Bilginin sekülerleşmesi, bilginin her çeşit dinsel ve geleneksel dünya ile bağlarının kopması ve hatta bunlara karşı savaşarak özgürleşmesi, arayışı sürecinde ussal olduğu kadar imgesel ve duygusal tüm yetilerimizi içeren etkinlik.
Kuşkusuz, etkili ve sağlıklı bir yaşam için bilginin sekülerleşmesi gerekmektedir. Çünkü, çağ onu gerektiriyor.
Bireyler ve toplumlar sorunlara böylece çözüm bulabilirler. Bununla da bitmiyor. Bilgi sekülerleşerek çağdaş gelişmelere uyum sağlayabilir.
Türkiyede bilgi sekülerleşmediği için ekonomik, sosyal, siyasal bakımdan sorunlar yaşıyoruz. Bu durumun başlıca nedeni temelde bilginin sekülerleşmemesi.
Türkiye de bilgi tam olarak sekülerleşmediğinden, ekonomik anlamda bağımsız değiliz. Bakanlarımızdan bazılarının "biz icat etmeyiz, dışarıdan alırız" gibi söylemlerde bulunduğunu unutmuş değiliz. Bu söylem aslında dinsel motifleri içerisinde barındırıyor.
Diğer taraftan, bilginin sekülerleşmemesinin sonucu olarak siyasal anlamda da sorunlar yaşıyoruz.
Özellikle, son on üç yıldır AKPnin dış politikası bu anlayışa iyi bir örnektir. AKPnin dış politikasının sekülerleşmemesi ülkeyi kaosa götürmüştür. Çünkü, Türkiyenin ılımlı İslam Cumhuriyeti hayali Türkiyeyi zor durumda bırakmıştır.
Yine, bilginin sekülerleşmemesinin sonucu olarak bir çok toplumsal sorunla karşılaşmaktayız. Aile içi şiddet, madde kullanımının küçük yaşlara inmesi bunlardan başlıcaları.