Sözleşmeli öğretmenlik için yapılan mülakat sınavlarda "Reis Kimdir? Gezi olaylarına katıldınız mı?" gibi soruların sorulduğu bilinen bir gerçek.
Kuşkusuz, birkaç dakikalık süre içerisinde bir öğretmen adayının öğretmenlik statüsü için yeteli olup olmadığını belirlemek güçtür.
Aslında, burada yapılma istenen herkesin bildiği gibi siyasi iktidara yakın kadroları oluşturmaktır.
Diğer taraftan vurgulanması gereken en önemli hususlardan biri demokrasi ve demokratik değerlerin yerleşmediği ülkemizde iktidar yanlılıların değer, tutum ve inanç olarak kendilerine benzeyenleri tercih etmeleridir.
Kuşkusuz, böyle bir anlayışın psikolojik kökeni bulunmaktadır. Bu da siyasi iktidar aynı değerleri taşıyan öğretmen adaylarını göreve getirerek kendilerini değerli görme ihtiyaçlarını karşılamaktadırlar.
Özellikle farklı renklere yer vermeyen böyle bir anlayış öğrencilerin tek tip ve daha da muhafazakar yetişmesi muhtemel görülüyor.
Böyle bir durum, giderek okulları ve toplumun çağdaş ve demokratik değerlerden daha da uzaklaşacağı anlamına geliyor.
Yine, Türk Milli Eğitim Sisteminde gerici tutum ve davranışların daha da yaygınlaşacağı muhtemel görülüyor.
Diğer taraftan kadrolaşmanın sonucu olarak diğer öğretmen adaylarının kutuplaşma yaşaması; o da aynı öğretmen adayların sisteme yabancılaşmasını öne sürmek pek abartı sayılmamalıdır.