Elbette düşünmek uygarlaşmak demektir. Karar verme, sorun çözme ve akıl yürütme ile ilgilidir, düşünmek. Ancak, kişilerin düşünmesi istenmiyor. Özellikle, siyasi iktidar nerdeyse biz sizin yerinize düşünür karar veririz diyor.
Böyle bir anlayışla uygarlaşmak mümkün mü? Tek başına karar veremeyen, fikir üretemeyen akıl yürütemeyen bir kişi nasıl uygarlık yolunda çaba gösterebilsin?
Kuşkusuz, diğer kurumların uygarlaşma açısından önemi tartışılamaz. Ancak, eğitim kurumunun yeri ve önemi tartışılamaz.
Ancak, uygarlaşmanın ön koşulu olan düşünme açısından mevcut eğitim sistemimiz nasıl bir niteliğe sahip? Başka bir ifadeyle, eğitim sistemimiz düşünmeyi sağlıyor mu?
Tabii ki hayır. Sınıflarda görülen hava, genel anlamda düşünmeyi sağladığı şüphe göstermektedir.
Çünkü, öğrencilerin düşünmeleri için özgürlüğe, eşitliğe ve adalete ihtiyaç var. Bazen, okul yönetimi bazen öğretmenlerin sağladığı iklim ve fiziksel, teknolojik olanaksızlıklar böyle bir anlayışı sağlamaktan çok uzaktır.
Yine, halen sınıflarda cinsiyet eşitsizliği hüküm sürmektedir.
Diğer taraftan, öğrenciyi düşünmeye sevk eden ve grup sürecine ağırlık veren öğretim yöntemlerinin kullanılmaması büyük bir sorun olarak kabul edilmeli.
Çünkü, grup sürecine ağırlık veren öğretim yöntemleri öğrencinin düşünme becerisini geliştirerek bilgiyi kendisi buluyor.
Öğrencilerin düşünebilmeleri için konuşma fırsat verilmelidir Ancak, gerek sınıfların kalabalık olması gerekse halen hüküm süren otoriter öğretmen tutumları buna engel oluyor.
Uygar olmayan kişilerden oluşan bir toplum toplumsal, siyasal ve ekonomik alanlarda etkili olması mümkün mü?