Yeni bir sosyalist strateji ihtiyacı

Ender Helvacıoğlu

Yeni bir döneme giriyoruz.

Sosyalistler mevcut iktidara karşı yeni bir strateji geliştirmeli: Artık engelleme stratejisi değil, bir iktidar (devirme) stratejisi. Çünkü engellenemedi. Ama devrilebilir.

Bazıları ise “uyum stratejisi” geliştirecek. Erdoğan iktidarı tarafından temsil edilen rejime bir biçimde uyum sağlamayı, o rejim içinde bir yer edinmeyi hedefleyecekler. Rejime yaltaklanma ve destek vermekten rejim içi muhalefete (rejim solu) uzanan bir yelpazede yer alacaklar.

Bunun kanalları da var: Örneğin VP öteden beri bir kanaldı. CHP bir başka kanaldır. HDP de bir kanaldır. Bazı sosyalistler bu kanallardan geçerek rejime herhangi bir yerinden eklemleniyorlar/eklemlenecekler. Hakimiyetini ilan eden ve hegemonyasını kuran her rejim bir kısım muhalifini bu şekilde kapsayabilir.

İlk elde kendi içimizde “uyum stratejisi” ile “devirme stratejisi” arasında bir çatışma ve ayrışma yaşayacağız. Aslında iki strateji de bu çatışma içinde şekillenecek ve netleşecek.

Bir “devirme stratejisi” geliştirmeye çalışırken elde ne var, bakmak gerek.

Birincisi, bu süreç içinde devletleşmeyen, CHP’lileşmeyen ve HDP’lileşmeyen sol kurum ve kişiler.

İkincisi, engellemeye çalışma döneminde harekete geçmiş olan muhalif toplumsal güçler.

Üçüncüsü, devirme stratejisine destek sağlayabilecek olası yeni toplumsal güçler.

Bu üçünün de ne durumda olduğunu, ne gibi güçlü ve zayıf yönleri bulunduğunu tespit etmeliyiz. İkinci ve üçüncü olarak saydıklarımız nesnel olgulardır ve değişimleri toplumsal koşullarla sınırlıdır. Ama birinci olarak saydığımız “biz”iz ve iradi olarak kendimizi şekillendirebiliriz. Yeni bir stratejiyi geliştirecek olan da bu birinci kesimdir zaten.

***

İlk olarak kuramsal ve genel politikaların tespitine yönelik bir çalışma yapmak gerekiyor. Doğal olarak dünyada ve ülkemizde değişen koşulların tespiti ışığında…

İkinci olarak, alışılageldik politika yapma tarzımızın, mevcut araçlarımızın yeni koşullar için yeterli olmadığını kavramamız gerekiyor (çünkü bunların engelleme stratejisi için bile yeterli olmadıkları ortaya çıktı).

Yani artık hiçbir şey eskisi “kadar” olamaz. Ne ideoloji ne strateji ne politikalar ne taktikler ne de yöntemler, tarzlar ve araçlar…

Kısacası yeni bir başlangıç ve çıkış gerekiyor.

***

Bu sözler fazla iddialı bulunabilir. Aslında değildir. Çünkü şimdilik toplumsal bir başlangıç ve çıkıştan söz etmiyorum. Deyim yerindeyse kendimize ve zihnimize çekidüzen vermekten söz ediyorum, ki bu bizim elimizde.

Bunun ilk adımı basittir: tartışmak ve birbirimizi dinleyip anlamaya çalışmak. Buna ihtiyaç var; çünkü sanırım kimse tek doğruyu temsil ettiğini -lafzen olmasa da zihnen- düşünmüyor. Birbirimizin doğrularından alçakgönüllülükle ve açık yüreklilikle öğrenmeye muhtacız.

Bu ilk adımın aracı bir “Sosyalist Strateji Kurultayı” toplamak olabilir.