Açık sistem; çevresindeki diğer sistemlerden sürekli girdi alan bunları belirli süreçlerden geçirdikten sonra yine çevreye sunan, böylelikle çevreyi etkileyen ve ondan etkilenen sisteme verilen addır. Kuşkusuz okul da açık bir sistemdir.
Açık sistem olan okula konu olacak girdi çok çeşitlidir. Ancak, bunlardan belli başlılarına değinilecektir.
Açık sistem olarak okulun en önemli girdisi öğrencinin kendisidir. Ancak, girdi olarak öğrencinin belli başlı nitelikleri öğretme-öğrenme süreci için dezavantajlı niteliklere sahiptir.
Bunların başında öğrencilerin sosyo-ekonomik koşulları gelmektedir. Öyle ki, ülkemizde yoksul sayısı yaklaşık olarak 17 milyon olarak belirtilmektedir. Bu durumda AKP iktidarı kendine pay çıkarmalıdır.
Yine, velilerin genel anlamda eğitim düzeyinin düşüklüğü bilenen bir gerçektir. Zira, AKP ve yandaşlarının okuyan kesim istemediği biliniyor. Esas acı veren tartışmaya bir rektör yardımcısının da ne acıdır ki bu rektör yardımcısı cahil kesimle nemalanması gerektiği konusunda görüşünü açıkça belirtmiştir. Sözün özü, iktidarın eğitim düzeyinin düşüklüğünde payı büyüktür. Bunun da sistem olarak okulun girdisi olan öğrenciyi etkilememesi mümkün değildir.
Diğer taraftan, donanım imkanları da sistemin girdisi olarak düşünülmelidir. Özellikle, yerleşim olarak okulların elverişli olmadığını görmekteyiz.
Yine, bilgisayar vb. olanaklar açısından yetersiz olduğu bilinen bir gerçektir.
Açık sistem süreç gibi özelliğe sahiptir. Yani girdi olarak öğrencinin belli bir süreçten geçmesi gerekiyor. Bu aşama kuşkusuz öğretme-öğrenme sürecidir.
Ancak, bu aşamada da sorunlarımız bulunuyor. Özellikle, yeni başlayan öğretmenlerin sınıf yönetimi ve alan bilgisi yetersiz kalmaktadır.
Yine, açık sistem olarak okul çevrenin gerçek sorunları doğrultusunda öğrencide beceri geliştirmek. Ancak, öğrencide geliştirilen bilgi ve beceriler küresel güçlerin istediği yönde yetiştirildiği bilinen bir gerçektir. Bunda da küresel güçlerin yerli işbirlikçisi olan AKPnin payı büyüktür.