Aslında herkes (en çok da dinciler, yani din tüccarları) bilir ki, hiçbir şey Allahtan gelmez. Hele lütuflar hiç… İnsanlar lütuflarını kendileri yaratırlar ve kazanırlar. Lütuf güce gelir; lütufu lütuf yapan dünyevi güçtür. Allahın lütfu deyimi ya olasılığı mistikleştirmek ya da gerçek nedeni gizlemek için kullanılır.
Bilindiği gibi 15 Temmuz darbe girişimi, daha en sıcak saatleri yaşanırken Erdoğan tarafından Allahın lütfu olarak nitelendirilmişti. Erdoğan 03.00-04.00 civarı indiği (nereden geldiği de bir sır) İstanbul Atatürk Havalimanında Bu Allahın bir lütfu. Çünkü Silahlı Kuvvetlerimizin temizlenmesine vesile olacaktır. diye konuşmuştu. Aynı dakikalarda Ankarada Meclis bombalanmaktaydı. Bu ne dirayet!
Darbe duruşmalarının başlamasıyla birlikte bunun Allahın lütfu değil, bir kurgu lütuf olduğu netleşmeye başlıyor.
Baksanıza, Perinçek ve Vatan Partisi yöneticileri ile Yeni Şafak gazetesi yöneticileri, darbeyi kim daha önceden biliyordu tartışması yapıyorlar. Bu meseleyi aralarında çözsünler; bizi ilgilendiren iki tarafın da en az bir gün önceden darbe girişimi yaşanacağını -analiz olarak değil, somut bir bilgi olarak- bilmeleridir. Vatan Partisinin ve Yeni Şafakın bildiğini, Hakan Beyin, Hulusi Beyin ve Tayyip Beyin bilmemesi düşünülemez. En azından enişte biliyordu!
Kısacası lütuf kurgulanmış ve yaratılmıştır. İnsan yapımıdır. Darbeciler bir noktada konu mankeni haline getirilmişlerdir. Konu mankeni haline getirilen bir kesimi daha söyleyelim: Sokağa çağırılan kitleler ve canlarını kaybeden yüzlerce insan. İşte bu bir trajedi!
Neyse, sanırım 15 Temmuz 2016 arşivlerinin 70 yıl sonra açılmasını beklemeyeceğiz; kısa bir sürede bu darbe girişiminin ardındaki kurgular ve kurgucular ortaya saçılacaktır. Çünkü bunu Rusya da biliyor, ABD de, İran da, İsrail de… Eniştelerin bildiğini bunlar bilemeyecek mi?
Bugüne kadar Erdoğan bu lütuftan olabildiğince yararlandı. Başkanlığı bile gündeme getirebildi. Ama yetmiyor! Moda deyimle Türkiyenin dinamikleri, Tayyip Başkana sorun çıkarıyor.
Tayyipin Allahtan bir lütuf daha beklemekten başka bir çaresi yok gibi gözüküyor. Baksanıza, Hürriyetin editoryal hatasının üstüne nasıl da atladılar. Ama bu iş öyle ufak tefek hatalarla çözülecek gibi değil. Lütuf Allahtan gelmeli!
Ben Mart ayı boyunca çeşitli lütuf girişimleri bekliyorum doğrusu. Referandumda evet çıkmasını sağlayabilecek bir lütuf mu olur, yoksa referandumu engelleyecek çapta bir lütuf mu, o kadarını bilemem; onu enişteler bilir. Ama bir lütuf lazım…
İsyan halindeki MHP tabanını hizaya getirecek, Vatan Partisine konu vatansa referandum teferruattır dedirtecek, hatta HDPyi bile bir şekilde devreye dahil edebilecek çapta bir lütuf gerek.
Bir başarısız darbe girişimi daha mı olur…
Bir başarısız veya birkaç başarılı suikast mı yaşanıverir…
Terkedilmiş Kandile bayrak mı dikilir…
Vatan savaşında yeni cepheler mi açılır…
Oluk oluk Mehmetçik kanı mı akar…
İranla bir maraza mı çıkar…
TAKı, IŞİDi ortalığı mı yakar…
Bunlar herkesin aklına gelen, bir çırpıda sayılabilecek olasılıklar. Belki de şapkadan yeni bir tavşan fırlayacaktır. Belki sürpriz kişilerin sifonu çekilecektir.
Bunlar üzerinde fazlaca kafa yormanın bir anlamı yok. Şimdilik şunu ilan ederek konuyu kapatabiliriz:
Bu saatten sonra gelebilecek her lütuf bir kurgu lütuftur ve 1 nolu müsebbibi Erdoğan ve AKP iktidarı olacaktır. Kursalar da kurulsalar da… Memleketi bütün bu olasılıklara açık hale getiren mevcut iktidardır.
Halkımız aptal değil. O lütufları iktidar açısından bir belaya dönüştürecek, yemezler diyecek basirete de sahiptir. (Basiret yeterli değil, örgüt de lazım ama o ayrı konu)
Uyanık olacağız ve işimize bakacağız: Hayır toplamını mümkün olduğunca en üst düzeye çıkarmak. 1,5 ay süresince esas işimiz bu.