Ayrıcalık; ekonomik ve siyasal gücün eşitsiz dağılımından dolayı kimi birey ve toplumsal grupların elde ettiği; yasa ya da töreyle yaptırıma bağlanmış olan ya da olmayan üstünlük durumudur.
Türk Eğitim Sistemine hangi boyutuna bakarsanız bakın ayrıcalık görünmektedir. Hem makro hem de mikro düzeyde ayrıcalıkların olduğunu görürsünüz.
Milli Eğitim Merkez örgütü; bazı durumlarda kadrolara atamada liyakat ölçütü değil de AKPye yakınlık ölçütü temel alınmaktadır.
Diğer taraftan, İllerdeki Milli Eğitim Müdürlerinin atanmasında liyakat ölçütüne uyulmamaktadır.
Elbette, böyle bir yaklaşım çeşitli olumsuzlukları beraberinde getirmektedir. Milli Eğitim Merkez ve taşra örgütleri güçsüz kalmaktadır.
Yine, yetenekli yöneticiler sadece görüşlerinden dolayı devre dışı kalmaktadır. Bu durumda yöneticilerin sadece dünya görüşlerinden atanmaması, aynı yöneticilerin yeteneklerinden yararlanılmaması anlamına gelmektedir. Öyle ki bu durum Milli Eğitim sistemi için büyük bir kayıp olarak değerlendirilmelidir.
Okullarda yapılan ayrıcalığa ne demeli? Okullara liyakat sahibi olmayan, fakat sadece AKPye yakınlığı ile bilinen okul müdürleri atanmaktadır. Bu durumunda okulları etkisiz kılması aşikardır.
Özellikle, insan kaynakları yönetiminde olumsuzluklar görülmektedir. Öğretmenler arasında kutuplaşmalar doğmakta ve çatışmalara yol açmaktadır.
Bu durumda öğretme-öğrenme sürecine, dolayısıyla okulun etkililiğinde aksaklıklara neden olmaktadır. Aslında sorunun çözümü AKPnin yarattığı ayrıcalıkların nedenlerinde aranmalıdır.