Frederic Joliot-Curienin laboratuvarları

Ender Helvacıoğlu

Frederic Joliot-Curie… 20. yüzyılın en büyük fizikçilerinden biri… Pierre ve Marie Curienin kızları Irene Curie ile evli. Frederic ve Irene Joliot-Curie çifti yapay radyoaktifliğin keşfi dolayısıyla 1935 Nobel Kimya Ödülünü almışlardı.

Frederic Joliot-Curienin asıl ünü bilimdeki üstün başarılarından değil, 1940lı yılların başında Nazi işgali altındaki Fransada verdiği yiğit anti-faşist mücadeleden gelir. Joliot, Fransa Ulusal Direniş Cephesinin başkanıdır. Direnişe önderlik eden Fransız Komünist Partisinin (FKP) üyesidir. Savaştan sonra da Dünya Bilim İşçileri Federasyonunun ve Dünya Barış Konseyinin kurucusu ve genel başkanı olacaktır.

***

FKP önderliğinde kurulan ulusal cephe komiteleri işgalci Nazilere karşı gizlilik koşullarında son derece etkili bir mücadele verdi. Pasif direnişten etkin sabotajlara kadar uzanan eylemler bütün Fransayı Naziler için bir cehennem haline getirdi. Nazi subayları öldürülüyor, konvoylar dinamitleniyor, depolar ateşe veriliyordu.

Hitlerin öldürülen her Alman için 100 Fransız kurşuna dizilecek emri yurtseverleri yıldıramadı. Nazilerin misilleme olarak kurşuna dizdikleri yurtseverlerin sayısı on binlerle ifade ediliyordu. Bunların büyük çoğunluğunu komünistler oluşturuyordu. Öyle ki, Fransız Komünist Partisinden kurşuna dizilenler partisi olarak söz ediliyordu.

Kurşuna dizilenler arasında yine büyük bir kuramsal fizikçi olan Jacques Solomon, yazar Jacques Decours ve felsefeci George Politzer de vardı.

Frederic Joliot-Curie, arkadaşlarının ülkeyi terk ederek daha güvenli bir yere geçme önerilerini reddetti. Naziler Joliotdan şüpheleniyorlar ama gelişebilecek tepkilerden çekindiklerinden dolayı onu tutuklayamıyorlardı; fakat sürekli gözetim altındaydı.

Joliotun College de Francedaki laboratuarları direnişçiler için el bombası, dinamit, molotof kokteyli ve telsiz aygıtları imal eden bir fabrikaya, bir cephaneliğe dönüştü. İlginçtir, College de Franceın da içinde bulunduğu Paris Üniversitesi Alman askeri yönetiminin karargâhıydı. Ayrıca laboratuarda Alman fizikçiler sürekli çalışmaktaydılar.

Ama Joliotun ünü ve kişiliği öylesine tartışılmaz bir düzeydeydi ki burunlarının dibindeki bu laboratuarları aramak Nazilerin hiçbir zaman aklına gelmedi. Zamanla Paris Üniversitesinde böyle 18 tane daha bomba imalathanesi kurulup çalışmaya başladı. Joliotun evi ise tam bir silah deposu haline gelmişti.

Ağustos 1944de Ulusal Cephe Komitesi Parisin Nazilerden kurtarılmasına karar verdi. Joliot ayaklanma hazırlıklarında doğrudan görev aldı. Paris Ayaklanması 19 Ağustos günü başladı. Caddeler, sokaklar bir anda barikatlardan geçilmez olmuştu. Nazilerin zırhlı araçları direnişçilerin el bombalarına hedef oluyor, aylardır üniversite laboratuarlarında imal edilen bombalar, molotof kokteylleri şimdi teker teker hedeflerini buluyordu.

Savaş altı gün altı gece sürdü. İşçiler, memurlar, öğrenciler, öğretmenler, genç-yaşlı bütün yurtseverler var güçleriyle savaştılar. Paris 25 Ağustos günü kurtarıldı. Kent sokak sokak Nazilerden temizlenirken Joliot da yurtseverlerin ön safındaki yerindeydi.

***

Vatanseverlikten, kendini yurdu için feda etmekten, anti-emperyalizmden, anti-faşizmden söz edilecekse en önde komünistler gelir. Tarihte de böyle olmuştur, günümüzde de böyle olacaktır.

Bunu, tarihlerinde işbirlikçilikten ve emperyalizmin taşeronluğundan başka hiçbir şey bulunmayan siyasal İslamcılar iyi bilsin. Sosyalist, komünist olduklarını iddia edenler de bu sıfatların hakkını nasıl verebileceklerini bu küçük tarih kesitinden çıkarsınlar.

(Kaynak: Güney Gönenç, Hep Aranızda Olacağım: Frederic Joliot-Curienin Yaşamöyküsü, Bilim ve Sanat Yayınları, Birinci baskı, Kasım 1983.)