Hayırlı Cumalar…

Ender Helvacıoğlu

Cuma mesaisinin namaz vaktine göre ayarlanacağı Başbakan Davutoğlu tarafından açıklandı, biliyorsunuz.

HDP Eşbaşkanı Demirtaş da bu uygulamada bir sakınca bulunmadığını ama Alevilerin de benzer taleplerinin karşılanması gerektiğini belirtti.

Takip edebildiğim kadarıyla, Cumhuriyetin kurucu partisi CHPden bu konuda pek bir itiraz gelmedi. Parlamentoda gündeme getirilmedi; ortalık karışmadı.

Sağlı-sollu Kemalistler, ulusalcılar ve cumhuriyetçiler de bu konu üzerinde fazla durmadılar; es geçtiler.

İlginçtir, sosyalist parti ve örgütler de dişe dokunur bir tepki göstermediler. Belki ben kaçırmışımdır ama herhangi bir açıklamaya bile rastlamadım.

Herhalde bu düzenlemenin yaz-kış saati uygulaması gibi bir ayarlama olduğu düşünülüyor.

***

Haksızlık etmeyelim, bazı tartışmalar yapılmıyor değil.

Örneğin düzenlemenin sadece kamu çalışanları için mi getirildiği, özel sektör çalışanlarını kapsayıp kapsamayacağı çok önemli bir konu! Madem bu, ibadet özgürlüğü kapsamında demokratik bir haktır, kamu-özel tüm çalışanlar için getirilmeli, değil mi?

Çok daha önemli bir tartışma, düzenlemenin kadınları da kapsayıp kapsamayacağı… Kadınların neyi eksik, neden erkeklere göre bir saat daha fazla çalışsınlar?

Neyse ki, Diyanet İşleri Başkanlığı görevlileri Kuran-ı Kerimde cuma namazı kadın erkek diye ayrılmamıştır. Kadınlar da cumaya gidebilir diye fetva verdiler de konu şimdilik tatlıya bağlandı. Hanım çalışanlara camilerin neresinde yer gösterileceği türünden teknik konular da çözülecektir hayırlısıyla!

Böyle çözümler üretilmeseydi, kadınlara da cuma namazı hakkı! diye sokaklara dökülecek feministler türeyebilirdi. Gülmeyin; bu ülkede bacılarının türban hakkına destek için türban takıp ortalıkta boy gösteren erkek solcular görülmedi mi?

Bir diğer tartışma, farklı dinsel inançlara mensup çalışanlar için bu uygulamanın nasıl hayata geçirileceği. Gerçi bu yüzde 1lik azınlık için istisnalar kaideyi bozmaz deyip geçilebilir, ama yine de bir sorundur.

Tabii bir de cumaya diye çıkıp başka yerlere giden uyanıklar peydahlanacaktır. Ama herhalde bunlar için de birtakım takip, ihbar, ceza müeyyideleri getirilecektir.

Evet, tartışmalar bu noktalarda…

***

Oysa bu düzenleme, değerli okurlar, din ile dünya işlerinin birbirinden ayrılması, hadi o kadar radikal olmayalım, din ile devlet işlerinin birbirinden ayrılması demek olan laikliğe ağır bir saldırıdır.

Toplumsal yaşamın İslamileştirilmesi, İslami kurallara göre düzenlenmesidir mesele…

Hayat memat meselesidir kısacası… Sert bir tepki gösterilmez ise, emin olun arkası gelecektir.

Bu tür düzenlemeler, ülkemizin sosyal demokratlarının, cumhuriyetçilerinin, aydınlanmacılarının, solcularının, sosyalistlerinin de canını fazla yakmıyorsa artık…

Hayırlı Cumalar muhterem okurlar!