öncülüğünde başlatılan ortak para birimi ve kendi ekonomikalanı içinde gittikçe gelişen bir yapılanma içinde olduğu biliniyor.
* Bu bağlamda, Arjantinin Çinden 10 milyar dolar karşılığı 70 milyar yuan aldığını ve aralarındaki ticaretin bu para birimine göre yürütüleceği ifade ediliyor.
* Rusya Federasyonu, Kazakistan, Beyaz Rusya, Kırgızistan, Tacikistanın "Avrasya Ortak Para Birimi"ne geçiş çalışmaları yapıldığı basına yansıyor.
*Çin, Avrasya-Pasifik alanı için yeni bir para birimi öngörmektedir.
* Ayrıca Çinin Brezilya ile ticaretinin Yuan üzerinden yapılacağı açıklanıyor…
* Türkiye ile Rusya Federasyonu aralarındaki ticaretin Ruble, TL. üzerinden yapılması konusunda anlaştığı da gündemde yer alıyor…
*Aynı şekilde, Çin Büyükelçiliği müsteşarı, Türkiye ile Çin arasındaki ticaretin ,Yuan ve TL üzerinden yapılmasını öneriyor…
* Son gelişmeler içinde, Haziran 2009 ayı ortalarında BRİC Brezilya, RF, Hindistan ve Çinin iştiraki ile yapılan ekonomik zirvede, dolar yerine ikame edilecek yeni bir para birimi için çalışmalara başlanması hususunda görüş birliğine varılıyor.( Bu yakınlaşma ile eş zamanlı olarak, Hindistan ve Çin hudut bölgesinde bazı ihtilafların çıkmış olması da anlamlıdır!!!)
*Ayrıca, Beyaz Rusya, RF ve Kazakistanın gümrük birliğine gitmeleri, gene RF, Kazakistan ve Ukraynanın aralarında buğday birliği oluşturacakları da aynı haberlerde yer alıyor.
*Putin, bu açılardan, Dünya Ticaret Örgütü ile karşı karşıya geliyor… Yeni bir para birimine oluşturulmasına ilişkin yaklaşım ve çabalara ABD şiddetle direniyor…
Görüldüğü gibi, dolara duyulan güven ve dünya rezerv para birimi olarak Bretton Woodstan bu yana süre gelen etkinliği, yaşanılan küresel finansal krizler sonucu olarak derinden sarsılıyor... Bu süreç, ülkeleri yeni arayışlara, birlikteliklere yönlendiriyor, giderek itiyor...
Süreç bir taraftan yeni güç dengeleri arayışlarına neden olurken diğer yandan da, finans kapital üzerinden etkinlik sağlamayı amaçlayan politikalar ve stratejilere karşı çeşitli ülkelerin mukabil stratejiler oluşturmalarına neden oluyor....
Bu dolar şımarıklığının serbest piyasadaki bir başka yanıtı ise başta altın olmak üzere değerli maden fiatlarındaki gelişmeler… Ülkelerin merkez bankaları, 2011 den itibaren yüksek hacımlı altın alımlarını sürdürüyorlar…
Şimdi gelelim bu çerçevede Türk-Amerikan ilişkilerindeki fırtınalı havaya…
Türkiye,Rusya ile ticaretinde belki de nükleer santral ve S-400 füze alımları da dahil olmak üzere ABD Doları yerine, iki ülkenin para birimleri, yani TL ve Ruble ile yapılması konusunda adım atmış ve Putin ile bu konuda anlaşmıştı; bununla da yetinmedi; bu kez İranla 60 milyar Dolarlık ticaret hedefine imza attı ve de bu ticaretini ABD Doları ile değil kendi para birimleri ile yapacağını duyurdu.
Bazı emekli bakanlar, Halk Bankası Gn. Md. Yrd. dahil 200ün üstünde kişiyi kapsayan Reza davası, korumalar olayı, ABDnin terör örgütü PKKya (PYD) ağır silahlarla Akdenize açılması öngörülen koridor, medyaya yansıyan Tillerson mektubunda görüldüğü üzere Barzanistanın bağımsızlığının Tavşana kaç, tazıya tut uslubü ile desteklenmesi, Metin Topuzun ve ABDli rahibin tutuklanması ve karşılılıklı Vize ambargoları ile tırmanma devam ediyor…Durmadan zarar yazan THYa milyarlarca dolarlık uçak alımı da bu tırmanmayı pek durduramıyor…
Aslında bu tür filmlerin, dolara karşı tavırlara sert tepkilerin yeni olmadığı biliniyor… Ama sürekli yeni versiyonları piyasaya çıkıveriyor…
Örneğin; Avro bölgesine karşı en büyük üç gücünden biri olan İngilterenin Avrupa Birliğinden ayrılması, Çekoslovakyanın bölünmesi, İspanyada Katalon ayrılıkçı hareketi ve bu devinimin sonucunu bekleyen BASK hareketi, İtalyada ayrılıkçı Kuzey Ligi (Lega Norda) ve Alto Adice bölgesi, Belçikada yükselen Vallon-Flaman gerilimi, Fransada Korsika ve Bretonlar, Almanya da Bavyera hassasiyetleri…
Kuveyt üzerine çullanmasına göz yumulan Saddamın, 2000 yılında, petrol ticaretinde ABD Doları yerine Euroyu kullanacağını açıklamasına karşı ABD, defterinin dürülmesi… Daha sonra yalan olduğu kesinlikle kanıtlanan, Irakın kitle imha silahları ürettiği gerekçesiyle perişan edilmesi, 1.5 milyondan fazla insanın öldürülmesi ve nihayet Saddamın infazı…
Eveeet, artık soru şu: Bölgemizde oluşmakta olan yeni güç dengeleri, tek kutuplu dünyayı sona erdirerek ABDnin yukarıda geçmişten örnekleri verilen marifetlerini yinelemeyecek ölçüde güç kaybına uğratmış mıdır?
Dipnotda da görüldüğü üzere bizzat bazı Amerikan düşünürleri bu görüşte …
Dileyelim; böyle olur; ülkeler geleceklerini, vahşice ve alçakça operasyonlara tabi tutularak değil, kendi özgür iradeleriyle demokratik yoldan belirlerler…
(1) Kirkpatric Sale , Amerikan İmparatorluğunun Çöküşü