Tek tipleşme; aynılaşma tek kalıba sokma, ilk ve orta eğitimdeki endoktrinasyon (örneğin din, milliyetçilik) sürecidir. Kuşkusuz, eğitim açısından böyle bir konunun mümkün olduğunca analiz edilmesi gerekmektedir. Analiz; hangi boyutlarıyla eğitim sistemimizin tektip özelliği gösterdiği ele alınması ve sonuçlarının neler olacağı bu yazının temel amaçlarından biridir.
Özellikle, son müfredat programıyla öğrenciler tektip öğrenci yetişmektedir. Bu proğram neoliberal ve dini bir içeriğe sahiptir. Dinsel öğeler taşıyan müfredat proğramı öğrencileri belli bir kalıba
sokmakta; ve böylece birey olmaları engellenmektedir. Yine, neoliberal müfredat proğramının temel özelliği kapitalist ve küresel güçlere insan kaynağı yetiştirmeyi amaçlamaktadır. Kuşkusuz, böyle bir içerik tektip öğrenci yetiştirilmesine yol açacaktır.
Diğer taraftan, tektip öğrencilerin yetiştirilmesi bakımından bu konunun öğretim yöntemleri ile bağının ele alınmasın gerekmektedir. İlginçtir, yıllardır sınıflarda onlarca öğretim yöntemi bulunurken, sadece genellikle doğrudan düz anlatım başta olmak üzere soru cevap yönteminin kullanılması öğrencileri tektipleştirmektedir. Bu yöntem, öğrencilerin sorgulama gücünü kullanmalarında önemli bir yer tutan bilişsel alanlarını uygulamaya yeterince dahil etmediği için öğrenciler tek tipleşmektedir.
Okul yönetimi öğrenci arasındaki bağlantı tektip öğrencilerin yetişmesinden bağımsız olarak düşünülemez. Okul yöneticileri öğrenciye en yakın statü liderleridir. Bu nedenle, okul yöneticilerinin
tutum ve davranışı amaçlı olmalıdır. Ancak ülkemizde, liyakat ölçütlerine göre atanmayan okul yöneticileri ile mümkün mü?Okul müdürlerinin demokratik olmayan tutum ve davranışlar öğrenci için kaygı ve endişe demektir. Bunun diğer anlamı kaygı ve endişe öğrencileri bireyselleşemeden alıkoymaktadır.
Bireyselleşemeyen ve özgürleşemeyen öğrencileri yetişkinlikte çok büyük olumsuzluklar beklemektedir. Bu öğrenciler yetişkinlik yaşamında ebeveyn durumuna geldiklerinde etkili ve sağlıklı karar veremediklerinden aileleri önemli sorunlar yaşamaktadır. Yine, bireyselleşemeyen öğrenciler gelecekte siyasi kurumu daha da etkilemektedir. Özellikle birey olamayan öğrenciler oy verme davranışını geleneklerden ve maddi çıkarlardan dolayı başkalarına ipotek edebilmektedir. Çözüm, daha toplumsal ve ülkenin gerçek sorunları ile ilgili müfredat proğramı, eğitim sistemin yönetim, öğretim ve psikolojik ve rehberlik boyutlarının daha işlevsel bir yapıya bürünmekle mümkündür.