Bağımlılık, bir kişi toplumsal grup ya da toplumun siyasal, ekonomik, kültürel vb. bakımdan başka kişi, grup ya da toplumların güdümü, yönetimi altına girmesine verilen isimdir.
Gerçekten siyasal iktidara yakın bir biçimde atanan okul müdürleri iktidara bağımlıdırlar. Bu durum hiyerarşik bir yapı izlemektedir. Yani her konumu işgal eden bir üst konumuna bağımlıdır. Kuşkusuz, bu anlayışta belirleyici olan eğitim yöneticilerinin nepotizm uğruna atanmasıdır.
Asıl konumuz olan okul yöneticileri ve bağımlılık ilişkisine gelince söylenecek çok husus var.
Bunların başında okul müdürlerinin atanmasında siyasi iktidara yakın sendika vb. üylerine ayrıcalık tanınmasıdır.
Kuşkusuz, okul müdürlerinin üst konumları arasındaki asalak ilişki olan bir çok olumsuzlukları bulunmaktadır.
Örgüt içi politikaların belirlenmesinde ve uygulanmasında üst konumlara bağımlı olması okul müdürlerine aslında çok şey kaybettirmektedir. Okul müdürü gerçek anlamda mesleki anlamda kendisi olamamaktadır. Bu ne anlama geliyor?
Gerçek anlamda yönetimle ilgili değer, tutum ve davranışlarını yaşayamaması anlamına geliyor. Bu durumda okul yöneticisi açısından çok şey söylenebilir.
Böyle bir uygulama okul müdürü okulun amaçlarıyla özdeşleşememesine yol açacaktır. Ya da kurumuna ilişkin aidiyet duygusu yaşayamamasına neden olabilir. Yine okul müdürleri öğretmenlerle bütünleşemeyebilir.
Tabii ki bağımlılığın neden olduğu bu olumsuzluklardan okulun işlevlerinin olumsuz etkilenmesi kaçınılmazdır.