19 Mayıs bir turnusol kağıdıdır, kalın hattır. Sadece bir tarih tartışması bağlamında değil, bizzat günümüzde, bizzat arazide…
19 Mayıs bir anma günü müdür? Keşke öyle olsaydı. Keşke geride bırakabilseydik, aşabilseydik, müzeye kaldırabilseydik 19 Mayısı.
Toplumumuzun devrim müzesinin nadide bir yerine koyabilseydik ve her yıldönümünde bir müzeyi gezer gibi çoluk çocuğumuzla gidip sakince anabilseydik 19 Mayısı keşke…
Ama henüz bunun çok uzağındayız ne yazık ki…
Dolayısıyla 19 Mayıs, hâlâ bir kalk borusudur. Mücadele çağrısıdır…
Günümüzdeki toplumsal mücadelenin belki de en belirleyici mevzisinde takır takır savaşmaktadır 19 Mayıs. 97 yıl önce başlayan süreci bir parantez haline getirip kapatmaya çalışanlara karşı, bu kadim coğrafyanın boyun eğmeyen gençlerini mücadeleye davet etmektedir.
***
19 Mayıs bir turnusol kağıdıdır demiştik. Özellikle sol için, sosyalistler için, devrimci gençler için…
Güzelim Mayıs ayı…
1 Mayıs: İşçi sınıfının ve tüm emekçilerin birlik, dayanışma ve mücadele günü.
6 Mayıs: Faşist diktatörlüklere karşı başkaldırının günü. Denizlerin günü.
19 Mayıs: Emperyalizme karşı ayağa kalkmanın günü. Bağımsız Türkiye kıvılcımının çakıldığı gün.
Bu üç gün birbirini tamamlar. Biri eksikse, hiçbiri olmaz!
Bu üç günü aynı coşkuyla yüreğinde hissetmeyen sol-sosyalist olamaz, devrimci olamaz, Deniz olamaz…
19 Mayısın hâlâ sımsıcak olan çağrısına kulak tıkayanın 1 Mayısı palavradır, değerli arkadaşlar.
19 Mayısın kalk borusuyla uyanamayanın 6 Mayısı bir mevlit olabilir ancak…
Ve tabii, 1 Mayıs ile 6 Mayısı es geçip 19 Mayısı kutladığını sananlar, o 19 Mayısı parantez yapmaya çalışanların mevzilerine düşerler ister istemez.
1-6-19… Biri olmazsa diğeri olmaz. Bu üçü bizim safın mevzisinin formülüdür. Türkiyenin kurtuluş denklemidir. Devrim denklemidir…
***
1 Mayıs 1977de, daha bıyığı terlememiş bir genç olarak, sabah inanılmaz bir coşkuyu, akşama doğru ise korkunç bir acıyı aynı günde yaşadım. Coşku doldum, kin tuttum…
6 Mayıs 1972de küçük bir çocuk iken, güzel ablamın yeşil gözlerinden süzülen yaşlara şahit oldum. O gün için Denizleri asanlardan değil belki ama ablamı ağlatanlardan nefret ettim.
19 Mayıs ise, biri komünist diğeri Kuvayı milliyeci olan iki dedemin ve cumhuriyet öğretmenleri olan annem ve babamın mirasıdır bana.
Türkiyede böyle devrimci olunuyor. Veya büyük konuşmayayım, ben böyle oldum. Benim de mirasım bu üçüdür gençlere…
Ama işimiz daha bitmedi. Eminim, bu Mayıs ayına bir gün daha ekleyeceğiz. 1-6-19-… Bu diziyi tamamlayacağız.
***
Bağımsızlık mücadelesinin ilk adımı 19 Mayıs, Türkiyenin yiğit gençlerine ve emekçi halkına kutlu olsun.
Güzel ülkemizin, bilge coğrafyamızın tepesine çökmüş çakallara, yılanlara, çıyanlara, yobazlara, emperyalistlere, işbirlikçilere, kompradorlara, yavşaklara, döneklere, alçaklara, tayyiplere karşı mücadelenin günü olsun.
Dağ başını duman almış, yürüyelim arkadaşlar…
Gün doğdu, hep uyandık…
19 Mayısınız kutlu olsun, sevgili gençler…